Doç. Dr. Işıl Var, yaptığı açıklamada şekerleme ürünlerindeki mikroorganizmaların daha çok imalat sürecinde içine koyulan maddelerden geldiğini belirterek, bu tür ürünlerin genel olarak şeker, nişasta, süt, yağ, kakao, meyve ve kabuklu yemişleri içerdiğini anımsattı. Tat, koku ve renk verici maddelerin de şekerlemelere katılabildiğini kaydeden Doç. Dr. Var, "Kaynatılarak hazırlanan şekerlemeler daha az sayıda bozucu bakteri içerirken, şeker, süt ve kakao yağının karıştırılması ile hazırlanan çikolata soslarında bu maddelerin içeriğinde bulunan mikroorganizmalar son ürüne geçebilmekte ve ürünün daha çabuk bozulmasına neden olabilmektedir" dedi.

"Aslında şekerlemeler hastalık yapıcı bakterilerin gelişimine uygun ürünler değildir" diyen Doç. Dr. Var, şekerlemelerde kullanılan çikolata, yumurta beyazı, baharat (özellikle Hindistan cevizi), süt gibi malzemelerin gıda zehirlenmesi ve tifo gibi hastalıkların etmeni olan Salmonella'nın bulaşmasına neden olabileceğini ancak, şekerlemelerdeki su miktarının azlığının bu bakterinin üründe gelişmesini engellediğini ifade etti.

Buna karşın, küflenmiş ceviz, fındık, Hindistan cevizi gibi ve kuru meyveler ile hazırlanmış şekerlemelerin kansorojenik bazı küf zehirleriyle kirlenmiş olabileceğini anlatan Doç. Dr. Var, bunun uzun vadede sağlık riski oluşturabileceğine dikkati çekti. Doç. Dr. Işıl Var, 'Kremalı şekerlemeler ve çikolata kaplı içi yumuşak olan ürünlerde mikroorganizmalardan kaynaklı gaz oluşumu, içeriğin dışarı sızması gibi bozulmalara rastlanabilir. Kötü koşullarda (sıcak ve nemli yerlerde) bulundurulan marpizan, fondan, meyveli ve jöleli şekerlemeler bu ürünlerdeki şekere dayanıklı mayalar ve küfler tarafından bozulabilirler. 2000'li yıllara kadar mikrobiyolojik açıdan problemli olarak görülmeyen tahin helvalarının hastalık yapıcı mikroorganizmalarla kirlenebildiği durumlarda gıda zehirlenmesine neden olabileceği bizim de yaptığımız çalışmalar ve çeşitli raporlarla ortaya konmuştur' diye konuştu.