Gazeteciler Cemiyeti Sporda Haber Ödülünü, bu yıl Engin Belli ve Nihat Uludağ'ın Habertürk Gazetesi 7 Haziran tarihinde yayınlanan "Yıldırım'ın Gözaltı Fotoğrafı" başlıklı haberine verdi.
Haberin tek özelliği Fenerbahçe Spor Kulübü Başkanı Aziz Yıldırım'ın İstanbul Emniyet Müdürlüğü. Organize Suçlar Şube Müdürlüğü tarafından hakkında şike soruşturması yapılırken çekilmiş eşkal fotoğrafının yer almasıydı. (Cemiyet sonradan ödülün fotoğrafa değil habere verildiğini iddia etti ama hiç de inandırıca değilldi)
Fotoğraf yayınlandığında gerçekten olay oldu. İtiraf etmeliyim ki bu fotoğraf hangi gazete ve hangi genel yayın müdürünün önüne gelse tartışmasız manşete oturacak bir fotoğraftır.
Ama bu fotoğrafın kendisi bir olay değildir. Bir haber fotoğrafıdır.
Yayınlanınca olay olmuştur.
Buraya kadar her şey normal akışında gitmiştir.
Kuşkusuz Habertürk ve fotoğrafı elde eden muhabirleri iyi bir gazetecilik örneği vermiştir.
Ancak Gazeteciler Cemiyeti bu fotoğraftan dolayı habere ödül verince işin rengi değişir.
Meslek hayatım boyunca bu ve buna benzer yüzlerce fotoğrafı elde edip çalıştığım gazete için yaptığım haberin görsel unsuru olarak kullanılmasını sağladım. Çünkü bu benim işimin bir parçasıydı.
Burada da gazeteci görevini yapmıştır. Gazete de yapması gerekeni..
Ama cemiyetin yapması gereken bu değilldir...
Cemiyet ödül vereceği eseri seçerken hiç bir etik kurala uymamıştır.
Eğer ödül habere verilmişse haberin gerçekten bir araştırma ürünü olması ve gazetecilik açısından bir emek harcanması aynı zamanda kalıcı ve örnek bir değer olması gerekir.
Eğer habere değil de fotoğrafa verilmişse, fotoğrafın sanatsal bir kaygıyla çekilmiş olması ve bir olayı aktarması gerekmektedir.
Haber ve ödülün kıstasları farklıdır. Haber en ahlaksız şekilde elde edilebilir. Sonuçta haberdir. Buna kimse itiraz edemez. Haber yayınlanır okur bunu takdir eder.
Ancak bu fotoğrafın bu şekilde ödüllendirilmesi sakınca yaratır.
Henüz suçlu olup olmadığı belli olmayan bir kişinin eşkal tespiti için çekilen eşkal fotoğrafına ödül verilmesi ödülü sıradanlaştırır. İlkesizleştirir. Haberi araştırmadan sansasyona, fotoğrafı da sanatsal ve olayları aktarma kaygısından uzaklaştırarak popülerliğe iter.
Ödül bir linçe dönüşür. Linç kültürünü geliştirir.
Seçici kurul, seçimini yaparken gözetmesi gereken kuralları gözetmemiş, popülarizmin etkisinde kalmış, bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olur duruma düşmüştür...
Yani şu an Türkiye'de en çok karşılaştığımız ve en çok şikayet ettiğimiz durumun bir figüranı haline gelmiştir.
