Kıvanç Tatlıtuğ, kendisi hakkındaki bütün bilinmeyenleri Filiz Akın'a anlattı
Habertürk'de Filiz Akın'ın konuğu olan ünlü oyuncu Kıvanç Tatlıtuğ, kendisi, ailesi, aşk hakkındaki görüşleri, yeni sinema projesi ve hakkında bütün merak edilenleri anlattı.

Genç kızların bir merakı var. Başka kardeşin var mı?
Evet..

Benziyor musunuz birbirinize
Ben en küçüğüm. Ortanca ağabeyimle benzeriz. Büyük ağabeyim esmerdir. Ben sarışınım.

Fiziki özelliklerinde teksin galiba ailede...
Ailede babam böyle..

Bizim bir arkadaşımız var. Abu Dabi'de yaşıyor. Kıvanç'a duyulan ilgiyi bir de orada görseniz dedi. Nasıl geldi bu teklif.?

Gümüş benim ilk projem. 100 bölüm sürdü Türkiye'de o bitti Menekşe ile Halil başladı. Bir gün ajanstan teklif geldi. Dubai'den. Bu telefonun içeriği şu. Senin Gümüş dizisi yayınlanıyor. İnanılmaz bir popülerlik kazanmışsın. Oradaki insanlar sana ve oyunculara, dizinin konusuna hayran olmuşlar, seni görmek istiyorsunuz. Aramızda konuştuk abartılıyor dedik. Yurtdışında popülerlik kazanmaz dedik. Bir kez daha görüşelim dedik. Orada bir organizasyon düzenleyeceğiz dediler. ABC kanalı, Songül ve beni imza gününe davet ettiler, kabul ettik. Çok enteresan uçakla gittik. Dubai'ye indikten sonra farklı bir dünyayla karşı karşıyasınız. Gece gittiğimizde sabahın 3'ü olması lazım, o saatte bile inanılmaz bir kalabalık vardı. Ne zaman takip ettiniz de bu alaka geldi demeye kalmadan arabalar bilmediğim kişiler, panik vardı. Benim adım orada Muhammet. İzdiham oldu. Otelde de izdiham oldu. Odalarımıza gittik. Ertesi günkü programı bekledik. 7'den 70'e kadar, çoluk çocuk, torun sahibi olmuş yaşlı amcalar orada. Yarı Arapça yarı İngilizce konuşuyorlar, sevgi tezaguratları yağıyorlar. Çok büyük bir mutluluk..

Sen giderken korumalar eşlik ediyormuş, inince escort arabalar oluyormuş Ben hayatımı çok minimal yaşarım. Asosyal gibi. Çok ekstra yaptığım şey dublaja gitmek. Koruma nedir bilmem. Kendi arabamı kendim kullanırım. Alışık olmadığım birşey. Birçok araba oluyor. Özel güvenlikler. Götürüyorlar seni. Garibine gidiyor insanın, hoşuna da gidiyor. Oradan buraya gelirken karışık duygular hissediyorum.

Kahire Film Festivali'nde bir olay yaşamışsınız. Hollywood yıldızlarını da gölgede bırakmışsınız.
Songülle bana Ömer Şerif ödül vermemizi istediler. Çok değerli insanlar vardı. Tanıştık. Tv dizisi bence suya yazı yazmak gibi birşey. O dönem popüler oluyorsunuz. İş bitince "Sen bir projede oynamıştın ama neydi" diyorlar. Tek ölümsüz proje sinemadır. Ben bu konuda emekleyen bir adamım. Dizi popülaritesi yanar döner. Oradaki insanlar bizim Gümüş projesine geliyorlar. Sarışın renkli gözlü bir adam, karısının ayaklarına kapanıp ağlayan yeri gelince de elinde silahla koşturan bir adam. Aynı zamanda Müslüman, ailesiyle yaşayan bir erkek. Ortadoğu'yla bizim kültürlerimiz arasında benzerlikler var. Çok önemli bit tecrübe oldu. Başka bir ülkenin festivaline gidip ödül vermek benim için çok önemli oldu. İnsanların ilgisi karşısında kelimeler kifayetsiz kalıyor.

Göksel Arsoy da çok ilgi görmüştü. Genç kızlar kendisini arabasının önüne atardı. TV şöhreti normal hale getirdi ama aynı şeyler biraz da sende de yaşanıyor.

Temsil ettiğin insana mı hayranlar.. Göksel Arsoy, ilk sarışın aktörlerimizden. Sonra Ekrem Bora. Onunla Gümüş'te çalıştım. Çok değer verdiğim, çok şeyler öğrendiğim bir ağabeyim. Onunla konuşurken konuşmam ve onun söylediklerini dinlerim. Günümüzde tiyatro, sinema, dizi o kadar pastanın dilimleri bölünmüş ki insanlar sizi her yerde görme imkanı var. Sinema ve tv'de görme imkanınız var. İstanbul'da bir yerde oturduğunuzda popüler biriyle karşılaşmanız, sizi beğeniyorum lafı olması normal. Eski dönemde öyle birşey yokmuş. "Arabamı sallayan" dönemleri biliyorum diyordu. Günümüzde o popülerliğin olduğunu sanmıyorum

Senin annenle yaşadığın çok güzel bir küçüklük anın da varmış

Çok ufaktım. Tedavi görüyordum. Adana'dan İstanbul'a her hafta gidiyorduk. Testler yapılmış bana. 10 tana kadar herşeye alerjim çıkmış. Okula da ara verdik. İstanbul'da işin erbabı biri bulundu. Her hafta annemle İstanbul'a gidiyorduk. Cep telefonu yok o dönem. Biz rutin İstanbul gidiş-gelişlerimizde, oyuncaklara karşı zaafım var. Bir gün önceden annem bana uçak alacak değil mi diyorum. O da havalimanından alacak dedi. Ben uçan uçak istiyorum dedim, babam da oğlum alacak dedi. Orada iğnemi vurdular. Annemin cebindeki para bitti. Oyuncak reyonuna bakmayayım diye uzaklaştırıyordu. Para kalmadı diyor. Uçağımı istiyorum dedim. Havaalanının ortasında ağlama durumları. Güvenlik görevlisi, annem esmer ben sarışın. Tereddüte düşmüş adam da. Annem de yok o benim çocuğum demiş. Bana sormuş "Annen mi?" ben de "Bu kadını tanımıyorum" demiş. Nüfus kağıdını sormuş. Annem de nüfus kağıdı çıkmadı demiş. Güvenlik, sizi alalım ofise diyor. Bir türlü inandıramamışlar. O dönem futbol camiasından İsa Ağabeye telefon açmış annem. O gelmiş. "Bizim çocuk niye göndermediniz?" deyince iş çözüldü.

İlk aşk hikayen de çok güzel..

Basket oynadığın dönem.. 12 senelik profesyonel bir basketbol yaşantım vardı. Benim için basketbolcu olamamk içimde bir ukde. O zaman çok beğendiğim bir kız vardı. O da basketbol oynuyordu. Sabah kalkınca oynamaya giderdim. Bizim ortak konuştuğumuz dildi. En büyük flörttü birlikte basketbol oynamak. Ergenlikte insanın kendini ve karşı cinsi tanıyor olması güzeldi.

Annen sana bir sürpriz yapmış..

O dönem Beylikdüzü'nde oturuyorduk. Basketbolu bırakmıştım. Moralim bozuktu. Küçüklükten beri basketbolcu olacaksın ama senin fiziğin de var, neden fotomodellik yapmıyorsun diyorlardı. Ben de karşı çıkardım.

NBA'de oynamak istiyordun belki de..
Evet insanın en önemli şeyi kurduğu hayalleridir. Ben kendimi uzayda uçarken hayal edeceğim ki pilot olabileceğim.. Ama olamadım

Ama anneninki de güzel sürpriz...

Basketbolu amatör olarak oynuyordum. Soyunma odasından telefon geldi. Kıvanç bey, sizin resimleriniz bırakıldı. Bir organizasyon var, anonsu duymuş anneniz, resimlerinizi bıraktı. Yanlış olmasın dedim. Anneme telefon açtım, yap bakalım dedi. O dönem iyi de oldu. Ek de gelir oldu. Değişik bir sosyal çevrem oldu.

İlk önce Türkiye'nin en iyi mankeni oldun. sonra dünyada Best Model oldun...

Evet. Dünyanın en iyi erkek mankeni seçildim. 2002'de oluyor bunlar. Aşağı yukarı 1 sene Fransa'da kaldım. Ben doğup büyüdüğüm, bastığım topraklara aşık olan bir adamım. Aşırı derece de milliyetçi bir adamım. Dünyanın birçok ülkesini gezmiş de olsam, vatanım gibisi yok. Şehrin ortasından deniz geçiyor. İki kıtanın ortasındayız. Ne kendi ülkemin insanın sıcaklığı var, ne de misafirperverliği var. Bu yüzden orada bocaladım ve döndüm.

Problem oldu mu? İngilizce konuşuluyordu galiba...

Benim kendimi ifade edebileceğim kadar ingilizcem var. İyi konuşabiliyorum.

Orada kız arkadaşın oldu mu? Buradaki kızlardan çok farklı mı bakıyorsun?

Kültür farkı var. Bizim alıştığımız davranışların çok dışında şeyler var. Onların birbirlerini sevme şekilleri, diyalogları, hayat tarzları farklı. Tabii yabancılaşıyorsunuz.

Kadını sordukları zaman sana annem gibi demişsin. Bu çok güzel bir tabir. Annenin neleri seversin, nelerini beğenmezsin?

Annemle biz dostuz herşeyden önce. Anneme müthiş derece de saygım ve sevgim var fakat aynı derecede annemin ağzından çıkan herşey benim için çok önemlidir. Hayatımın dönüm noktası olabilecek ne karar verdiysem hepsine saygı duymuştur. "Sen yoluna devam et, biz sana lojistik destekte bulunuruz, arkanda bir ailen var" demiştir. İlk eğitimi aldığınız yer çok öenmli. Annem, babam bana çok şey verdiler. Haklarını hiçbir zaman ödeyemem.

Nasıl bir partnersin? Neşeli misin, şefkatli misin?

Ben aktif olan bir insanım. Enerjimi dağıtmayı seviyorum. Çevremdeki insanları güldürmeyi çok severim. Benden önce onlar gülsün, eğlensin isterim. Akrep burcuyum ama çok fazla burçlara inanan bir insan değilim. Snowboard'a yeni başladım, fazla yüzen bir insanım zaten profesyonel yüzücüydüm. Profesyonel basketbol var, squash var. Bir dönem full-contact yapmıştım.

Yaptığın bir çılgınlığı anlatır mısın?

Askerde olan bir arkadaşımın izin gününde bana telefon açtı. İstanbul'dayım ben. "Çok özledim sizleri, askerlik de çok zor geçiyor, çok görmek istiyorum sizleri" diyince "Müsait olunca ben seni arayacağım" dedim. Sabah 3-4 gibi arkadaşımla konuşurken, "Bolu'ya gitsek de arkadaşımızı ziyaret etsek, 1-2 saat yanında kalsak güzel sürpriz yapmış olur muyuz" dedim. Onunda canına minnetmiş, "Ne duruyoruz" dedi. Hemen gidip, geldik. 1.5 saat görmüştüm arkadaşımı ama dünyalar onun olmuştu. Onu unutamam.

Bu günkü ilişkileri yadırgıyor musun? Aşka birşeyler oldu sanki...

Aşk her zaman aşk. Aşk bence değişmedi. Bizim itilmiş olduğumuz şartlar değiştirebiliyor. Aile yapıları, ekonomik imkanlar, sosyal çevre... Hayat şartları çok zorlaştı. Bunların belki etkisi olabilir. Bende bunların yorumunu yapabilecek kadar aşk yaşamış bir insan da değilim. Eski Leyla-Mecnun, Kerem-Aslı dönemleri kalmadı. Aşk için dağları deler... Günümüzde duyuyoruz çok nadir, çok da mutlu oluyorum. Ben daha çok maneviyatın yanında olan bir insanım. Var olan herşeye karşı benim sevgim ve saygım var. Partnerime karşı da aynı duyguları hatta çok daha farklı şeyler besliyorum. Eskiden olan o naif, saf, karşılıksız sevgi şu an yaşanıyorsa bile çok gözlerden uzak belki de bizim bilmediğimiz yerlerde yaşanıyor.

Yemek yemeye falan dışarıya çıkıyorsundur fakat hiç paparazzilere yakalanmıyorsun. Bunu nasıl açıklıyorsun?

Ben her yerde gezen bir insanım. Benim için şuraya buraya gidilmez diye bir kıstas yok. Ama ben magazinci arkadaşlara çok fazla görünmek istemiyorum. Bu tercih meselesi, isterseniz gidip görünürsünüz, istemezseniz görünmezsiniz.

Mısır'da bir fetva mı vermişler sizin dizi için?

Öyle birşey okudum ama tam olarak içeriğini bilmiyorum.

Yaza bu dizinin filmini yapıyormuşsunuz.

Hayır. Gümüş'ün değil. Yönetmenimiz ve yapımcımız aynı. Songül Öden var, Gümüş'ü oynayan arkadaşım. Gümüş'te Pınar karakterini oynayan Ayça Varlar var. Kadromuz bu. Bu ekiple sinema projesi yapacağız ama hikayesi çok farklı.

Cengiz Semercioğlu, "Bir gün Hollywood'da bir yıldızımız olacaksa bu Kıvanç olacak" diyor.

Çok teşekkür ederim. Çok onurlandıran bir yaza yazmış. Fakat ben oyunculuğa bir gün Hollywood'a gideceğim, orada yıldız olacağım diye başlamadım. Bir gün Oscar'ı kaldıracağım gibi hayallerim yoktu. Ne yapıyorsanız yapın, önce kendi ülkenizde başarıya ulaşmanız lazım. Daha burada birşey yapmadan Hollywood falan bana fantezi geliyor. Zaten yetenekliyseniz, kaliteliyseniz size alıp bir yere götürüyorlar. Ben hiçbir zaman tahmin edemezdim ki; Ortadoğu'dan bizim dizimizi alacaklar, biz bu kadar popülariteye sahip olacağız.

(habertürk)