Evet, bu bir komplo teorisidir.
Yani bu yazıya temkinli yaklaşmakta yarar vardır.
Bu nottan sonra gelelim meselemize...
Uğur Mumcu cinayeti tek başına ele alınamaz.
Bir sürecin kanlı olaylarından biridir.
Süreç 1990'da Muammer Aksoy'un öldürülmesi, aydınlanmacı ilahiyatçı Bahriye Üçok'un katledilmesiyle başlamıştır.
Sonra Uğur Mumcu ve diğer aydınlanmacı aydınlarla yok edilmiştir.
Bu provokatif eylemleri yapan teröristlerin çoğu yakalanmıştır. Bunlar İslami Hareket Örgütü adında yasadışı-illegal bir örgüt kurup cinayetler işlemişlerdir.
Sonra bu örgüt yok olmuştur.
Sanki bu kanlı eylemleri kurmak için özel olarak kurulmuştur/kurdurulmuştur!
Keza katiller de unutulmuştur/unutturulmuştur.
Peki...
Bu aydınlar neden öldürülmüştür?
Bu aydınlar gerek yazılarıyla gerekse gazete ve TV'ye çıkıp kamuoyunu aydınlatan, toplumu etkileyen isimlerdir.
Türkiye'nin neoliberalizm'e kayışına şiddetle muhalif olan, devletin ve toplumunun muhafazakarlaştırılmasına karşı koyan Kemalist'lerdir.
Bu cinayetlerle, Cumhuriyet aydınlanmasına önem veren kitleler büyük yara almışlar; fikri önderlerini kaybetmişlerdir.
Peki...
Bunda amaç nedir?
Bunu yine bir soru ile açmamız gerekmektedir.
1990'lar sürecinin benzerini Türkiye 2000'li yılların başında da yaşamış mıdır?
Toplumu etkileyen akil insanlar, adları karanlık olaylara karışmış kişilerle birlikte Silivri Cezaevi'ne doldurulmuşlardır.
Yani yine bir aydın kıyımı gerçekleşmiştir.
1990'larda öldürülenlerle canlı canlı "Silivri Mezarlığı"na sokulanlar aynı düşüncede aydınlardır.
İkisi arasında benzerlik şaşırtıcıdır.
Bitmedi.
Bakınız...
Toplumun kafasını karıştırmak ve onlar için daha da önemlisi Batı'yı Ergenekonvari örgütlenmeye ikna edebilmek için ve dolayısıyla bunları yanlarına almak için; Trabzon'da Rahip, Malatya'da misyonerler ve İstanbul'da Hrant Dink öldürülmüştür.
Tüm bu cinayetler birbiriyle bağlantılıdır.
Kopuk değerlendirmeler sadece kafaları karıştırır.
Tüm bu sürecin 1990'da başlaması tesadüf değildir.
1990; Yeni Dünya Düzeni'nin başlangıç yılıdır.
Soğuk Savaş'taki konseptler değişmiştir. Dünya yeniden şekillendirilmektedir.
Türkiye'ye verilen misyon, Ilımlı İslam'ın ipine sarılarak Mehmetçik'i petrol-doğalgaz bekçisi yapmaktır.
Savunma ordusu saldırı ordusu haline dönüştürülmek istenmektedir.
Uzatmayalım bunları biliyorsunuz.
Yani...
Dememiz o ki:
Uğur Mumcu'nun katili Oğuz ya da Mehmet Ali filan değildir.
Yeni Dünya Düzeni'ni dizayn eden Gladio'dur.
Bunu da tümdengelim yöntemiyle çözebilirsiniz:
Yıl 2011. Bugünden düne bakıp olayları tek tek gözden geçirin, işte o zaman katilin kim ve amacının ne olduğu net olarak görürsünüz.
Uğur Mumcu'yu öldürtenler ile Mustafa Balbay'ı cezaevine sokanlar aynı karanlıktan beslenmektedir ve amaçları birdir.
Sonuç:
Evet, bu bir komplo yazısıdır.

Odatv