CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu partisinin grup toplantısında konuştu. Başbakan Erdoğan'ın devletin bazı kurumlarını kendi tetikçisi haline getirdiğini belirten Kılıçdaroğlu, "Tetikçi yaparsan, yarın bu tetiklerin kime döndüğünü hesap edemezsin. O namlular yarın sana dönecektir"dedi. Başbakan Erdoğan'a samimi bir çağrıda bulunduğunu söyleyen Kılıçdaroğlu, "Özel yetkili mahkemeleri kaldıralım, hukukun üstünlüğünün temelinde yeni bir hukuk düzeni kuralım"dedi.

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu hafta sonu 6 belediyeyi ziyaret ettiklerini hatırlattı. İki belediyenin AKP tarafından görevden alındığını söyleyen Kılıçdaroğlu onlara destek olmak için gittiklerini belirtti. Kılıçdaroğlu, "Milas’ta da deve güreşlerini izledik. Ama akılları fikirleri deveyi hamutuyla götürmek olanlar devede kaldılar ileriye gidemediler. Biz vatandaşlarımızın sorunlarına sahip çıkmak için gidiyoruz oralara onlar devede kalmışlar"dedi.

ORDUSPOR TARAFTARLARINI TEŞEKKÜR

Orduspor'un yiğit taraftarına CHP'lilerin selamlarını gönderen Kılıçdaroğlu, "Onlar geçen pazar Türk halkının duygularına tercüman oldular. Atatürk'ün Gençliğe Hitabesini okudular. 9 bin yürek tek ağızdan haykırdı. Söylenen bizim andımızdı. Ordulular Atatürk'ün Gençliğe hitabesini okurken 'Erzurum, Sivas kongresini biliyoruz' dediler. O kongrelerin kaynağını dile getirdiler. İşbirlikçilere karşı, tek yürek aslanlar gibi durdular. Bütün Orduluları şerefli alınlarından öpüyorum. Ordulular Atatürk'ün Gençliğe Hitabesi'ni okurken televizyonlarda onların sesi kesildi. Küfür mü sayıyorsunuz siz bunu? Hadi Recep Tayyip Erdoğan'ı anlatık, AKP'li bakanları anladık. Nasırlarına dokunmuş gibi onları ürkütür. Peki siz TC vatandaşlarından ne istiyorsunuz? Bu yayın kuruluşunu hepinizin önünde kınıyorum. Yapılan doğru değildir. 89 yıl önce Cumhuriyet'i kurduk. Yurdun her karışı şehit kanıyla sulandı. Hitabe bütün bunların özetidir"dedi.

"GELDİĞİMİZ NOKTA İÇLER ACISI"

CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, "Biz otokrasimiyiz? Yargıçlar devleti miyiz? Polis devleti miyiz? Bunlar tartışılıyor. Ama iki gerçek tartışılmıyor. Demokrasi ciddi darbelerle sarsılıyor, hukukun üstünlüğü ayaklar altına alınmıştır. Bu iki gerçek tartışılmıyor. 89 yılda geldiğimiz nokta budur. Geldiğimiz nokta içler acısı. Geldiğimiz nokta demokrasi değil, post-modern dikta yönetimidir. 10 yılda buraya geldik. 10 yılda geldiğimiz nokta kolu kanadı kırılmış bir demokrasi. Demokrasinin kurumları utançlara imza atmaz. İnsanlar haklarını yargıda ararlar. Halkın güvencesi hukukun üstünlüğü ve bağımsız yargıdır. Post-modern diktatörlüğü AKP'nin becereksizliğiyle geldik. Çatırdayan bir devletle karşı karşıyayız"dedi.

"BAZI KURUMLARI TETİKÇİSİ HALİNE GETİRDİ"

Başbakan Erdoğan'ın 'Benden yana olanlar benden yana olmayanlar' şeklinde ayrım yaptığını belirten Kılıçdaroğlu, "Şimdi ise benden yana olan devlet kurumları diyor. Bölücü diyoruz sesi çıkmıyor. Başbakan Erdoğan, devletin bazı kurumlarını kendi tetikçisi haline getirdi. Tetikçi yaparsan, yarın bu tetiklerin kime döndüğünü hesap edemezsin. O namlular yarın sana dönecektir. Gayrimeşru hale gelmiş bir devleti uzun süre ayakta tutamazsınız. Bir devlet illegal olabilir mi? Devlet dediğiniz meşrudur, hukuktur"dedi.

BOZDAĞ'I ELEŞTİRDİ

Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ'ın "Suça bulaşmadan örgüte sızmak mümkün değildir" söylediğini belirten Kılıçdaroğlu, "Suça bulaşmayı meşru hale getiriyor. Bu bilgisiz arkadaşa, cahil arkadaşa şunu söylemek isterim ; Devlet meşru bir kurumdur. Meşru bir yapıdır ki insanlar haklarını yargıda arıyor. Devletin kurumları illegal yapının bir parçası olsun diyorsun. Bu başbakan yardımcısı ishal-i kelamda bulunmuştur. Ben o arkadaşa şunu soruyorum ; Suça bulaşmadan kabineye girmek mümkün mü, değil mi? Çete mantığıyla yönetirseniz size bu soruyu sorarlar"dedi.

"MİLLETVEKİLLERİNE VERİLMEYEN BİR DOKUNULMAZLIK BU ÇETEYE VERİLİYOR"

Mit mensuplarının veya başbakan tarafından özel bir görevi ifa etmek için görevlendirilenlerin kim olduğunu belli olmadını söyleyen Kılıçdaroğlu, "Görevlerini yerine getirirken, görevi niteliğinden dolayı işledikleri iddia edilen suçlardan dolayı soruşturma açılmayacak. Ağır Ceza Mahkemesi'nin haklarında soruşturma açması Başbakan tarafından izne alınacak. Bu durumda Başbakan tarafından yönetilen bir çete akıllara geliyor. Çeteleri kim atayacak? Başbakan. Hangi demokraside bir başbakana çete kurma yetkisi verildiği görülmüş. Görevleri suç işleme yetkisine sahip olup, gönüllerinde davranma güvencesi veriliyor. Milletvekillerine verilmeyen bir dokunulmazlık bu çeteye veriliyor. Milletvekili dokunulmazlıkları kalksın diyoruz. Şimdi bu çeteye daha fazla dokunulmazlık veriyorlar. Veren kim bir çete reisi.

"ÖZEL YETKİLİ MAHKEMELERİ KALDIRALIM"

Başbakan Erdoğan'a samimi bir çağrıda bulunduğunu belirtin Kılıçdaroğlu, "Yargıçlara güvenmiyorum diyorsan, devleti illegal yapının içine boğarak bu sorunu çözmeye kalmayın. Özel yetkili mahkemeleri kaldıralım, hukukun üstünlüğünün temelinde yeni bir hukuk düzeni kuralım. Bizim hakkımız demokradir. Bu garabeti tümüylü bitirelim. Bunlar operasyon mahkemeleridir. Yarın namlunun kime döneceği belli olmaz, yarın bu namlular sana dönecektir.

"BİR KİŞİ İÇİN ÖZEL YASA ÇIKMAZ"

CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, "Devletin savcısı şunu söylüyor; 'Ciddi suç delilleri var. Görevimi yapıp, bu kişileri sorgulayacağım' Savcıyı ve polisleri görevden aldılar. Soruşturmanın ciddi delillere dayandığını söyledi. Biz bunu sürdüreceğiz diyorlar. Soruşturulan kişi devletin bütün sırlarına sahip, hertürlü delili karartabilecek bir konumda oturuyor. Soruşturmayı istediği gibi yönlendirebilecek bir konumda. MİT müşteşarını orada tutarak ne yapacaksınız? Soruşturmayı önlemek için yasa çıkaracaksınız. Bir kişi için özel yasa çıkmaz. Başbakan Erdoğan bu yasayla kendi paçasını kurtarmaya çalışıyor. CHP'yi ısrarla anlamak istemiyorlar. Biz kurumlardan yana değiliz. Biz demokrasiden yanayız. Biz hukuktan, adaletten yanayız. Sağır olanların tamamı bunu duysun. Buradan sesleniyorum. Sessiz kalan barolara, üniversite rektörlerine, sivil toplum kuruluşlarına sesleniyorum. Niye sesiniz çıkmıyor?

Hem üniversitede rektör olacaksınız, hem de oturup koltuğunuzda sesinizi çıkarmayacaksınız. Üniversitelilerin ensesinde boza pişirmeye alıştınız. Bunlar üniversite mi? Ortaçağ'ın medresesi mi?"dedi.

"CHP MİLLETVEKİLLERİ O KÜRSÜNÜN ŞEREFİNİ KURTARMIŞLARDIR"

TBMM Başkanı Cemil Çiçek'in iyi bir sınav vermediğini belirten Kılıçdaroğlu, muhalefetin sesi kesilirken Çiçek'in muhalefetin sesi demokraside kesilir mi demesi yerine onlarla hareket ettiğini söyledi. Kılıçdaroğlu şöyle devam etti; "İçtüzük demokrasinin anayasası gibidir. Demokrasilerde iktidarın değil, muhalefetin konuşmasıdır. Demokrasilerde medya iktidarın eksikliklerini dile getirir. Milletin kürsüsünü çıkaracakları bir içtüzükle işgal etmek istediler. Cemil Çiçek'e Erdoğan'a söylüyorum. Polatlı'da top sesleri yükselirken, bu meclisin sesi kesilmemiştir. Siz mi kesecekiniz? CHP milletvekilleri o kürsünün şerefini kurtarmışlardır. Gecenin geç saatinde AKP milletvekillerini örgütleyerek, CHP'lilere saldırttılar. Bütün milletvekillerinizle gelin. Sizin kaba gücünüz bize yetmez."