RTÜK Başkanı Davut Dursun, linç kampanyasına maruz kalan 'Muhteşem Yüzyıl'la ilgili konuştu: Padişahları sahiplenmemiz konusunda bir hassasiyetimiz var.

Ona uygun düşmediğini varsaydığımız herhangi bir şey gördüğümüzde tepki gösteriyoruz. Unutmamak gerekir neticede bu bir dizi.

İlk bölümüyle reyting listesinin zirvesine oturan 'Muhteşem Yüzyıl'a yönelik linç kampanyası sürerken, tarihçi ve köşe yazarlarından gelen destek artıyor. Onlarca köşe yazısına konu alan diziyle ilgili bir açıklama da RTÜK Başkanı Davut Dursun'dan geldi. İlk bölümün 5 Ocak'ta yayınlandığını ancak şikayetlerin büyük bir bölümünün henüz program yayınlanmadan, tanıtımların dönmeye başladığı 11 Aralık'tan itibaren başladığına dikkati çeken Dursun, 'Dizi henüz yayımlanmadan önce bir hassasiyet oluşmuş. RTÜK'ün yayımlanmamış bir programla ilgili tasarrufta bulunma ya da bir programı yayından kaldırma yetkisi yoktur' dedi. 'Muhteşem Yüzyıl'da yer alan 'tarihi gerçeklerden hareketle kurgulama yapılmıştır' ifadesine dikkat çeken Davut Dursun, 'Osmanlı padişahlarının başarıları ve onları sahiplenmemiz konusunda bir hassasiyetimiz var. Ona uygun düşmediğini var saydığımız bir şey gördüğümüzde tepki gösteriyoruz. Unutmamak gerekir, bu bir belgesel değil, dizi. Bir kurgu söz konusudur' dedi.

KÖŞELERDE TARTIŞMA SÜRÜYOR
ERTUĞRUL ÖZKÖK (Hürriyet)- Halkı çok iyi okuduğunu iddia edenler
Sizce ortada tuhaf bir durum yok mu?
'Halkı çok iyi okuduğunu' iddia eden gazeteler ve yazarlar haftalardır, 'Muhteşem Yüzyıl' dizisine karşı kampanya yapıyor. Halkı çok iyi okuduğunu iddia eden gazete ve yazarlar, 'Bu diziyi seyretmeyin' diyor. Ee ne oluyor? Dizi gösterildiği gece reyting rekorları kırıyor. Halkı okuyanlar, itiraz ediyor; halk 'bildiğini okuyor...' Halkı okuyanların danışmanlığını yaptığı dizilerse, ikinci hafta yayından kaldırılıyor.

AVNİ ÖZGÜRELL (Radikal) - Herkes kendi kurgusunu istiyor
Tarihe insan ve gerçek penceresinden bakma alışkanlığımız yok denecek kadar az... Maziyi yaşanmışlıklar yumağı olarak değil hoşumuza gitmeyen unsurlardan arındırılmış steril haliyle okumayı seviyoruz... Mitolojik kahramana dönüştürdüğümüz karakterlerin ete kemiğe bürünmesi işimize gelmediği için zorunlu olarak onları hayal katına taşıyıp ayaklarını yerden kesiyoruz. (...)

Osmanlı sarayının iç dünyası, özellikle harem, dolayısıyla padişahların özel hayatı, yani eşleriyle mahremiyeti; hakkında son derece sınırlı kayıt, belge, bilgi bulunan dolayısıyla kimsenin fazla iddialı konuşamayacağı bir alan. Kaynak dediğimiz Çağatay Uluçay'ın Padişahların Kadınları ve Kızları, Haremden Mektuplar, Reşat Ekrem Koçu'nun Osmanlı Padişahları, Haluk Şehsuvaroğlu'nun Tarihi Odaları benzeri az sayıda kitap, hatırat, makale.. Bu açıdan bakıldığında Muhteşem Yüzyıl yapımcılarının şansı proje danışmanlığını Doç. Erhan Afyoncu gibi son derece değerli bir tarihçinin yapıyor olması. (...) Hayalindeki Osmanlı'yı seven, ekranda gördüğü Osmanlı hayalindekine uymayınca hoşnutsuzluk ifade eden izleyici kitlesinin anlaşılabilir itirazları üzerine TV kanalları arasındaki rekabet serpilince ortaya çıkan tabloyu konuşuyoruz aslında.

ÜMİT KIVANÇ (Taraf) - Masalları bozulanlar
Çiçeği burnunda bir televizyon dizisine 'tepki yağıyor'muş. Muhteşem Süleyman'ı 'kadın ve içki düşkünü' olarak gösterdiği gerekçesiyle, dizinin, hayır, kendisi de değil, fragmanı bile acayip galeyana sebep olmuş.
(...) Diziye 'tepki yağdıracak' olanlardan, ideolojilerini, önyargılarını onaylamayan, sırtlarını sıvazlamayan, kıçlarını okşamayan hiçbir lafı, tavrı, eseri içine sindiremeyen medya mensuplarından bir ricam var: Yahu sahiden beş dakikalığına delikanlı olun ve çıkıp açık açık, 'Kardeşim bunlar bizim kurduğumuz masalları bozuyor, ideolojimizin toplumsal egemenliğini tehlikeye atıyor,' deyin. Sizin mi 'tarihle barışma' kaygınız var? Sizin tarih dediğiniz, uydurduğunuz ve inanırken kendinizden geçtiğiniz yalanlardır.

Osmanlı'nın amacı Müslümanlığı yaymaktı. Nah öyleydi! Sultan içki içmezdi. Nah içmezdi! Sultanlar kadın düşkünü değildi. Nah değildi! Kusura bakma, kibar okur, Türkiye'de konu tarih ise seviye budur.

TELESİYEJ (Taraf) - Bize öğretilenler ne kadar doğru?
Türkiye'de tarihi dizi yapmak risklidir. Özel hayatların ayrıntılarına girmeye niyetleniliyorsa, bilhassa risklidir. Osmanlı İmparatorluğu'yla, hele Kanuni gibi bir padişahın hayatıyla ve yaşadığı dönemle ilgili bir dizi film yapmak -padişahın ve yakınlarının özel hayatlarının ayrıntılarının bilgisine yeteri kadar sahip olmadığımız için daha da risklidir bana göre. (...) Mesela, giyimiyle, kuşantıyla, yürüyüşüyle, annesiyle, kadınıyla, çocuklarıyla, gözdeleriyle ilişkisiyle, konuşma tarzı ve vücut diliyle, seyircinin zihninde yer etmiş, imparatorluğun yükseliş dönemine ait bir padişah modeli vardır; bu modele, yani seyircinin algısındaki gerçekliğe ters düşecek bir yorum getirmek inandırıcı olmaz hiç.

REHA MUHTAR (Vatan) - Tarihe karşı günahtır
Yeterince gelişmemiş toplumlar insanlardan 'kutsal'lar oluştururlar... O 'kutsal'lar sevişmezler, içki içmezler, harem görmezler, kadınlara bakmazlar, zaaf göstermezler, insan gibi olmazlar... Onlar insan değil, gökten indirilmiş, kutsanmış varlıklardır... Onun için ölümlüler onların sadece kutsallığını konuşabilirler... Gerisi yasaktır ve yasaklanmalıdır...

(...) Yalan mı bunlar?.. Ne var bunların anlatılmasında?.. Muhteşem Yüzyıl dizisi hiçbir şey yapmadıysa bunları konuşmamıza, yazmamıza, toplumun bu gerçekleri hatırlamasına ya da öğrenmesine neden oluyor... Bu dizi Sultan Süleyman'ı küçültmüyor... Bu diziyi engellemek antidemokratiktir, tarihe karşı günahtır... Olsa olsa, bize hayatın gökten zembille inmediğini, her kahramanlığın arkasında aslında etten ve kemikten insanın varolduğunu gösterir...

İSMET BERKAN (Radikal)- Ben bu filmi görmüstüm!
Tarih derslerinden şikayet etmeyenimiz yoktur, 'Bize savaş ve antlaşma tarihlerini ezberletiyorlar' diye her fırsatta yakınırız ama tarihin başka türlü anlatılmasını, hele hele kurgusal roman ve filmler yapılmasını da nedense hiç sevmeyiz. Benzer bir şey Can Dündar'ın 'Mustafa'sının da başına geldi. 'İnsan' Atatürk'ü anlatmaya çalıştı diye, üstelik tarihi gerçekleri hiç bozmadığı, onlara tamamen sadık kaldığı halde Can Dündar'ı da bir başka kesim neredeyse linç etti. (...) Şimdi aynı filmi bir kez daha, bu sefer geçen çarşamba akşamı Show TV'de başlayan Muhteşem Yüzyıl dizisi sebebiyle seyrediyoruz. (...) Kurgusal bir çalışma olan, belgesel olma, hele hele tarihe tamamen sadık kalma iddiası hiç olmayan, sonuç olarak da haftada bir gün 60-70 dakika insanlar hoşça vakit geçirsinler diye yapılan bir diziyi yasaklamaktan söz etmeye başladığınızda işler değişir.