Suriye’de 120 polisin silahlı çeteler tarafından öldürüldüğü iddiası üzerine askerlerin adım adım yaklaştığı 15 bin nüfuslu Cisrüş-Şugur, hayalet kasabaya döndü. Her an askerler saldıracak korkusu ile yaşayan kasabalılar Türkiye sınırına akın etti. Türk yetkililerin açıklamalarına göre, dün gece bin 250 kişi daha sınırı geçti. Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu sığınmacıların sayısının dün akşam itibariyle 2 bin 500’e yükseldiğini açıkladı.
 
15 dakikada bir geliyorlar
BBC muhabiri her 15 dakikada bir, kasabadan kaçanlarla dolu yeni bir kamyonetin sınıra geldiğini söyledi. Sınırı geçenler Hatay’daki çadır kente yerleştirilirken, binlerce kasabalı da sınırın Suriye tarafında kamp kurdu. Gündüzleri protesto düzenleyen Suriyeliler, askerlerin saldırısı başladığında Türkiye’ye kaçabilmek için sınırda yaşıyor.
 
Helikopterle bomba attılar
New York Times’a konuşan 18 yaşındaki Hamit, yedi kişilik ailesi ile birlikte Cisrüş-Şugur’dan Türkiye sınırına geldiklerini, kasabada tanıdığı kimsenin kalmadığını söyledi. Hamit, “Suriye ordusu bizi sınıra kadar takip ederse ailem ve diğerleri ile birlikte Türkiye’ye geçeceğiz” dedi. Haftasonu 300 kişinin toplandığı bir protestoya katıldığını söyleyen Hamit, “Sadece ‘Türkiye’deki gibi bir demokrasi istiyoruz’ sloganları attık, ancak siyah giysili adamlar bize ateş açtı. Yine de protestolara gitmeye devam edeceğiz” diye konuştu. ‘hurriyet.com.tr’ muhabiri Cengiz Özbek’e konuşan Hatay’daki kasabalılar da “Elektriğimizi kestiler, suyumuzu zehirlediler. Helikopterlerle üzerimize bomba yağdırdılar. Yanımıza sadece sevdiklerimizi alıp kaçabildik. Kentin 15 bin nüfusu vardı. Şimdi ise neredeyse herkes kaçtı. Birkaç güne büyük bir saldırı bekliyoruz” dediler.
 
30 bin asker saldıracak
BBC’ye adını vermeden konuşan bir Cisrüş-Şugurlu, 30 bin askerin 3 saat uzaklıktaki bir köye kadar geldiklerini söyledi. Kasabanın etrafının birkaç gündür 13-14 tank tarafından sarıldığını söyleyen kasabalı, “İşgal etmeyi planlıyorlar” dedi. Kasabalı yüzlerce askerin de taraf değiştirdiğini ve onların da kaçma umuduyla Türkiye sınırına gittiklerini söyledi. Suriyeliler büyük bir katliam yaşanacağını söylüyor.
 
Erdoğan: Esad bana farklı şeyler anlattı
Başbakan Erdoğan Suriye ile ilgili dün şu yorumu yaptı: “Bu şekilde ölümün yoğunlaştığı ve oradaki kardeşlerimizin böyle bir sığınma imkanı aradığı dönemde kapıları kapatmamız mümkün değil. Suriye’yle olan ilişkiler diğer ülkelerle olan ilişkilere benzemez. Üç gün önce Esad’la görüştüm. Kendileri bana çok daha farklı şeyler anlattı. Polislerin öldürülmesi konusunda farklı istihbari bilgiler geliyor. Endişeyle takip ediyoruz.”
 
Gazetecilere yasak
Türkiye-Suriye sınırında haber yapan gazeteciler Türk yetkililerin sığınmacılarla konuşmalarına engel olmaya çalıştıklarını söyledi. El Cezire muhabiri Anita McNaught twitter’da, “Türk hükümeti sınırdaki gazetecilere otoriter bir sansür uyguluyor. Türk hükümeti Yayladağı’ndaki sığınmacıların kampına ‘güvenlik nedeniyle’ kameralar yerleştirdi. Kimi kimden koruyorlar? AP’nin Türk fotoğrafçısı ile konuştum. İki yaralı Suriyelinin ülkelerine geri gönderildiğine şahit olmuş. Türk ordusu hafıza kartını almış. Ne yabancı ne de yerel gazeteciler Türk hükümeti yüzünden Suriyelilerle özgürce konuşamıyor” diye yazdı. BBC muhabiri ise “Polis gazetecilerin sığınmacılarla konuşmasını engelliyor” dedi. İngiliz gazetesi Guardian’ın muhabiri de
Türk yetkililer tarafından engellendiğini söyledi.
 
Bir çocuk daha işkence görmüş
Suriye’de güvenlik güçleri tarafından işkenceyle öldürülmesinin ardından isyanın simgesi haline gelen 13 yaşındaki Hamza Katib’in arkadaşı Tamer Sahri’nin (15) cesedi 6 hafta sonra ailesine teslim edildi. Tamer’in bir gözü oyulmuş, dişleri sökülmüş, boynu kırılmış ve vücudu delik deşik edilmişti. Tamer’in cenazesine binlerce kişi katıldı.
milliyet