Ekonomik kriz nedeniyle Aydın"da bir çok esnaf dört gözle müşteri beklerken, Aydın Gazi Bulvarı üzerinde sadece çay ve kahve satışı yapan işyeri adeta müşteriye yetişemiyor. Her zaman önünde müşterilerin kahve alabilmek için sıra beklediği dükkanın yurt dışından bile müşterisi olduğu öğrenildi.
Tarihçesi net olarak bilinmemekle birlikte binlerce yıldır tüketilen ve Cumhuriyet"in Kurucusu Mustafa Kemal Atatürk"ün de çok sevdiği kahveyi Türkler sonradan içmeye başlasa da zamanla kahve Türklerin vazgeçilmez damak tatlarından biri olmuş.

KAHVENİN TARİHÇESİ
Kahvenin ilk ne zaman keşfedildiği ve bir fincan gerçek kahvenin ilk ne zaman içildiği bilinmiyor. Birçok farklı efsane var, fakat Orta Çağın başlarında kahvenin kullanıldığına dair kesin yazılmış kaynak yada kanıt yok. Homeros ve bazı Arap efsaneleri, uyarıcı etkisi olan, gizemli, siyah ve acı bir içecekten söz ediyor. Fakat bu gerçek kahveyse bile emin olunamıyor. Kahve, büyük ihtimalle, Etiyopya'da ortaya çıktı, kuzeyden Mısır'a ve antik Yunanistan'a, güneyden de Arap yarımadasına yayıldı.
Kaynaklar göre her şey Kaldi adında, Etiyopyalı bir sığırtmacın, keçilerinin bir meyveyi yedikten sonra canlanmalarını fark etmesiyle başlar. Kendisi de bu meyveyi denemeye karar verir ve yedikten sonra duyduğu güç ve mutluluk hoşuna gider. Kahve tohumunun ünü, kısa süre içinde bölgede yayılır. Milattan Sonra 1000 yıllarında kahve Yemen"de üretilmeye başlanır. Osmanlı İmparatorluğu Yemen"e doğru genişledikçe, Osmanlılar kahveyle tanıştılar ve onu, ilk kez ateşte kavrulduğu yer olan Türkiye"ye götürdüler. 1550 yılında, ilk kahvehane İstanbul"da açılır. Ve kısa sürede kahvehaneler, insanların bir araya gelerek kahve içtikleri, tartıştıkları, fikir alışverişinde bulundukları ve iş konuştukları mekanlar durumuna gelir.
17. yüzyılın sonlarında kahvehaneler Avrupa'nın her yerine yayıldı ve Hollandalı, İngiliz ve Fransızlar, farklı Arap limanlarından kahve ticareti yapmaya başladılar.
17. yüzyılda evde kahve, yalnız çok zengin olan ve kendi kahvesini ithal etmeye gücü yeten kişilerce yapılırdı. Kahve (ve çay) aynı şekilde pahalı olan ithal porselen kupalarda içilmeye çok uygundur. Eve gelen birine kahve ikram etmek 17. yüzyılda servetin göstergesi sayılırdı. Kahve daha yaygın hale gelmeye başladığında kahvehaneler daha fazla moda oldu, kahve ikram etmek artık servetin göstergesi değildi. Kahve, 18. yüzyılın başında Batı ve Güney Avrupa şehirlerindeki sıradan dükkanlarda herkes için ulaşılabilir oldu.