-İki büyük projeyle ekrandasın. Bekliyor muydun bu kadar iyi sonuçlar almayı?
Açıkçası bekliyordum, ’Yalan Dünya’ kadrosuna girmeyi bırakın, seçmesine gitmek bile büyük olaydı. ’Avrupa Yakası’nın elde ettiği başarı ortadaydı ve çok izleneceğini tahmin ettim. Günün birincisi olacağını ve gündemde olacağını öngörmek zor değildi ama ’Ben işin içine girince neler olacak?’ diye düşünmeden edemedim.

-Başarının büyüklüğünü tahmin ettin yani!
Bana olan ilgiyi değil ama dizinin çok tutacağını biliyordum. Gülse Birsel’in yazdığı senaryo nefisti, bir de yaşayıp başarının ortasında yer alıp tecrübe etmek tarif edilemez. Yolda tanınmak, insanların seslenmesi, karakterimin bu kadar sevilmesi harika. Merakla bekliyordum ne olacağını.
-"Yalan Dünya"da oynadığın ’Tülay’ bir pavyon şarkıcısı ve evli bir erkekle ilişkisi var. Gel gelelim bu kadını herkes seviyor.
Şarkı söylüyor, dans ediyor, göbek atıyor, lahmacun yiyor.

-Kısa, cimri ve çirkin bir adamı deli gibi seviyor!
Ya evet hem de çok seviyor. En ufak bir itici yanı yok. Komedi olduğu için entrika da çevirse, evli bir adamla da olsa seviliyor. Drama olsa yolda bu kadar ilgi göstermezdi seyirci. Bir de kızıl saçlıyım, acımazlardı. ’Cadı’, diye sesleniyorlar arkamdan.

KÖTÜ ŞEYLER TÜLAY’A

-Nasıl oldu seçmelere katılman, Tülay için mi çağırılmıştın?
Gülse Birsel, beni o zamanki adıyla ’Beşer Beşer’, şimdiki yeni ve muhteşem versiyonuyla ’İnsanlar Alemi’nde seyretmiş, görmüş ve ’Tülay için çağıralım’ demiş. Sonra bana karakteri e-posta attılar, nasıl bir tip olacağına ilişkin fotoğraflar da vardı. Çok profesyonel çalışıyorlar. İlk kez bir seçmeye ne yapacağımı bilerek gittim. Sadece, ’Yapabilir miyim?’ bilmiyordum.

-Tülay’a benzer bir karakter mi canlandırmıştın? Neden seni istemiş Gülse Birsel sordun mu?
Yok, sormadım ama avam ve kızıl saçlı bir karakter canlandırmıştım bir skeçte. Yıldız Tilbe gibi konuşuyordum. Beğenmişler ve istediler ama inanın gece hiç uyumamıştım hatta yemek yiyememiştim.

-Sonra ne oldu?
Sonra deli gibi yemeye başladım, rahatladım ya kilo almaya başladım (gülüyoruz). Yedikçe de kendi kendime ’Olur olur, Tülay kilolu olur’ diyorum. Kötü ne varsa Tülay’a yamıyorum. Ojem bozuldu diyelim, ’Tülay böyle oje sürer, manikürü gelmiştir onun’ diyorum. Saç boyamın dibi geliyor mesela, boyatmıyorum, çünkü içimden bir ses ’Tülay’ın dibi gelir’ diyor. Durumu kötüdür gidememiştir kuaföre. Kötü huylarımı Tülay’a uyarlıyorum.

-Yıldız Tilbe gibi konuşmak nereden çıktı?
Bir arkadaşım var Canan, Serdar Ortaç’ın vokalisti. O Yıldız Tilbe taklidi yapardı. O yaptıkça ben de yapmaya başladım. Skeçte sıkıştım bir ara bir karakteri çıkarırken, Yıldız Tilbe taklidi yaptım çok beğenildi.

-Hiç Yıldız Tilbe ile karşılaştın mı, bir şey söyledi mi acaba Tülay’la alakalı?
Yok hiç karşılaşmadık, sanırım bir şey de demedi. Ancak bir defa yanlış bir haber yapıldı ona üzülmüştüm. Ben güya ’Bendeki güzellik onda yok’ demişim. Asla böyle bir şey söylemedim. Hiçbir zaman söylemem de.

CIVILDAMA DEDİLER

-Bir gece magazincilerle karşılaşmıştın, şaşkınlıkla ve çok da eğlenerek röportaj vermiştin. Gerçekten heyecanlandın mı magazinciler etrafını sarınca?
Bir gün magazincilerin etrafımı saracağını biliyordum (gülüyor), bu işte olacağını anlamıştım. Bütün mekanlara gitmişliğimiz var, biz kapıdan çıkarken ünlü birilerini çekerdi kameralar. Kenardan geçer giderdik, ’Bir gün bizi de çekecekler’ derdik (gülüyoruz). Aynen öyle de oldu, tam dışarı çıkarken çiçek demeti gibi önümde duran mikrofonlarla karşılaştım. Heyecanlandım sahiden de. Gayet samimi olarak konuştum ancak ’Bu kadar da cıvıldama’ dedi arkadaşlarım. Sanırım mesafeyi korumak da lazım. Konuşmalar başka tarafa çekilebilir neticede.

-Çocukluk hayalin miydi oyunculuk?
Herkes gibi bir ara öğretmen olacağımı söylerdim ama ilkokuldayken oyuncu olacağımı biliyordum. Olmasaydım depresyona girmiş evde oturuyor olurdum. Sivas’ta doğup büyüdüm, çok da bilinçli bir ortam yoktu o yıllarda. Herkes dershaneye gider ve üniversite sınavına girerdi. Biraz daha bilinçli olsam konservatuara giderdim. Fakat dönüp dolaşıp geleceğim yer burası olurdu.

-İlk nerede oynadın, nerede sahneye çıktın?
İlk defa lisedeyken sahneye çıktım ama buraya gelince BKM’ye başvurdum, çocuk oyunu ve reklamlar derken; buraya geldim. ’Şen Yuva’ ile tanındım aslında.

-Güzel şarkı söylüyorsun, hatta döktürüyorsun Tülay olarak!
Biliyor musun; şan dersi aldım bir gün lazım olur diye. Konservatuara gidemeyince baktım ne yapıyorlar diye, şan eğitimi aldım. Detone olmadan okuyabiliyorum.

-Detone olsan da fark etmez, ’Tülay detone olur’ dersin...
Gülse ilk başta ’Kötü sesi var Tülay’ın’ demiş. Ama ’Sesim güzeldir’ dedim, o da ’Neden olmasın?’ dedi.

-Ailen nasıl karşıladı bu durumu?
Ailem Sivas’ta; annem birinci bölümde kızıl saçlı halimi görünce ’Ben böyle bir şey doğurmadım’ demiştir sanırım (gülüyor). Pavyonda şarkı söyleyen kızlarını görünce üzülmüşlerdir. İşin magazinsel boyutundan çekindiler.

ÇOK ŞANSLIYIM

-Üzülüp incinmenden korkmuşlardır!
Ne kadar yetenekli olursan ol bazen çok hak eden insanlar istedikleri yere gelemiyorlar. Bu yüzden endişelendiler. Şans da önemli ama oyunculuk yapmaması gereken insanlar deli gibi para kazanabiliyor.

-Olgun Şimşek’le ve Ali Sunal’la oynamak nasıl?
O kadar hayranım ki Olgun’a anlatamam ama utancımdan da diyemedim ’Sana bayılıyorum yıllardır, hayranınım’ diye. Çok istemişim demek ki onunla oynamayı. Gözüm kapalı oynuyorum. Ali de öyle, hayranım ve çok şanslıyım, ondan da çok şey öğreniyorum. Ekipte Alper Kul da var. Onu önce seyirci olarak izledim ’Caveman’de. Beraber çalışması keyifli bir insan, aynı şey Ali Sunal için de geçerli. Ali sabahları erken kalkmadığı sürece iyidir. Alper günün her saati provaya hazır, ’O zaman prova yapalım’ diye durmadan bağırıyor.

-Güzel kadınlar gerçek hayatta da pek yakışıklı olmayan erkeklere aşık olup, hayatlarını karartıyorlar.
Evli erkeğe aşık olan arkadaşlarım oldu benim de, ’Gül gibi kız ne işi var o adamla?’ dediğim şeyler gördüm. Tülay ve Selahattin’in aşkı çok komik ama seviyorlar birbirlerini. Adamın zaten parası yok, sahte çanta alıyor. Geçenlerde bir sahnede Selahattin’den ’Dalyan gibi adam, içim gidiyor’ diye bahsediyordu.

-Diziyi seyrediyor musun?
Birlikte de seyrediyoruz bazen, kaçırmıyorum. Kendi sahnelerime bakıyorum ama senaryonun tamamını okumuyorum, sürpriz olsun diye atlıyorum.

-’İnsanlar Alemi’nde de oynuyorsun, ’İleride ne yaparım?’ diye bir endişen var mı?
Skeçler oynuyoruz, kendimi geliştirmem için müthiş bir ortam, benzersiz deneyim yaşıyorum. Çok başarılı işler haklısın ama şimdi sadece yorucu geçen günlerimin keyfini çıkarmaya çalışıyorum. Üstelik bu işler biraz çerez gibi, bugün seyredilip yarın unutuluyor. Sokaklarda yatmadım ama kolay da olmadı bu noktaya gelmek.

-Yazın ne yapacaksın?
Bu yaz işler devam edecek gibi ama bir ara anneannemin yanına gidip tatil yapmak istiyorum. ’Selahattin sana kötü kötü bakıyor’ diyor, çok tatlı.

-Senden nasıl bir beklentisi var ailenin, evlenip yuva kurmanı istiyor, seni zorluyorlar mı?
Yok, onların tek istediği kendi evimi satın almam. ’Gerisi kolay’ diyorlar, ilk hedefim ev. Çocuk ve evlilik düşünmüyorum. 26 yaşındayım henüz, çok erken buluyorum aile kurmayı. Tek isteğim oyunculuk yapmak, mutlu olmak.

-’Oyunculuk yapma’ diyen oldu mu?
Babam sadece ’Bizi üzme’ dedi. Cesaretlendiren de olmadı ama hep hayallerime güvendim.

BİZDE GÜZEL KADINA BAKILIR, GÜLÜNMEZ

-Yurtdışına açılmak gibi bir niyetin var mı?
Amerikan dili ve edebiyatı mezunuyum; çok isterim yabancı bir projede yer almayı. Ancak oralara yerleşmeden zor. Bakalım bilmiyorum...

-Ne seyrediyorsun, dizilerden favorin hangileri?
Bizden sadece ’Muhteşem Yüzyıl’. ’Nip/ Tuck’ severim, ’How I Met Your Mother’ı çok severim.

-Nasıl bir çalışma tempon var?
Gece 11’de sete gidip sabah 4’te eve döndüğüm oluyor. Neredeyse bütün hafta çalışıyorum. Çok eğlenerek çalışıyoruz ama ne kadar zorlu ve emek isteyen bir iş anlatamam. Arkadaşlarımı da ihmal ediyorum. Şu kadar saat çalışıyorum diyemem ama 11 saat beklediğim de oldu sette.

-Güzellik, zayıflık, estetik takıntın var mı?
Ekranda olduğumdan daha kilolu çıkıyorum, ’plazma diyeti’ne başladım ama yemeden de duramıyorum. Yeme düzeni olmadığı için, gece yarısı da yediğim oluyor. Ailem de kıvrımlı; asla sıfır beden olamam. Bir de bana küçücük taytları giydiriyorlar nasıl zayıf görüneyim. Dört gözle bir iş kadını oynayacağım roller bekliyorum. 4 estetik var bende (gülüyor), burnumu yaptırmıştım ama sonra üç defa daha müdahale yapıldı. Makyaj cildi bozuyor bize de yazık. İlerde ne olur bilemem.
-Komedi oynayan kadın oyuncu güzel olmaz diye bilinir ama sen yıktın bu düşünceyi!
Bizde güzele bakılır, gülünmez. Ancak öyle düşünmemek lazım. Her oyuncu her rolü oynar. Mesela Beren Saat son derece komik bir kadın ve komedide çok başarılı olur.

Elif AKTUĞ