Yalnız birkaç gün önce sigarayı bırakmış, çok da iyi etmiş o ayrı, ama sürekli bir şeylerle oynuyor, doğal olarak gözüm elindekine takılıyor, soruyu unutuyorum. Taktikse, bravo doktor! Engin Altan Düzyatan"la dizi çekimlerinin devam ettiği Mardin Midyat"ta buluştuk. İyi ki buluştuk, hem sohbet ettik hem de bence dünyanın en güzel yerlerinden birini sokak sokak dolaştık. Not: Lost dizisinin yakışıklı doktoru Jack"i boşverin artık. Yerli malı doktorumuz var bizim. En az Jack kadar yakışıklı. Ayrıca şahsi kanaatim; daha iyi bir oyuncu.

- Doktor Serdar karakteri çok etkileyici; naif, sakin, korkusuz. Engin Altan nasıl biri?
Doktor Serdar kadar naif değilim tabii. Afganistan, Somali ve Bosna"da çalışmış, farklı bir eğitim sürecinden geçmiş Serdar Batur. Ben de biraz bu eğitim sürecindeyim Mardin"de.

- Naif değilsiniz, nesiniz peki?
Hümanistim. Kimseyi öldürmek istemedim hayatta. Ama Serdar gibi başkalarına adayabilir miydim kendimi; cevabı henüz bilmiyorum. Bu hissi arıyorum oynarken ve keyif veriyor. Tek benzerliğimiz; ben de yapmak istediklerimin peşinden koşuyorum.

- Ne yakaladınız Serdar"da?
Serdar demokrasi istiyor. Kendini ortaya atabilecek kadar da keyifli bir bağ var yaşamla arasında. O bağı yakaladım.

- Mardin"de ne buldunuz?
İnsanlar çok içten. Arada yürüyorum bugün seninle yaptığımız gibi. Şehirde yapamadığın her şeyi yapabiliyorsun, tanımadığın biri yanından geçerken selam veriyorsun. Hayat yavaş akıyor. Biraz uzaklaşmak gerekiyormuş İstanbul"dan. Orada her yere odaklanmaya çalışırken kendime odaklanmayı unutmuştum.

- Dizi uzun süre devam ederse Mardin"de yaşayabilir misiniz?
13 bölümden sonra tatile giriyoruz. Yeniden başladığında daha da oturmuş olacak. Hem ben bu "yollarda olma" durumunu seviyorum.

- Doktor Serdar, gönüllü olarak mayın arıyor. Gerçek hikaye değil mi?
Sınır bölgelerinde bunlar yaşanıyormuş. Gerçekten mayınlar kayıp, köylerin içine girebiliyormuş. Bir siville mayının 21. yüzyılda böyle iç içe yaşaması sinir bozucu bir durum.

- Serdar mayınları tek tek çıkaracak mı?
Çıkaracak. Bu da böyle bir tutku. Ben Altan olarak, Serdar"dan çok etkileniyorum. Zaten değerlisinin, bir şeyi tutkulu yapmak olduğunu düşünürüm hep.

- Yeni tutku fotoğrafçılık mı?
Gördüklerimi herkes görsün diye iyi bir makine aldım. Geçen gün bir kartalın avlanışını çektik dizi kamerasıyla. Çok ilginç detaylar var.

- Şu saatten sonra ikinci rollerde oynayabilir misiniz?
Bazen ikinci rol, başroldür. Benimsersem sinemada ya da tiyatroda oynarım. Dizi farklı bir durum. Neticede para kazanıyoruz bu işten; seçebiliyorsam başrol seçmeye dikkat ederim.

ÜNİVERSİTEDE TİPSİZDİM
- Kendinizi hangi sıfatla tanımlarsınız; ukala mı, kıl mı, sevecen mi?
Arkadaşlarım uyumlu ve kandırılabilir bir yapım olduğunu düşünür. Gece şöyle başlar mesela; “Ben eve gidiyorum arkadaşlar”. Gecenin sonu: Onların istediği yerdeyim. Ama plansızlık hoşuma gidiyor. Bir saat sonra nerede olacağımı bilmemek keyif veriyor.

- Nerenizi beğeniyorsunuz?
Saçlarımı beğenirdim eskiden, kalmadı. Gözlerimi beğeniyorum.

- En tipsiz olduğunuz dönem hangi yaşlardı?
Ortaokul, lise iyiydi... Sarı sarı saçlar. Üniversitenin ilk yılları biraz tipsizdim.

- Yalnız mı yaşıyorsunuz?
Bir yıldır üniversiteden bir sınıf arkadaşımla birlikte yaşıyorum.

KİMSENİN PEŞİNDE KOŞMADIM

- Kadınlar size çok hayran.
“Çok beğeniyoruz sizi” diyorlar. Ama işle ilgili. Ben de durdukları zaman “Lütfen beni rahatsız etmeyin, yolumu kesmeyin” demiyorum. Özel hayatıma tecavüz olmadığı sürece sorun yok.

- Peki yakışıklılığınızın, aynadaki görüntünüzün farkında mısınız?
29 yıldır bu suratla yaşıyorum. Oyuncu olduktan sonra bu ilgiyle karşılaşmadım. Önceleri de hoş bulunuyordum, farkındayım yani.

- Kimsenin peşinde koşmak zorunda kalmadınız mı?
Göründüğüm kadar rahat değilim. Çekingenim aslında. Beklerim, beklerim, “Tamam artık kesin, reddedilme şansım yok, evet, şimdi” dediğim anda adım atarım. Kimsenin peşinden koşmadım.

- Kaç kere aşık oldunuz, o duygunun aşk olduğunu nasıl anladınız?
Birkaç kere olmuştum, sanırım aşktı. Uyuşturucu almış gibi oluyorsun. Ama kesin bildiğim; aşk geçici. Hem aşksız da güzel hayat.

- Biriyleyken mi daha mutlusunuz, yalnızken mi?
Biriyle birlikteyken de yalnız kalabilirim. Yalnızlığımı kimse elimden alamaz. Sürekli biriyle birlikte olmak öldürücü bir şey.

- Seyahatlere yalnız çıkmayı severmişsiniz. Şu an bir ilişkiniz olduğuna göre mahrum mu kalacaksınız bu zevkten?
Niye kalayım? En son Macaristan"a gittim yalnız başıma. Barcelona"dan çok etkilendim. Berlin"i merak ediyorum.

- Hiç aldatıldınız mı? Aldattınız mı?
Mutlaka aldatılmışımdır, ben aldatmadım.

- İyi bir sevgili misiniz, yoksa “Lanet olsun senle çıkana” dedikleri türden mi?
Hiç lanet edilen olmadım vallahi.

- Şu an aşık mısınız?
Evet.

İSMİNİN HİKAYESİ
- İzmirlisiniz. Bana Altan"ın İzmir"ini anlatır mısınız; mesela 35 mi, 35 buçuk mu?
Basit bir hayat ama büyük şehir. Egeli olmak başlı başına harika bir duygu. 35 buçuk yani Karşıyaka. Babam Karşıyaka Spor Kulübü"nde 35 yıl yöneticilik yaptı. Şimdi emekli, sabahları bisiklete biniyor.

- Aşk evliliği mi annenizle babanızınki?
Evet. Hoş bir ilişkileri var. Bir ablam, bir de ağabeyim var. Sık ararlar ama erken yaşta “Bu böyle bir adam” deyip beni serbest bıraktılar.

- Altan ismini daha çok kullanıyorsunuz, "Engin Altan"ın hikayesi var mı?
Annem Engin Çağlar hayranıymış, babam da Altan Erbulak. Ama ailem de Altan diyor. İstanbul"da karıştı. Bazen unutup Engin"e bakmıyorum.

H2