Birkaç sene öncesine kadar attığı her adımla olay olan, gündem yaratan Tuğçe Kazaz, bir anda gözden kayboldu.

Ardından yurtdışından başarı haberleri gelmeye başladı. All dergisi de aralık sayısında bu başarının peşine düştü, 2010"a profesyonellik adına kendini zirveye oturtmuş Tuğçe Kazaz"la noktayı koydu.

Birkaç yıl öncesine kadar özel hayatın konusunda hepimizin ufak tefek fikirleri vardı. Uzun zamandır ise sadece başarı haberlerini okur olduk. Bu geçişi nasıl başardın?

- Bizlere öğretilenin ve bilinenin dışında mesleğime farklı bir bakış açısıyla yaklaştım. Bu bakışla mesleğimin gereklerini yerine getirmeye odaklanarak, buna yönelik çalışmalar yapmaya başladım. Bu çalışmaları disiplin içerisinde gerçekleştirmeye gayret gösteriyorum...

Yurtdışında işler buradan çok mu farklı?

- Modellik mesleğinin doğasında olduğu kadar bulunduğu ülkeye göre de farklı zorlukları var. Mesela modellik en başında fiziksel olarak dayanıklılık gerektiren bir meslek. Ayrıca bu mesleği dünya standartlarında icra ediyorsan yerleşik bir hayattan çok seyyah bir hayatın oluyor. Arkadaşları, aileyi özlemeyi göze almak durumunda kalıyorsun. Cildin, haftada birkaç kez ağır makyaja maruz kaldığından yıpranıyor. Sonra bu mesleği başarılı bir şekilde gerçekleştirebilmek için belli vücut standartlarına sahip olmak ve bu standartları korumak da gerekiyor. Bu yüzden, bu mesleği yapan kişilerde zamanla beslenme biçimi ve egzersiz ile ilgili bir farkındalık oluşuyor.

MANKENLİĞE ERKEN BAŞLAMAK BÜYÜK HATA

Yurtdışında, Karlie Kloss gibi 1992 doğumlu kızların fırtınalar estirdiği podyumlarda yürüyorsun. Dünyaya açılmak için geç kaldığını hissettiğin anlar oluyor mu?


- Ben içinde bulunduğum koşullara rağmen mesleğimde hedeflediğim noktaya geldiğimi düşünüyorum. Herkesin mesleği bıraktığı bir yaşta ben mesleğimin zirvesindeyim. Ben bu mesleğe çok erken yaşta başlamanın yanlış olduğunu düşünüyorum. Bence modellik mesleğine 20"li yaşlarda başlanması daha uygun. Çünkü insan ancak o yaşlarda meslek edinmenin ne demek olduğunu anlayacak olgunluğa erişiyor. Ayrıca kadınlık unsurları taşıyan kıyafetleri zamanından çok önce giymeye başlamanın, bu gençlerin cinsiyet özelliklerini ön plana çıkarıp insani özelliklerini ikinci sıraya itmelerine neden olduğunu ve kişilik gelişimlerinde olumsuzluklara yol açtığını düşünüyorum. Her şey yaşında güzel.

Peki sence bu meslekte başarı neyle orantılı?

- Bu meslekte öncelikle tanrının lütfuna ihtiyacımız var. O lütuf olmazsa bu mesleğe dahi giremeyiz. Sonra genel başarı şartlarını oluşturmamız gerekir ki bence bunların başında ataletten kurtulmak geliyor. Yani eyleme geçememe halini, başka bir deyişle eyleme geçmeye engel durumları ortadan kaldırmalıyız. Ve tabii ki eğitim, kendini deneyimler yoluyla geliştirmek de başarıyı belirleyen önemli unsurlar...

Bu anlamda kendini nereye konumlandırıyorsun?

- Benim mesleğimde koyduğum hedef, moda konusunda dünyanın zirvesi olarak değerlendirilen podyumlarında yürümek ve fotoğraf çekimlerinde yer almaktı. Bu mesleğin özünde nasıl yapılması gerektiğini, beni takip eden ve idol olarak gören genç kızlara göstermekti.

DIESEL"İN ULUSLARARASI KAMPANYA YÜZÜ OLDU

Zirveden konu açılmışken... Armani, çok özel bir durum olmadığı sürece defile ekibini değiştirmez, ekibe yeni isim kabul etmezmiş. Nasıl onun “adamlarından biri” oldun?

- Podyumdaki yürüyüş ve tavrımın, bu markaların koleksiyonları ve kendilerini sunuş şekilleriyle örtüştüğünü düşünüyorum. Giorgio ve Emporio Armani markaları ile 2007"den beri keyif alarak çalışıyorum.

Diesel"in yeni uluslararası kampanyasının yüzü olduğunu duyduk. Çekimin detayları neler?

- Diesel markası ile iki senedir çalışıyorum. Katalog çekimi geçtiğimiz ay Barcelona"da gerçekleştirildi. Fotoğrafları henüz ben de görmedim, heyecanla bekliyorum. Bu çekim için özel bir dekor kuruldu ve İspanya"nın başarılı fotoğrafçılarından biriyle çalışıldı. Kampanya çekimi ise önümüzdeki günlerde Brezilya"da gerçekleşecek.

AŞKIN ÖĞRETİLDİĞİ GİBİ BİR ŞEY OLMADIĞINI ANLADIM

Hayatının şu döneminde aşkı nereye konumlandırıyorsun? Hayatında biri var mı?

- Aşkın öğretildiği, dayatıldığı gibi olmadığını öğrendim. Bir şeyin ne olduğunu anlamamız için önce onun ne olmadığını anlamamız gerekiyormuş. Ben de yaşadıklarım sonucu aşkın ne olmadığını anladım. Bir gün ne olduğunu anlayabilirsem bir yerlere konumlandırırım.

“BİR DAHA EVLENMEM”CİLERDEN DEĞİLİM

Evlilik konusunda ne düşünüyorsun? “Bir daha evlenmem”cilerden misin?

- Evlilik her şeyiyle çok güzel ve doyum verici bir paylaşım. Ama zorlukları da bir o kadar büyük. Bence evlilik, ne yerine getirilmesi gereken bir kurallar zinciri ne de başıboşluk... Evlilik, iki kişinin birlikte oluşturdukları ve birbirlerini değiştirip özelliklerini, renklerini yok etmek yerine tamamlayabilecekleri bir zenginlik olmalı. “Bir daha evlenmem”cilerden kesinlikle değilim. Hayat önüme ne getirir bilemem. Bu konuda insanın kaderinde ne varsa onu yaşayacağına inananlardanım.