Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, AK Parti Meclis Grubu'nda partili milletvekillerine sesleniyor. Erdoğan konuşmasında ATV- Sabah ihalesine yönelik eleştirilere de üstü kapalı yanıt verdi.

AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Recep
Tayyip Erdoğan, Katar, Suriye, Suudi Arabistan, Kuveytli işadamlarının,
dünyanın her tarafında yatırım yaptığını ancak bu yatırımlar Türkiye'ye
yönelince, farklı tavırlar gösterildiğini belirterek, "Nedir bu
hazımsızlık, neden bu alerji? Bu açıkça ayrımcılıktır, sermaye
ırkçılığıdır" dedi.

Erdoğan, partisinin grup toplantısında yaptığı konuşmada, Meclis
çalışmaları, uluslararası temaslar, kadın ve gençlik kolları kongreleri,
açılışlar bakımından, yoğun bir haftayı ve dolu dolu bir ayı geride
bıraktıklarını söyledi.

"Türkiye'nin bugünü ve geleceği açısından hayati derecede önemli" diye
nitelendirdiğini Sosyal Güvenlik Yasasını yoğun, özverili çalışmalar
sonucunda Genel Kuruldan geçirdiklerini anımsatan Erdoğan, yine başka
önemli bir düzenleme olan TCK'nın 301. maddesine ilişkin değişikliğin de
Genel Kurula geldiğini belirtti.

İsveç, Katar ve Suriye'de temaslarda bulunduğuna işaret eden Erdoğan,
Türkiye'de Avrupa Komisyonu Başkanı, Avusturya Dışişleri Bakanı ve KKTC
Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat'ı ağırladıklarını anlattı.

İsveç, Katar ve Suriye'de işadamları ve iş çevreleriyle görüştüklerini
dile getiren Erdoğan, her üç ülkeyle dış ticaretin, son 5 yılda çok
büyük ivme kazandığını kaydetti.

-"KATAR'DA PROJE TUTARI 5 YILDA 5 KAT ARTTI"-

Başbakan Erdoğan, "İsveç ile 2002'de dış ticaret hacmimiz 831 milyon
dolardı, 2007'de 2 milyar 600 milyon dolara çıktı. Katar ile -ki bu daha
çarpıcı- 2002'de dış ticaretimiz sadece 26 milyon dolar seviyesindeyken,
2007'de 480 milyon dolara ulaştı. Eğer sadece Ankara'ya mahkum bir
zihniyet, anlayış olsanız 26 milyon dolardan Türkiye lehine 480 milyon
dolara çıkaramazsınız. Bugün Katar'da 7 bin Türk, ekmek mücadelesi
veriyor, iş sahibi. Suriye ile 2002'de dış ticaretimiz 773 milyon
dolardı, 2007'de 1 milyar 175 milyon dolara çıktı" diye konuştu.

İsveç'te Türk vatandaşlarınca 3 bini aşkın firma kurulduğunu, yıllık
cironun 3 milyar Avroya ulaştığını ifade eden Erdoğan, Katar'da, Türk
işadamları ve müteahhitlerinin proje tutarının 5 yılda 5 kat arttığını,
5 milyar dolara ulaştığını bildirdi.

Erdoğan, bunların son derece önemli göstergeler olduğunu vurguladı.

-"GÖZÜNÜN ÜZERİNDE KAŞI VAR"-

Erdoğan, sadece bu üç ülkeyle değil, Türkiye'nin ilişkisi olan hangi
ülkeye bakılırsa bakılsın, 5 yıllık süreçte ilişkilerin, işbirliğinin,
ticaretin çok büyük bir sıçrama kaydettiğinin görüleceğini belirtti.

"Allah aşkına, bundan kim, niye rahatsızlık duyar?" diye soran
Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Ben buna anlam vermekte zorlanıyorum. 'Suriye'ye gitme, Araplar
tarihte şunu yaptı', 'İsveç'e gitme, gözünün üzerinde kaşı var',
'Katar'a, Yunanistan'a, Bulgaristan'a, Avustralya'ya gitme...'
Gitmeyince olmuyor, bunu artık anlamak lazım. Gitmeyince, ihracatımız 36
milyar dolarda kalıyor, 114 milyar dolara çıkmıyor, bunu artık görmek
lazım.

Bakınız bütün Ortadoğu'da, ABD, İngiltere, Fransa, İsveç, Hollanda...

Bütün o batı ülkeleri çok büyük yatırımlar gerçekleştiriyorlar. Körfez
sermayesini çekmek için ellerinden geleni yapıyorlar. Türkiye, 5 yıl
öncesine kadar oralarda yoktu, varsa da özel sektörümüzün,
işverenlerimizin, girişimcilerimizin kendi özel gayretleriyle vardı.

Şimdi bizim müteahhitlerimiz, ABD ve Çin ile dünyanın en büyük
projelerine imza atıyorlar. Türk müteahhit sektörü, ABD ve Çin'den sonra
dünyada 3. sıraya yükseldi."

-"NEDİR BU HAZIMSIZLIK"-

Başbakan Erdoğan, aynı "alerjinin", Türkiye'ye gelen uluslararası
yatırımlar karşısında da nüksettiğini gördüklerini vurgulayarak, "Bazı
ülkeler baş tacı, bazı ülkeler sakıncalı. Küreselleşen dünyada böyle bir
ayrım yapılabilir mi?" diye sordu.

Katar, Suriye, Suudi Arabistan, Kuveyt'li işadamlarının, dünyanın her
tarafında yatırım yaptıklarını dile getiren Erdoğan, kendilerine her
türlü davet çıkartıldığını, ilgi gösterildiğini söyledi. Başbakan
Erdoğan, şöyle konuştu:
"Ama bu yatırımlar Türkiye'ye yönelince, bakıyorsunuz farklı farklı
tavırlar gösteriliyor. Nedir bu hazımsızlık, neden bu alerji? Bunun
altında ne var? Her başbakan, her hükümet, bu yatırımları artırmanın
çabası, gayreti içinde oldu. Olmadı, yapamadılar, yıllık ortalama 1
milyar dolar seviyesini aşamadılar.

Şimdi Türkiye 22 milyar dolar seviyesini yakaladı, bu tartışmalar
başladı. Üstelik biraz dürüst olmak lazım, biraz tutarlı olmak lazım,
millet görüyor, millet bu tartışmaları izliyor. Bu millet kimin nerede
durduğunu, kimin ne demek istediğini çok iyi biliyor. Bu açıkça
ayrımcılıktır. Bu, sermaye ırkçılığıdır. Bu, Türkiye'ye zarar veren,
Türkiye'nin ekonomisini, dış ticaretini, büyümesini, istihdamını hedef
alan son derece tehlikeli bir yaklaşımdır. Yatırımın, sermayenin,
ticaretin rengi, ırkı, milleti olmaz. Türkiye'nin menfaatine, Türk
milletinin çıkarına olan neyse, biz onu yaparız. Bu yaklaşımın
Türkiye'yi geçmişte nerelere taşıdığını, hangi krizlere taşıdığını da
çok iyi biliyoruz. Ne hakkınız var millete bedel ödetmeye? Ne hakkınız
var bu ülkeye, bu ülke ekonomisine bedel ödetmeye? Nereden buluyorsunuz
bu hakkı? Bu yetkiyi kendinize nereden yüklüyorsunuz? Eğer sizin bu
yetkilendirmeniz cazip gelseydi, zaten benim vatandaşım 22 Temmuz'da
size 'Buyurun iktidar' derdi. A ülkesi Türkiye'de yatırım yaparsa sorun
yok. B ülkesi yatırım yaparsa, 'O yeşil, o kırmızı, o siyah, o mavi'
Buna herhalde renk alerjisi deniliyor. Artık siyasilerin de medyanın da
yüzleşmesi gerekiyor."