"Bülent Korkmaz'ın göreve gelmesini olumlu karşılıyorum. Çünkü gençlere fırsat vermek lazım. Deneyimi var. Antrenörlük deneyimi çok fazla olmasa bile futbolculuk ve kaptanlık deneyimi var. Futbolculuk döneminde çok kupalar görmüş. Hagi bana göre futbolcu olarak fevkalede ama teknik direktörlüğünün öyle ahım şahım olmadığını düşünüyorum. Ben Hagi'yi bir gecede getirdim. Çok iyi niyetle getirdim ama Hagi'nin bir takım takıntıları var. Yani illa iyi bir futbolcu iyi bir teknik direktör olacak diye bir kaide yok. Bana göre Bülent Korkmaz'ın tercih edilmesi daha doğru."

AĞABEY LAFINI BIRAKALIM

Bir takımda idareciler olur, başkan olur, ağabey bana göre amiyane ve argo bir tabir. Sıkışınca bir ağabey olsa deniyor. Ağabeyin elinde sihirli değnek yoktur. Bana göre o ağabeyliğin dezavantajı var. Artık Bülent Korkmaz'ın ağabeyliğini, futbolculuğunu, kaptanlığını bir kenara koymak lazım. Teknik direktör diyeceğiz, ağabey demekle onu küçültmüş olursunuz.

GALATASARAY'DA YILDIZ YOK

Arda dün bir bugün iki. Lincoln'ün yaptığı çok özel bir şey yok. Geçen sezon biraz oynadı, bu sene yine bocaladı. Devamlılığı olmayan bir oyuncu. Baros daha Galatasaray'da parlamaya başladı. Bunlar yıldız falan değil, yıldız yok yani. Bana göre Arda, altyapıdan yetişmiş başarılı bir futbolcu, çok büyük bir yıldız değil. Ama inşallah olacak.

LİNCOLN'ÜN NAZINI ÇEKECEKSİNİZ

"Yıldızlar ister tiyatro yıldızı olsun, ister film artisti olsun, ister futbolcu olsun; bunların her zaman nazları, kaprisleri, bir takım değişik yaşam tarzları olur. Bir yanlış hareket yaptığı zaman senin gözüne çok fazla batmıyorsa bunları da böyle görmek lazım. Ben yöneticiyken böyle düşünürdüm. Hırpalardım ama yine de iyi olmaları için elimden geleni yapardım. Çok adamla uğraştım. Tanju'yla uğraştım, Tugay'la uğraştım hepsi de çok başarılı oldular. Benden sonra Tanju biraz bocaladı ama onları idare etmek kolay bir şey değil. Eğer başarılı olmak istiyorsan yöneticinin yapacağı iş bu, ağabeyin yapacağı iş bu. Futbol öğretmek değil, takım yapmak değil sadece."

HERKESE AĞIRLIĞINA GÖRE MUAMELE

Futbolcuların hepsi aynı değil herkes ağırlığına göre muamele görür bu bir gerçek. Tabii ki hak hukuk olarak herkese aynı muamele edilir ama şimdi bir Hakan Şükür bir Tanju örneğinde olduğu gibi takımın popüler yıldızları aynı muameleyi görmez; bu gerçek. Seyirci de göstermez. 'Kimin formasını istiyorsun?' diye sorduğun zaman 'Onunkini istiyorum' der mesela. Eğer takımın neferi olup harkulade çalışan birinin formasını istemiyorlarsa öbürünün şımarmaya daha çok hakkı var.

YÖNETİM EN İYİ İCRAATINI YAPTI

Bu kulüplerin içinde olmak, kulüp yönetmek, o kadar kolay bir iş değil. Taraftarlar sadece istiyorlar hiç bir zaman bu takımın formasını alayım, para verip her maçına gideyim diye istekleri yok. Yahut kulübüme yardım edeyim, bir sponsorluk yapayım. Böyle bir kişi artık yok, eskiden vardı. Zaten memleketin hali belli, ekonomik kriz var. Ben zaman zaman bu yönetimi eleştirdim, artı seçimde de iş olsun diye seçilemeyecek birine oy verdim. Buna rağmen şunu söylemeliyim ki Galatasaray yönetiminin bugüne kadar yaptığı en iyi iş Meira'yı 6 milyon Euro'ya satmak oldu. Bana göre 1 milyon Euro etmez.

Müşterisini bulmuşsun vermişsin. Zamanında biz de bu işleri yaptık ve o takım UEFA Kupası'nı aldı. Şahsi gayretlerimle aldığım Adrian İlie ve Filipescu'yu on misli fazla paraya müşteri bulduk sattık. Kulübe ciddi gelir elde ettik. Galatasaray bu dönemde bunu yapma yürekliliğini gösterdiği için futbol şubesini, başkanını kutluyorum, bravo diyorum.

GÜN GELİR ARDA DA SATILIR

Profesyonel hayatta parayı bulduğun zaman, değerini bulduğun zaman Arda değil babanın oğlunu satarsın. Yerine yenisini alırsın, yollarsın durumunu düzeltirsin yolladığın yerden geri alırsın. Bunlar olmayacak şeyler değil.


FEDERASYONA SAHİP ÇIKALIM

Bu kameralar, bu çekimler her yerde olduğu müddetçe açıktan bilerek kimse hata yapmaz. Kimse kimseye yakın falan da değildir. Şu anki federasyon başkanı da fevkalede beyefendi, yöneticileri, başkan vekili Lütfi Arıboğan fevkalede eğitimli, görmüş geçirmiş insanlar. Biz neler gördük! Onun için her bulduğunuzu çamura batırmaya kimsenin hakkı yok. Bunlar bizim değerlerimiz, sahip çıkalım. Yanlış yaparlarsa zaten kimse onların gözünün yaşına bakmaz.

BEŞİKTAŞ FAKİR EDEBİYATI YAPIYOR

Şampiyonluklarımız çalındı diyorlar.Yalan! Beşiktaş'ın o fakir edebiyatı her zaman vardır. Ne bileyim, şerefli ikincilikler gibi, bilmem ne bilmem ne! Bunlar hikaye, bunları geçelim. Bunlar fakir edebiyatı, hoş şeyler değil. Öküz altında buzağı aramak hiç kimseyi ileri götürmez, bir basamak yükseltmez aşağı çeker insanı. Bu iş bir yarış, bu maratonun sonunda ipi kim önde göğüslerse başarıyı o elde eder, millet alkışlar. Yenilen, öbür sene için uğraşmaya başlar. Yani böyle ufak tefek konuşmalar hoş değil. Zaten benim olduğum dönemde ben anında cevabını vermişimdir onlara. Olmadığım dönemlerde belki yanlarına kaldığı olmuştur. Lafa bak! Araba almışsın, getirmişsin. Taş devrinde mi yaşıyoruz bunlar nedir yani! Neymiş teşvik verilmiş bilmem ne. Bana kimse cesaret edip de bunu soramadı. Bana ne rakiplerim, ne zamanın federasyonu birşey diyemedi... Mühim olan insan gibi yarışmanı yaparsın. Bu takım ondan sonra şampiyon kulüplerde ilk dörde kaldı. Bir sene sonra oldu bu. Demek ki bu takımda bir güç vardı. O zamanlar bunu söylerken namağlup ikinci olmuş Galatasaray'ın hakkının yendiğini neden kimse söylemiyor. Bıraksınlar bu işleri.

EMRE BELÖZOĞLU GALATASARAY'A ÜYE OLABİLİR

Emre Fenerbahçeliyim demiş. Ne olmuş, Amerikalıyım mı diyecekti, şu anda Fenerbahçe'de. Bir futbolcu ben dahil Çekoslavakya ya da Moskova'da oynasam Moskova formasıyla Türkiye'yi yenmeye uğraşırım. Bu vazife anlayışı, ekmek parası. Giydiğin formanın hakkını vereceksin ki ben buralıyım diyeceksin. Futbolu bıraktıktan sonra, formanı astıktan sonra istediğin takımdan olabilirsin. Tanju da gitti Fenerbahçe'de oynadı. Galatasaray'a bir maçta 3 gol attı. İyi futbol oynadı her zaman bize gol attı ama futbolu bıraktıktan sonra dedi ki 'Ben Galatasaraylıyım'... Geldi kulübe, üye yaptık. Bunlar anormal değil ki. Belki yarın Emre de futbolu bıraktığı zaman, eğer o medeniyete iki taraf ta ulaşmışsa; diyebilir ki ben Galatasaraylıyım, Galatasaray'a üye olmak istiyorum. Ama futbol oynuyorsa bunu kabul etmek lazım. Hangi devirde yaşıyoruz? Emre iyi bir futbolcu. Galatasaray parası olmadığı için alamadı, Fenerbahçe'nin daha iyi imkanları vardı aldı. Fenerbahçelilerin çoğu da kıskançlıktan, Galatasaray'ı çok sevmediklerinden Emre'yi kabul etmez oldular. Ama Emre basa basa hakkıyla top oynuyor ve Fenerbahçe'nin kazanmasına ön ayak oluyor. Emre bugün Türkiye için, Milli Takım için, Fenerbahçe için büyük bir değerdir. Bizim takımdan gitti diye ben onu tu kaka yapmam. Çok sevdiğim bir oğlumdur benim. Ben böyle düşünüyorum, başkalarının düşüncesine katılmak zorunda değilim. İnsanlar böyle tarafçı olmamalı.

BAYRAK SARACOĞLU'NA DİKİLİR

Fenerbahçe Stadı'nda UEFA finalinin oynanacak olması bile bana şeref veriyor, gurur veriyor. Yöneticilerini tebrik ediyorum. Onları aşağılamayı hiçbir zaman düşünmemişimdir. Kedinin uzanamadığı ciğere mundar demesi gibi olmaz. Nihayet bizim neslimiz tükeniyor. Biz artık faal yöneticilikten koptuk. Bundan sonra da olacağını zannetmiyorum ama gerektiği zaman gerektiği yerde söylenecek lafların söylenmesini bilecek kadar irademiz, aklımız ve yüreğimiz var. Galatasaray işi gücü bıraksın UEFA Kupası'na odaklansın demekle de iş olmuyor ama olursa ikinci bir Souness vakası olmuş olur.

MİLLİYET