Yargı Yayınevi Genel Yayın Yönetmeni Hasan Can Oktaylar, Kamu Personeli Seçme Sınavı"de (KPSS) yaşanan tartışmaların ardından gelinen son durumuna ilişkin açıklamalarda bulundu.
Bilindiği gibi sonuçlarına yapılan itiraz ve yeniden KPSS değerlendirmenin yapılmasına yönelik talepler üzerine ÖSYM Başkanı Sayın Prof. Dr. Ünal Yarımağan, açıklama yapmış ve konuyu incelemek üzere gündeme almış bulunduklarını ifade etmişti.
Yayınevi olarak birçok adaydan gelen ileti ve belirledikleri bazı gerçekler doğrultusunda sürece taraf olduklarını ve adayların bazı iddialarını gündeme getirdiklerini kaydeden Yargı Yayınevi Genel Yayın Yönetmeni Oktaylar, adayların çoğunluğunun isteğinin sınavın iptal edilmesi olmadığını savundu. Hile kullanarak, haksız sonuç elde eden adayların belirlenmesi ve sadece bunların sınav sonuçlarının iptal edilmesi gerektiğini iddia eden Oktaylar, “Böylece Eğitim Bilimlerinde 115-120 arasında net cevabı olan yaklaşık bin 100 adayın uç noktada göstermiş oldukları başarı yığılımından kaynaklanan standart sapma değeri normale dönecek ve önceki yıla göre 5-7 aralığında düşen puanlar normal değerine dönüşecektir. Bu bin 100 aday içerisinde tabii ki çalışarak başarılı olanlar bulunacaktır. Bizim kastettiğimiz bu başarıyı haksız edinenlerdir. Ayrıca bazı soru kitapçığı türlerinde adayların net cevaplarında düşme görüldüğü için sonuçların yeniden değerlendirilmesi talep edilmektedir” diye konuştu.
ÖSYM"in Eğitim Bilimleri alanındaki soruların hazırlayıcısı olan öğretim üyelerinin ifadelerine göre soruların müfredatının ve yapısının değiştirilmesi nedeniyle çok kolay olduğu için birçok adayın başarılı olduğunu açıkladığını anımsatan Oktaylar, “Burada itiraz edilen konu başvuru kılavuzunda adaylara ilan edilen müfredata neden uyulmadığıdır. Sorular son yılların en kaliteli ve ayırt edici sorularıdır. Bunu birçok uzman da kabul etmektedir. Fakat anlatım dili adaylara ağır gelmiştir. Bununla birlikte adaylar ve bir kısım uzmanlar tarafından zor olarak da nitelendirilmektedir. Bu konuda talebimiz soruların niteliği ve cevapların doğruluğu ile ilgili ÖSYM bünyesinde bağımsız bir akademik kurulun değerlendirme yapmasıdır. Matematik gibi sonucu rakamsal ve kesin olan bir derste adayların çoğu soruların tamamını doğru cevaplayabilir. Fakat Eğitim Bilimleri gibi soyut düşünmeye ve disiplinler arası ilişki kurmaya dayandırılan, anlamanın ve yorum yapmanın gerektiği, literatür dışı bilgilerden soru gelebildiği, bir kısım sorunun hazırlayıcısının öznel düşüncesine göre cevaplandırılabileceği bir alanda belli sayıda adayın tüm soruları doğru cevaplamış olması araştırılması gereken bir konudur” şeklinde konuştu.
“KİMSE BEN KOPYA ÇEKTİM DEMEZ”
Sınavda hileli yollarla ve haksız puan elde edenlerle ilgili kanıt istenmekte olduğuna dikkat çeken Oktaylar, şunları söyledi: “Bu tür sınavlarda hile yapan taraflar ortaya çıkarak "Ben hile yaptım, kopya çektim" demez. Fakat bilimde kopya çekme durumu anlaşılabilir. Ölçme- değerlendirme teorileri de bu yöndedir. Şu anda internette TC kimlik numaraları üzerinden verilen bazı sonuç belgeleri incelenmedir. Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesinde bazı illerde sınava giren, 85 ve üzerinde puan alan adayların ikamet belgeleri incelendiğinde; neden bu kişilerin buralarda sınava girdiği sorusuna cevap aranmalıdır. Yine sınavın yapıldığı bazı bölgelerde salon görevlilerinin ihmalinden kaynaklanan bireysel kopya çekme ve yerine başka adayları sokarak başarılı olma gibi münferit olay ihbarları incelenmelidir”