Bülent Tezcan… CHP Aydın milletvekili… Genel Başkan Yardımcısı… Partinin önemli bir ismi…

Silahlı bir saldırıya hedef oldu… Geçmiş olsun… Bu kadarına da “şükür” demek lazım… Daha kötüsü de olabilirdi.

Vekillerine karşı yapılan bu çirkin olay sevenlerini üzdüğü kadar Sayın Tezcan’ın hemşerilerini de üzdü… Hastaneye ziyaretçi akını oldu.

Olay hem siyaset arenasında hem de devlet katında yankı buldu.

Cumhurbaşkanı, Başbakan Genel Başkan’a ve Bülent Tezcan’a geçmiş olsun dileklerinde bulundular.

Grup Başkanvekili Manisa Milletvekili Özgür Özel parti adına Aydın’a kamp kurdu.

Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu incelemede bulunmak ve Bülent Tezcan’ı ziyaret için apar topar Aydın’a geldi… Ve dedi ki:

Bizdeki izlenim Bülent Bey’e karşı planlı saldırının önceden hazırlandığıdır… CHP’ye karşı planlı saldırı yapılması bizi üzüyor.”(30.10.2016)

Grup toplantısında da: (01.11.2016)

Planlı bir saldırı… Arkasındaki iradeyi merak ediyorum.”

Saldırı planlı mı yoksa ani gelişen bir olay mı?

Henüz bilinmiyor. Ancak ani tahrikle bu tür işleri yapan “serdengeçtiler” her devirde olmuştur. Bu gün de bunlardan bol miktarda vardır.

Fakat Kılıçdaroğlu’nun grup toplantısında da daha önce söylediklerini tekrarlamasına bakılırsa o bunun planlı bir saldırı olduğunda ısrarcı…

İlk önce bir konuya açıklık getirelim…

Yemek ve lokanta seçimi önceden verilen planlı programlı bir karar değil… Katılımcılar da öyle… Sergide bir araya gelen partililerden oluşan bir grup…

İçlerinde partili olmayanlar da hatta bazı gazeteciler de var…

Sayın Tezcan valiliğin Kent Meydanı’nda düzenlediği “milletle cumhuriyetin buluşması gecesine”katılacağı için parti içi özel konulara girilecek bir toplantı da değil.

Diğer bir konu da saldırıyı gerçekleştirenin asıl amacı onu vurmak değil… İkaz etmek… Yoksa yan arkadan değil cepheden ateş etmeyi tercih ederdi.

Bu ayrıntıların açıklanması olayın öncesini ve sonrasını merak edenler için önemli olduğunu düşünüyorum.

Ayrıca geçmişteki benzerlerine bakıldığında da görüleceği üzere siyasi kimlikli kişilere karşı yapılan saldırıları bir azmettirenin olduğu şüphesi hayli yaygındır.

Komplo teorilerine milletçe ilgi duyarız.

Buna neden bu tür olayların çoğunun arka planının aydınlatılamamış, karanlıkta kalmış olmasıdır. Bu olay da öncekilerden farksız olacak gibi görünüyor.

Zira çoğunluk Genel Başkan’ın kanaatine odaklanmış durumda… Bireysel bir girişim olduğuna inanan hemen hemen yok gibi.

Öyle olunca saldırganın ülkücü geçmişinden hareketle bazıları olayı ülkücülere yamamaya çalıştı.

Bir kısmı da “Reis hakkında düzgün konuş” sözüne dayanarak sosyal medya üzerinden Mehmet Erdem’i azmettirici olmakla suçladı.

Kendisi ile görüştüm…

MHP İl Başkanı “Burak Pehlivan saldırıyı gerçekleştiren şahsın partimizle ne organik ne de inorganik bir bağlantısı bulunmamaktadır” dedi ve ithamları reddetti.

Mehmet Erdem ise olayın içine çekilmek istenmesine şiddetle tepki gösterdi ve Bülent Tezcan’a geçmiş olsun dileklerini yeniledi.

Şayet eylem Sayın Genel Başkan’ın dediği şekilde düşünülmüş, planlanmış bir eylem ise saldırıyı yapanın ya da azmettirenin de bu işten kazancını hesap etmediğini düşünmek mümkün mü?

Burak Pehlivan’ın açıklamalarına itibar etmedik diyelim… Azmettirenin de yapanın da bir an için ülkücüler olduğunu varsayarsalım…

Peki, bundan ülkücülerin ya da MHP’nin zarardan başka kazancı ne olacak?

Aynısı Mehmet Erdem ve AK Parti için de geçerlidir.

Eğer olaya Sayın Kılıçdaroğlu’nun saldırı önceden düşünülmüş, tasarlanmış sözü üzerinden yaklaşırsak o zaman herkese şu soruları sorma hakkı doğar:

BİR: CHP’de yükselen değer Bülent Tezcan’ın bu çıkışından parti içinde rahatsız olan birileri var da bu işin arkasında onlar mı var?

İKİ: Aydın özelinde: ” Ayağını denk al… Kurulan masanın dengeleri ile oynama,” diyen başka birileri var da onlar mı bu yolla Bülent Tezcan’ı uyarmak istedi?

ÜÇ: Yani olay elmanın içindeki kurtların hesaplaşmasından mı ibaret?

Bence CHP’liler diğer ihtimaller kadar buna da kafa yormalılar…