Bugün vizyona giren 'Vali' filminin başrol oyuncularından İsmail Hacıoğlu önümüzdeki günlerde iki filmle daha beyazperdeye çıkacak.

Oyuncu İsmail Hacıoğlu bu sezon altın çağını yaşıyor. Arka arkaya vizyona girecek olan 'Vali', 'Başka Semtin Çocukları' ve 'Gökten Üç Elma Düştü' adlı sinema filmlerinde rol alan Hacıoğlu bir yandan da 'Gece Sesleri' adlı diziyle ekrana geliyor. Son beş ay içinde çalışmaktan uyumaya bile vakit bulamadığını anlatan Hacıoğlu mütevazılığının sebebini şöyle açıklıyor: "Sapıtmamak için, delirmemek için öyle kendi kendime oluşturduğum bir otokontrol olabilir..."

* Bu üç filmin çekimleri aynı döneme mi denk geldi?
Evet, aynı dönem ve üçü de beş ay içerisinde çekilip bitti. Bir yandan da 'Gece Sesleri' dizisi devam ediyordu. Biraz yorulduk tabii ama değdi.

* Herkes bir sinema filmi için can atarken, aynı anda üç sinema filminde birden rol almak nasıl bir duygu? Sizce bu şans mı, yoksa oyunculuk başarınızın göstergesi mi?
Şans denen şey, sanatta ve sporda işlemez. Sanatta şansın ve torpilin hiç işlemediğine inanıyorum. Sizde olmayan bir şeyi var edemez kimse. Oyunculuğum anlamında her zaman dikkat etmeye, doğru projelerde yer almaya çalıştım. Yavaş yavaş da gidiyor, bir acelemiz de yok!

BENCE YAZICIOĞLU ÖLDÜRÜLDÜ
* 'Vali' bugün vizyona girdi. Film, rahmetli vali Recep Yazıcıoğlu'nun hayatını mı anlatıyor?
Recep Yazıcıoğlu'nun hayatından esinlenme var ama birebir onun hayatı değil. Türkiye'de yaşanmaması, olmaması gereken bazı şeylerin bir gösterimi. Bence filmin bazı kişileri rahatsız edici bir tarafı olacak.

* Tanır mıydınız Vali'yi?
Yok, kendisini tanımam ama çekimler öncesi yapılan masa başı çalışmalarında neyin ne olması gerektiğinden haberdardım. Çünkü benim canlandırdığım Sarp karakteri, filmde belki de hiçbir şeyden haberi olmayan tek kişi. Kendi dünyasında yaşayan ve onun için de çok mutlu olan biri. Maden mühendisliği okumuş, bitirmiş. Arkadaşını kaybettikten sonra ağabeyinin yanına gidiyor ve ondan sonra bütün hayatı değişiyor.

* Vali Recep Yazıcıoğlu ile ilgili bir araştırma yaptınız mı?
Hayır, çünkü benim oynadığım karakterin onunla herhangi bir bağlantısı yok. Ama yaptığı işleri ve öldürüldüğünü biliyorum.

* Trafik kazası diye biliyoruz ama siz öldürüldüğünü mü düşünüyorsunuz?
Evet, gözüken o.

İNSANLARI DEĞİL BENİ İLGİLENDİRİR
* 'Başka Semtin Çocukları' filminiz de vizyona girmeye hazırlanıyor. O neyi anlatıyor?
Gösterim tarihi 27 Şubat. Gazi Mahallesi'nde geçiyor. Varoşta yaşayan bir çocuğun yaşam mücadelesi aslında. İçinde Alevilik de, Türk-Kürt arasında yaşanan karakter çatışmaları da var. Film bunun üzerine gidiyor. Siyasi bir duruşu var mı? Kesinlikle var ama kamera o kadar doğru bir yerde duruyor ki, olmayan bir şeyi göstermiyor. Orada tekstil atölyesinde çalışan Veysel adlı bir genci canlandırdım. Annesini kaybetmiş, abisi askerde. Film bir cinayet öyküsü, polisiye.

* Siyasi gündemi takip ediyor musunuz?
Çok fazla değil. Haberleri izliyorum, gazeteleri okuyorum. Elbette bir görüşüm var ama kesinlikle bunu açıklamayı düşünmüyorum.

* Neden?
Çünkü bu insanları değil, beni ilgilendiren bir şey. Üzerinden çok fazla muhabbet yapılabilir ve bir yere çekilebilir. Bu konuda çok altyapım olduğunu düşünmüyorum ve bilmediğim bir konu üzerinden konuşmak bana doğru gelmiyor. Ben oyuncu bir adamım, siyasi görüşümün olmasına filan da gerek yok. Bilinmesini istemiyorum yani.

* 'Gökten Üç Elma Düştü' nasıl bir film?
Adından da anlaşılacağı üzere üç hayatın, üç ayrı hikayenin buluşması. Aile olma mücadelesi. Orada Ali adlı bir genci oynadım. Köksal Engin ve Bennu Yıldırımlar ile beraber.

* Aile olma özleminiz var mı sizin de?
Tabii, evdeki huzur mutluluk budur! Ailemle bir dönem birlikte oturdum şimdi ayrıyım ama evcimen bir tipimdir. Ev hanımı bir annem ve kız kardeşim var. Annem babam ayrı. Şahane bir ailem var. Hepsine tek tek aşığım.

* Babanız eski futbolcuymuş. Sizi birlikte hiç görmedik?
Evet, Bulgar Türkü olduğumuz için 'Bulgar Mehmet' diye de bilinir. Bizi birkaç kez TV programına çıkartmak istediler ama kabul etmedik. Ben GS'lıyım, babam FB'li. Yani biz o programa çıkarsak, orada kan çıkar.

* Baba FB'de profesyonel olarak oynarken siz nasıl GS'lı oldunuz?
Komşumuz, 6-7 yaşımdayken maça götürdü beni ve GS o gün FB'yi 4-1 yendi. İşte tarihi anlardan bir tanesi!!! 'Bu GS güzel bir şey herhalde' dedim ve o stattan GS'lı olarak çıktım.

* Fanatik GS'lı olmanın dışında neler yapıyorsunuz sosyal hayatta?
Dinlemeyi ve izlemeyi çok seviyorum. Ne olduğu önemli değil...

* Türkü dinlemeyi çok seviyormuşsunuz diye duydum?
Evet ama arabesk de dinlerim, klasik Batı müziği de, chill out da, gazel de, ezan da... Güzel olan her şeyi dinlemeyi seviyorum. Onun dışında, evimde, işimde gücümde biriyim.

İNGİLİZCE ÖĞRENMEK İSTİYORUM
* Çok kişiyle kamera karşısına geçtiniz, 'oynamalıyım' dediğiniz biri var mı?
Haluk Bilginer ile oynayamadım mesela. Taner Birsel ile, Uğur Yücel ile... Şener Şen, Altan Erkekli ile oynadım daha önce ama hayatımın sonuna kadar yine oynamak isterim.

* Oyunculuğunuza övgüler düzülüyor. Siz kendiniz için, 'artık oldum' mu diyorsunuz yoksa hâlâ yapmak istedikleriniz var mı?
İngilizce konusunda hırslandım. İngilizce öğrenmem lazım. En büyük açığım o. Bu yaz, iki ay dil kursu alacağım. Yalnız başıma gidip tek kelime Türkçe konuşmadan kafa göz yara yara İngilizce öğrenmek gibi bir derdim var..

* "Babamın hikayesini çekmek isterim" dediniz. Yönetmenlik mi yapmak istiyorsunuz?
İstiyorum ama asla şimdi değil. Şimdi bir filmde ancak üçüncü asistan olarak çalışabilirim.

* Hayatınızın her alanında bu kadar mütevazı mısınız?
Evet, sapıtmamak için, delirmemek için kendi kendime oluşturduğum bir otokontrol olabilir (Sabah)