Ertuğrul ÖZKÖK yazıyor
Bu sorunun şimdilik kesin cevabı yok. Ama konuyu en içeriden bilen bir kişi bana tüyo verdi: “İnşallah Alman Cumhurbaşkanı.” Peki, Köln Belediyesi bu muazzam caminin yapımı için hangi formülü buldu? Açılan yarışmayı kazanan mimar kimdi?

BİR gün önce, Hamburg’daki hamam sefasının verdiği rahatlıkla geçirdiğim güzel geceden sonra Köln’de harika bir sabaha uyanıyorum.

Dom Oteli’nin penceresini açtığımda karşımda Hıristiyan âleminin en etkileyici kiliselerinden biri duruyordu. Köln Katedrali bütün güzelliği ve azametiyle karşımda.

i-Pod’umda Mozart’ın “Laudate Dominum”unu dinliyordum. Geçenlerde Türkiye’de verdiğim bir mülakatta söylediğim sözleri hatırlıyorum.

“Bir gün öldüğümde cenaze törenimin güzel bir kilisede yapılmasını ve Mahler’in 5’inci senfonisinin çalınmasını arzu ederdim” demiştim.

Bazıları, “Bir Müslüman böyle bir şey söyler mi” demişti. Tesadüfe bakın, biraz sonra gideceğim Diyanet İşleri’ne ait merkezde, önüme 1980’li yıllarda buradaki Müslümanları, karşımdaki büyük katedralde namaz kılarken gösteren fotoğrafları koyacaklardı.

DİYANET KİTAPÇISINDA EN  ÇOK SATAN  KİTAP HANGİSİ  OLABİLİR

Buradan çıkıp, inşaatı tamamlanmak üzere olan Köln Camisi’ne gideceğiz.

Camiye gitmeden önce Almanya’daki İslami dernekleri bir araya getiren DİTİP’nin (Diyanet İşleri Türk İslam Birliği) merkezine gidiyoruz.
Binanın giriş katında dini kitapların satıldığı bir kitapçı var. Kasanın başında çok cana yakın bir görevli oturuyor. 

Kitaplığın ön sıraları Kuran ciltlerine ayrılmış. İçeride 4-5 kişi kitaplara bakıyor. Uzun süredir ilk defa dini kitaplar satan bir yere giriyorum. Tabiatıyla en çok satılan kitapları soruyorum. Beni şaşırtan bir cevap veriyor.

En çok satılan kitap Kuran değil, yazar Elif Şafak ’ın “Aşk” isimli kitabıymış. Onu İskender Pala’nın bir kitabı izliyor. Ayşe Kulin’in kitapları da best seller.

Kitabevinin yöneticisi, “Almanya’daki ilk nesil Türkler namaz hocası, din bilgileri, Hazreti Muhammed’in hayatı gibi kitapları alıyorlardı. Şimdi onun yerini aşk ve siyaset aldı” diyor.
Derneğin başkanlığını Türkiye’den gelmiş bir bilim adamı olan Prof. Ali Dere yapıyor. Sakin ve radikal olmayan bir din âlimi. Dernek, Köln’de Avrupa’nın en modern ve en büyük camisini inşa ediyor.

EN  BÜYÜK  CAMİYİ EN  ÜNLÜ KİLİSE  MİMARLARI YAPIYOR

Caminin ilginç bir hikâyesi var. Buradaki Türkler, 1980’li yıllarda ibadet etmek için, eski bir fabrika binasını satın almışlar. Şimdi oraya bir cami yaptırmak istiyorlar.

Ancak bu cami, çoğunluğu Katolik olan Köln’de büyük bir tartışma başlatmış. Caminin yapımına karşı çıkanlar, bir siyasi parti kurmuşlar. Yerel parlamentoya temsilci bile sokmuşlar.
Tepkiler üzerine Belediye Meclisi bir formül bulmuş. Caminin projesi için bir yarışma açılacak ve jürinin çoğunluğu Almanlardan oluşacak. Yarışmayı Prof. Gottfried ve Paul Böhm’ün projesi kazanmış. Bu şirket, üçüncü kuşak mimar bir ailenin üyelerince kurulmuş. En ilginç yanı ise Almanya’nın en tanınmış kilise mimarlarından oluşuyor.

Osmanlı İmparatorluğu döneminde en güzel camileri yapan mimarlar, Hıristiyanlık’tan devşirilen Ermeniler ve Rumlardı. Şimdi Avrupa’nın en modern ve en büyük camisini bir kilise mimarı tasarlıyor. Bu caminin temelinde dinler arası diyaloğun böylesine çok anlamlı bir taşı var.

CAMİNİN  YAPIMI İÇİN  HARCANAN PARALAR  NEREDEN BULUNDU

Caminin maketini ilk gördüğümde, bana çok soğuk ve estetik olmayan bir beton yığını gibi görünmüştü. Ancak inşaata gidince fikrim tamamen değişti. Prof. Gottfried ve Paul Böhm bence mimarlık fakültelerinde ders olarak okutulacak olağanüstü bir tasarım yapmışlar. Bu kadar modern bir görüntüye sahip olmasına rağmen, içine girince kendimi İstanbul’daki Sultanahmet Camisi’nin kubbesinin altında hissettim.

Caminin inşaatı 32 milyon Euro’ya mal olacakmış. Bunun 6-7 milyon Euro’su derneğin özkaynaklarından karşılanmış. 5 milyon Euro iç borçlanma ile karşılanmış. 5 milyon Euro da bağışlardan elde edilmiş. 1.5 milyon Euro da Türkiye’de camilerde toplanan bağıştan gelmiş.
Caminin kaba inşaatı aşağı yukarı bitmiş. Şimdi iç düzenlemesine geçiliyormuş.

BİSİKLETLİ  ALMAN ÖĞRETMEN,  TÜRK OLDUĞUMU ÖĞRENİNCE  NE YAPIYOR

Caminin karşısındaki parktan fotoğrafını çekerken, bisiklet üzerinde bir Alman yanımıza yaklaşıyor. Son günlerde, özellikle çevrecilerin ve spor meraklılarının çok rağbet ettiği türden bir bisiklet. Kılık kıyafetine bakınca, entelektüel bir kişi olduğu izlenimi veriyor. Öğretmenmiş. Daha biz ağzımızı açmadan fikrini söylüyor: “Çok güzel bir proje, ama neden buraya yapılıyor? Burası Türklerin yoğun oturduğu bir yer /_np/7033/14907033.jpgdeğil ki.”
Durmadan anlatıyor. Türklerle ilgili görüşleri pek parlak değil. Ama Türklerin en çok eleştirdiği yanı başka:

“Hiç mizah duyguları yok. En küçük şakayı kaldıramıyorlar.”
İçimden “Çok da haksız değilsin” diyorum.

On dakika falan Türkleri eleştirdikten sonra bana dönüp, “Siz neredensiniz” diye soruyor. “Türkiye’denim” deyince, gaf yaptığını düşünüp, elini alnına vurup, “O mein Gott” (Aman Allah’ım) diyor. Tabii kaldırılmış topa voleyi atmakta gecikmiyorum:
“Görüyor musunuz, bütün Türkler mizah duygusundan yoksun değil. Yaptığınız şakaları gayet iyi anladım” diyorum. Söylediği o ciddi şeylerin aslında şaka gibi olduğunu daha ince nasıl anlatabilirdim.
Allah için o da bunu fark edip gülerek “Türklerin zekâsını da kabul ediyorum” diye cevap veriyor.

ZAVALLI  ADAM ASIL  ŞOKU ÖTEKİLERE SORUNCA  YAŞIYOR

Zavallı adam, asıl şoku biraz sonra yaşayacağını henüz bilmiyor. Lafı değiştirmek için yanımdaki iki Alman’a dönüp “Siz neredensiniz” deyip, “gazetesindeniz” cevabı alınca tam yıkılıyor. Çünkü Kölnlü Alman entelektüeli için “Bild”, caminin oraya yapılmasından daha yıkıcı bir etki yaşatıyor. Tabii bu da işin şakası.

Bisikletli Alman’ı dinlerken ben başka bir şeyi düşünüyorum: “Acaba İstanbul’da benim mahallemde böyle büyük bir kilise inşa edilse ne hissederdim?” Samimi söylüyorum hiç rahatsız olmazdım. Ama bütün Türklerin benimle aynı fikirde olmadığını da çok iyi biliyorum.

PROF.  ALİ  DERE KULAĞIMA  ÇOK İLGİNÇ  BİR  BİLGİYİ FISILDIYOR

Avrupa’nın en modern ve büyük camisinin açılışı Türklerin göçünün 50’nci yılına yetişmedi. Gelecek yıl açılması bekleniyor. Camiyi yaptıran derneğin başkanı Prof. Ali Dere bana gazetecilik açısından çok heyecan verici bir şey söylüyor.
“Açılışı Türk Cumhurbaşkanı ile birlikte Alman Cumhurbaşkanı’nın yapmasını çok arzu ediyoruz” diyor.
Almanya Cumhurbaşkanı geçen yıl konuşmasında “Ben Müslümanların da Cumhurbaşkanıyım” demişti. Tasarımını Alman kilise mimarlarının yaptığı, parasını Türk Müslümanların temin ettiği bir cami, Köln Katedrali’nin o güzel inanç duygusuna, aynı güzellikte Müslüman dokunuşlar getirebilir. 

Şimdi söyleyeceğim henüz teyit edilmiş bir bilgi değil. Ama bu caminin açılışını Alman Cumhurbaşkanı yaparsa, kimse şaşırmasın. Bu açılış, eminim Avrupa’nın yeni kozmopolit dünyasında çok önemli bir milat olacaktır.

Terörden ve fanatizmden bunalan dünyamızda, kilise ile cami arasındaki bu güzel diyalog, Türklerin göçünün 50’nci yılına en büyük ve anlamlı armağanı olacak.

hürriyet