Sadıka Sabancı ile ayrıldıktan sonra yaşananları bir Türk filmine benzeten Cenk Eren ilk kez konuştu: Herkes bu ilişki için 'para içindi' dedi. O kadar çok konuşuldu ki, e buyurun o zaman çünkü ben elimin tersi ile ittim parayı!..

Yaz aylarında Sadıka Sabancı ile yaşadığı aşk ile gündeme oturan, 14 Şubat'ta da Fas'ta dünyaevine girmeyi planlayan Cenk Eren'in ani ayrılığı herkesi şaşırttı. Evliliğin kıyısından dönen Cenk Eren, bugün piyasaya çıkan 'Dönüm Noktam' albümündeki şarkıları anlatırken, konu bu aşka geldi. Eren ilk kez konuştu: Çocuğum olsun istedim, kısmet değilmiş...

* Bu albüm sizin hayatınızda da bir 'dönüm noktası' mı?
Aynen öyle, virajdaydım döndüm.

* Müziğe inancınızı kaybetmiştiniz bir ara?
Hepsi hepsi... Hayatımla ilgili dönem noktası aslında. Müziğim aynı aslında ama ben değiştim. Yani olgunlaştım, dinginleştim, sakinleştim, kendimi daha iyi biliyorum, hırslarım kayboldu.

* Hırsların kaybolması iyi bir şey mi peki?
Bence iyi bir şey. Bizim meslekte hırsların olduğu zaman çevrene zarar veriyorsun. Meslektaşlarına laf atıyorsun, söz söylüyorsun, kavga ediyorsun. Dolayısıyla ben kimseye zarar vermeden hırslarımı törpüledim.
* Oldu mu sizin de öyle dönemleriniz?
Benim de kimyamın bozulduğu günler oldu. Uğur Dündar hadisesinden sonra yeni deyimimiz budur!

* Bu albüm döneminde ya da albümde ne oldu da siz değiştiniz?
Bir şey söyleyeyim mi, bir kere ben bu albüm için hiçbir şey yapmadım. Daha önceki albümlerimde sabaha kadar çalışıyordum. Bu albümün müzik direktörlüğünü İzel yaptı. İzel şarkı buluyordu, "Dinlesene" diyordu, "Tamam, sen bulduysan güzeldir" diyordum. Sinan Akçıl arıyordu, "Altyapıları hazırladık gelip bir dinlesene" diyordu. Ben albüme uzak durdukça, saldım çayıra mevlam kayıra derken, albüm benim üzerime üzerime gelmeye başladı. Dinleyenler, şarkıları övdükçe heyecanlanmaya başladım. Tabii İzel de çok motive etti beni.

* Gazetelerde İzel ile küstüğünüze dair haberler çıktı, sonra birlikte Amerika'ya gittiniz. Nasıl barıştınız?
Albümdeki bir şarkıdan dolayı kızdı bana. Neyse biz konuşmuyoruz ama o benim her işimi yapıyor, ben onun her işini yapıyorum. Ameliyat oluyor hastaneye gidiyorum, doktorunun takibini yapıyorum, evinin havalandırmasında bir sorun oluyor ben tamir ettiriyorum ama adı küslük... İzel Amerika'ya gitti, ben de bir röportajımda "İzel şimdi Amerika'da. Gider özür dilerim, barışırız" dedim. İzel döndü, barıştık, ertesi gün de birlikte Amerika'ya gittik.

* Ne yaptınız orada?
Çok güzel vakit geçirdik. Sheraton Otel'in içinde Türkler çok güzel bir yer açmış, orada sahneye çıktım. Benden önce İzel de çıkmıştı. Onun dışında gezdik tozduk, müzikallere gittik. Kafamızı dinledik yani.

* Bu albümde özellikle, sizin için yazılmış bir şarkı var mı?
Hiçbiri benim şarkım olmadığı için ben sadece yorumladım onları. Bana yazılmış şarkı yok, herkes birbirine yazmış şarkıları. Sinan (Akçıl) İzel'e yazmış; Deniz (Seki) Hüsnü'ye (Şenlendirici) yazmış, Fettah Can kız arkadaşına yazmış. Çıkış şarkım mesela 'Kendime Kaldım' benim bildiğim; Sinan'ın, İzel'e yazdığı bir şarkıydı.

ÇAKMA TOM FORD
* Klibi de o şarkıya çekmişsiniz...
Evet, Nihat Odabaşı galiba ilk kez bir erkek sanatçıya klip çekti. Gülben Ergen bayılmış klibe; hatta benim adımı Tom Ford koydu ama çakma Tom Ford! Aslında ilk klip Şehrazat'ın verdiği 'Dönüm Noktam' şarkısına çekilecekti, olmadı. Şehrazat'a biraz ayıp etmiş olabilirim çünkü o şarkıyla çıkacağıma söz vermiştim ama o şarkı, şu dönemde yanlış anlaşılabilirdi.

* O şarkı, sizin şarkıyı aldığınız zamanki özel hayatınızı yansıtıyordu. Bu konuda konuşmuyorsunuz ama Sadıka Sabancı ile birlikteyken, hep birbirinizi ne kadar sevdiğinizi anlatıyordunuz...
Evet, öyle yazılmıştı bu şarkı. Bu ilişkim bitti ve ben bu şarkıyla çıkmış olsaydım yanlış anlaşılacaktım.

* Bu ilişkinin bitme sebebi; sizin tabirinizle 'Türk Filmi' yani zengin kızla şarkıcı adamın aşkının mahalle baskısına dayanamaması mıydı gerçekten?
Biraz öyle algılandı. Bunların önünde birlikte durmuştuk ama o kadar çok 'para için para için' dediler ki, e buyursunlar o zaman! Elimin tersi ile ittim parayı. Yakınımızdaki herkes çok şahittir ki, bu iş nikah masasında biterdi. Yıllardır tırnaklarımla çabaladım da bu yerlere geldim. Sırtımdan ter akıyor benim hâlâ. Aile istedi, istemedi ne kadar çok şey konuşuldu, yazıldı çizildi... Ne alakası vardı ya!

* Neydi peki gerçek sebep?
Ayrı hayatları yaşamış iki insan biraraya geldiği zaman bazı köklü farklılıklar görüyorsun. İlişkimiz evliliğe gidiyordu. Ama gördük ki biz aynı evin içinde yaşayacak iki insan değiliz.

* Anlaşamadınız yani?
En genel haliyle, evet!

* Görüşüyor musunuz hâlâ?
Her zaman görüşürüm. Bana ve aileme çok değer verdi. Saygısında en ufak bir kusur olmadı.

FANUSUN İÇİNDEYDİM
* İşin içinde Sabancı soyadı olunca hayatınızda olumlu olumsuz değişiklik oldu mu?
Oldu tabii olmaz mı! Neler oldu... Eğer bu evlilik olsaydı bir fanusun içinde kıstırılmış olarak kalacaktım, bunu hissettim. Ben ben olmaktan çıkacaktım. Bunu da o süreçte anladım. Ben Cihangir'de manava gitmeyi seviyorum, telefonla sipariş vermeyi değil ki, hem de bu imkanım olmasına rağmen. Ben daha mütevazı, hayatın içinde daha insanlarla iç içe yaşamayı seviyorum. Orada başka bir hayat var. Sosyete çok büyük bir camia, ben haddimi aşmışım... (gülüyor)

* Şimdi nasıl hissediyorsunuz kendinizi?
İyiyim ve mutluyum. Bir şeyi denemek, kendi çocuğumu sevmek istedim. Şu anda kıskandığım iki insan var. Biri Ozan Doğulu diğeri Mustafa Sandal. Birinin omuzunda gördüm çocuğunu, diğerinin elinde. Allah mutlu etsin ama o kadar kıskandım ki... Bana deselerdi, "Mustafa gibi 20-30 tane hit şarkı çıkaracaksın, iki milyon satacak bir de albümün olsun. Hangisini tercih edersin?" Çocuğumu omzuma alıp gezdirmeyi isterdim. Benim için bir fırsattı, karşımdaki insan da bunu istemişti, kısmet değilmiş...

Sabah