Koşaner'in ses kaydındaki itirafları değerlendiren Star Yazarı Sedat Laçiner, "Bu Generaller bu millete yakışıyor mu" başıklı yazısında ses kaydındaki mayın itiraflarına atıfta bulunarak mayınlarla ilgili olarak bir anektod paylaştı.
 
İşte Laçiner'in yazısı ve bir albayın ağzından şok itiraf;
 
7-8 sene önce bir albaydan dinlemiştim, “bölgedeki mayınlı ölümlerin büyük kısmında sorumlu aslında biziz hocam” demişti. Bölgede uzun süre görev yapan albaya göre özellikle 1990’lı yıllarda gelişigüzel dağlara yerleştirilen mayınlar PKK’dan çok kendi askerimizi vuruyordu. Hatta o günlerde bile dağa çıkan timler gece kendilerini koruyabilmek için etraflarını mayınlıyorlar, gündüz ise mayınların haritalarını çıkarmadan, herhangi bir yere bilgi vermeden o bölgeyi terk ediyorlardı.
 
Duyduklarıma önce inanmak istemedim. Çünkü TSK’nın demokrasi karnesi ne kadar zayıf olursa olsun, askerliğin en temel kurallarından bile bu kadar habersiz olabileceğini düşünemiyordum. Fakat doğruydu. Pek çok asker bu bilgiyi teyit etti, ben de o günden itibaren Ordu’nun askerlik alanındaki eksikleri üzerinde daha titiz bir şekilde çalışmaya başladım. Ulaştığım sonuçları da kamuoyu ile dilim döndüğünce, aklım erdiğince paylaştım. Ne vatan hainliğimiz kaldı, ne de Ordu düşmanlığımız. Her türlü riskine rağmen zor zamanda generallerin askerlikten anlamadığını somut örnekler vererek ve ideolojik olmaktan ziyade teknik analizlerle anlatmaya çalıştım...
 
Özellikle sivilleri uyarmaya çalıştım, çünkü askerlerin içine düştükleri halden kendi gayretleriyle kurtulabileceklerine inanmıyordum. Çünkü generaller 27 Mayıs Darbesi’yle birlikte kendilerine kimsenin giremediği bir dünya inşa ederken aslında diğerlerini değil, kendilerini dar bir hücreye hapsetmişlerdi. Onlara göre kendileri mükemmeldi, siviller ise beceriksiz ve potansiyel hain. Kaddafi’nin veya Saddam’ın ruh dünyasını kurumsal düzeyde yaşayan TSK yönetimi kendisini eleştirilere kapattığı gibi, özeleştiri yapabilecek durumda da değildi. Dolayısıyla bana göre generaller bir tür ideolojik körlük yaşıyorlardı.
 
‘Tam bir kepazelik’
 
Işık Koşaner’in ses kaydı Ordu hakkında bugüne kadar ne söylediysem hemen hepsini doğruladı. Hantepe’den mayınlara, yetersiz eğitimden askerin hukuksuzluklarına kadar her şeyi itiraf ediyor Koşaner. “Tam bir kepazelik halimiz” diyor... “Yasaların, yönetmeliklerin dışında hareket ettik” diyor, yani “yasadışılığı yol yaptık” diyor... Ve daha neler neler... Kısacası yıllarca söyledikleri Ordu’nun zirvesi tarafından teyit edilen biri olarak haklı çıkmanın gururunu yaşamam lazım. Fakat hiç de öyle hissetmiyorum. Tam tersine ağır bir şoktayım. İhmali anlamak mümkün, ideolojik körlükleri de. Fakat Koşaner’in konuşmasına baktığımız zaman her şeyin farkında olan ve kendi deyimiyle “kepazelikleri” devam ettirmek için çaba gösteren bir adam görüyoruz. Yani ortada yüksek idealler yok, ideolojik sarhoşluk içinde doğru yaptığını düşünen biri bile yok... Hukuku çiğnediğini de biliyor, gencecik ana kuzularını ateşe attığını da. Ordu’yu yönetemediğini de itiraf ediyor, Meclis emir verirse bunu dinlemeyeceğini de...
 
En son YAŞ toplantısı öncesinde Koşaner emekliliğini isteyince bunun “altın kıymetinde bir fırsat” olduğunu bu köşede yazmıştım. Ne yazık ki o fırsatı yeterince değerlendiremedik. O gün adı Ergenekon ve Balyoz’da geçenler başta olmak üzere, sivil iradeye sadakati tartışmalı ve görevinde yetersiz tüm generalleri emekliye sevk etmek veya açığa almak gerekirdi. Fakat olmadı. Koşaner’in deyişiyle “kepazeliğe” imza atan pek çok kişi görevini korudu, hatta terfi bile aldı.
 
Komediye son verin
 
Artık bu komediye bir son vermenin vakti geldi de geçiyor bile... PKK gibi üç beş çapulcu karşısında bizleri bu kadar gülünç duruma düşüren, çocuklarımızı gözlerini kırpmadan ateşe atan, canları istediğinde köle gibi kullanan, Koşaner’in deyişiyle “köpeğini itini bilmem nesini” kendilerine vatan hizmeti için teslim ettiğimiz evlatlarımıza baktıran, aklı emeklilik maaşlarında askerlikten anlamayan askerler yüzünden bu ülke yeterince bedel ödedi. Bugüne kadar belki sadece generaller suçluydu. Ancak bugünden sonra bu kepazeliğin gereği yapılmaz ise herkes suçludur.
 
star