Hatay Mustafa Kemal Üniversitesi Su Ürünleri Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Cemal Turan, şu an Akdeniz'e Kızıldeniz'den gelen bir denizanası türü (Rhopilema) olduğunu belirterek, ''Bu tür, şu an patlama oluşturmuş durumda. Vücuda temas ettiği zaman yakıcı zehirlerini derinin altına geçiriyor ve o insanda kalp krizine, aşırı acıya neden olabiliyor'' dedi.

Türk Deniz Araştırmaları Vakfının, Bodrum Sualtı Arkeoloji Müzesi'ndeki İngiliz Kulesi'nde düzenlediği Türkiye denizlerinde denizanalarının çevreye olan olumsuz etkilerini ve nedenlerini araştıran ''1. Ulusal Denizanası Çalıştayı'' Bodrum'da yapıldı.

Çalıştay bitiminde gazetecilere açıklamalarda bulunan Hatay Mustafa Kemal Üniversitesi Su Ürünleri Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Cemal Turan, denizanaları konusunda gerek bilim adamları, gerek balıkçıların pek bilgi sahibi olmadıklarını söyledi.

Denizanaları ve jelatinimsi türlerin balıkçılara yüksek derecede ekonomik zarar verdiğini belirten Prof. Dr Cemal Turan, ''Bu türler halk sağlığını tehdit etmekte, turizmi olumsuz etkilemekte fakat buna rağmen Türkiye denizlerinde yapılan araştırmalar yok denecek kadar az. Hem bilim adamlarını hem balıkçıları hem de halkı bilinçlendirmek, bu konuda çalışmalarını sağlamak, denizlerimizde çalışmalar yapılması gerektiğini anlatmak için böyle bir çalıştay düzenledik'' dedi.

-''AKDENİZ'E KIZILDENİZ'DEN GELEN BİR TÜR VAR''-

Akdeniz'de balıkçıların ağlarına takılan avın yüzde 90'ını denizanalarının oluşturduğunu belirten Prof. Dr Cemal Turan, ''Denizanalarının patlamasının sebeplerini, ekosisteme dayalı nedenlerini araştırıyoruz. Bununla ilgili ne tip çalışmalar yapılması gerektiğini tartışıyoruz. Hem ulusal hem uluslararası düzeyde tartışmak, belli projeler ve çalışma grupları oluşturmak için böyle bir girişimde bulunduk'' diye konuştu.

Turan, Türkiye'nin hem balıkçılık hem turizm açısından çok önemli bir ülke olmasına rağmen bu konuda çalışmaların çok az olduğunu dile getirdi.

Çalıştayda, denizanaları konusunda Türkiye'de bir milat oluşturulduğunu ifade eden Prof. Dr. Cemal Turan, şunları söyledi:

''Şu an, mesela Akdeniz'e Kızıldeniz'den gelen bir tür var. Bu tür, şu an patlama oluşturmuş durumda. Vücuda temas ettiği zaman yakıcı zehirlerini derinin altına geçiriyor ve o insanda kalp krizine, aşırı acıya neden olabiliyor. Ben dalış sırasında buna maruz kaldım ve iki gün acısını çektim.

Öncelikle doktora gidilmeli. Acil önlem olarak kesinlikle tatlı su değil kuru kum konmalı. Çünkü su yayılmasını ve acının artmasını sağlar. Amonyak dökülebilir ya da temas eden bölgeye sirkeli su sürülebilir. Bunun yanında alerjik ilaçların mutlaka kullanılması gerekiyor.''

Denizanalarının sayısının 20 yıldaki artışının nedenini tek şeye bağlamanın doğru olmayacağını anlatan Turan, ''Bunlardan bir tanesi büyük balıkların denizlerde azalması. Mesela yunusların, kaplumbağaların, ton balıklarının... Küçük balıkların azalması da etken. Açıkçası aşırı avcılık ve kirlilik sonucu da bunlar çoğalıyor. Kıyılardaki betonlaşmalar da sebep oluyor, birçok etkeni var. Yaklaşık 5-6 türü çok zararlı. 'Portekiz Savaşçısı' (Physalia) dediğimiz bir tür var, -henüz Türkiye sularına gelmedi- o öldürücü düzeyde zararlı'' diye konuştu.