MHP lideri Bahçeli’nin Diyarbakır mitinginin yankıları, beklendiği gibi büyük oldu. Siyasette ezber bozan bu miting Bahçeli ve parti kurmaylarını sevindirdi. MHP Genel Başkan Yardımcısı Faruk Bal, Diyarbakır’da büyük bir misafirperverlikle karşılandıklarını söylerken, “Diyarbakır caddelerinde vatandaşlarla görüştük. Mitinge hiçbir olumsuz tepki gelmedi. Genel Başkanımız çok mutlu oldu. Oradan bayramdan döner gibi döndük, yine gideceğiz” dedi. 

MHP’li koalisyonda bakanlık yapan ve Bahçeli’nin en yakınındaki isimlerden olan Konya adayı Bal, Diyarbakır mitingiyle, Başbakan Erdoğan’ın “Sivas’ın ötesine gidemiyorlar” sözünü çökerttiklerini düşünüyor: “AKP, CHP ve BDP’den farkımız soruna etnik temelli bakmamak. Bizim için Konya ne ise Diyarbakır da odur.” Seçimden sonra gündeme gelecek olan anayasa değişikliğinin odağında da ‘Kürt sorunu’ olacak. Anayasadaki ‘Türklük’ tanımına dokunulmasını istemeyen MHP, Kürt etnisitesinin yeni anayasaya yazılmasına da şiddetle karşı. 

‘Baykal daha iyiydi’ 
Bal, partisinin soruna bakışını şöyle aktarıyor: ”Kürt kardeşlerimizin bireysel haklarının evrensel standartlara ulaştırılmasını isteriz. Ancak etnik kimliğin anayasaya yazılması, Kürtleri eşit birey olmaktan çıkarır, azınlık statüsüne döndürür.” 

Koalisyon formülleriyle ilgilenmediklerini söyleyen Bal, “Eğer olacaksa, en ideali, ‘Kürt Sorunu’ diye yanlış teşhis koyan AKP-CHP-BDP koalisyonu olur” derken, Erdoğan-BDP gerginliğini de ‘rol paylaşımı’ olarak tanımlıyor. ‘Baykallı CHP’yi daha iyi bulduklarını söyleyen Bal, “Kılıçdaroğlu partinin eksenini kaydırdı. Baykal’ın ağzından özerklik gibi laflar çıkmazdı. Milli konularda daha hassastı” diyor. 

Devlet isterse kasetçileri bulur 
MHP’li 10 yöneticilerini istifaya zorlayan kaset skandalına da değinen Faruk Bal, “Kaset işi karanlıkta yediğimiz bir kurşundu. Kimin sıktığını bilmiyoruz ama tahminlerimiz var. Bu işin uluslararası boyutu var” dedi. Ellerindeki bütün bilgi ve belgeleri adli makamlara verdikleri halde hiçbir gelişme olmadığından yakınan Bal, şöyle devam etti: “Bir ayı aşkın zaman geçti, bir arpa boyu yol alınamadı. Devlet gayret etseydi failler 40 kere bulunurdu. Bizim polisimiz, jandarmamız, istihbarat örgütümüz yok. Aklımıza şu da gelmiyor değil: Acaba AKP, şantaj çetesinin baskısıyla mı adım atamıyor?”