Eskiden belediyelerin yaptığı hizmetler deyince sadece klasik belediye hizmeti dediğimiz; yol, su, elektrik, ulaşım, imar planı, çöp toplama gibi hizmetler aklımıza gelirdi. Tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de insanın ön plana çıkmasıyla sosyal belediyecilik kavramı ortaya çıktı. Artık belediyelerin en önemli görevleri insanların sosyal ihtiyaçlarının giderilmesi boyutuna geldi.

 Aile kavramının boyutlarının değişmesi, kadının iş hayatında daha fazla boy göstermesi çocuk bakımının önemini daha da artırdı. Eskiden bebeğin bakımını genellikle geniş aile içinde yer alan anneanneler veya babaanneler üstlenirdi. Son yıllarda ise; bilim ve teknoloji gibi konuların hızlı ilerlemesi, geniş aileden çekirdek aileye geçilmesi, zamanımız çocuklarının ilgi alanlarının eskiye göre değişiklik göstermesi, kuşaklar arası ilgi alanları ve benzerlik farklarının açılması gibi nedenler büyüklerimizin çocuklarımıza yetişememesine sebep oldu. Aile büyüklerinin yerini daha profesyonel dadı, çocuk bakıcı ve bebek bakıcı kişiler almaya başladı.

Çalışan anne sayısının giderek artması sonucu, çocuk ya da bebek bakımı artık neredeyse doğumdan hemen sonra kreş ve benzeri kurumlarda da yürütülmeye başlandı. Günümüzde çocuk bakımı olayının büyük çoğunluğu ise 0-3 yaş arası evde bakım, 3-6 yaş arası ise eğitim kurumlarında yürütülmekte. Durum böyle olunca da yetişmiş eleman sıkıntısı çekilmeye başlandı.

Çocuk bakımını sağlayan bakıcı kişi, çocuğun günlük bakımını, beslenmesini, fiziksel güvenliğini sağlayan, çocuğun yaşına uygun basit etkinlik malzemelerini hazırlama işlemlerini evde veya eğitim kurumunda yapabilen kişidir. Eğitimin çok hızlı geliştiği günümüzde bu kişilerinde günümüz şartlarına uygun eğitilmesi gereklidir. Çünkü çocuğun gelecek yaşantısındaki en önemli bilgilerin alındığı dönem bu dönemdir. Bu dönemde verilen yanlış bilgiler çocuğun geleceğini olumsuz etkileyecektir.

Çocuk bakımını üstlenenler; evde bakıcı pozisyonunda olan kişiler, eğitim kurumlarında öğretmen veya öğretmen yardımcısının gözetimi ve denetiminde görev yapabilen kişilerdir. Bu kişilere olan ihtiyaç hızla artmaktadır. Halk eğitim merkezleri, mesleki ve teknik okullar ve yerel yönetimler bu pozisyonda çalışabilecek kişilerin eğitimlerini üstlenmektedir.

Bizim belediyelerimizin de bu konuda çalışma yapması, diğer eğitici kurumlarla işbirliğine gitmesi yararlı olacaktır. Önümüzde AYBA gibi olumlu bir sosyal belediyecilik örneği varken, bu tür sosyal belediyecilik çalışmalarının yararlı olacağını kolaylıkla anlayabiliriz. İş bulma sıkıntısının çok yüksek olduğu günümüzde gençlerimize yeni iş imkânlarının yaratılması da ayrı bir sosyal politika olacaktır. Böylelikle kurslarla sağlanan fayda ikiye katlanacaktır. Hem ailelerin çocukları daha iyi eğitilecek, hem de işsiz kişilere yeni iş alanları yaratılacaktır.

Belediyelerimizin kültür ve eğitim birimlerinin görevleri sadece sergi açmak, personele seminer vermek, panel düzenlemek vs. olmadığı küçük bir araştırma ile öğrenilebilir. Bilgi çağında faaliyetleri artırmak, değişik çalışmalara imza atmak neredeyse çocuk oyuncağıdır. Bunun tek şartı vizyon sahibi bir ekiptir. Böyle ekipler var mı? Bekleyip göreceğiz. Seçimlere iki yıl kaldı. Bu süre göz açıp kapayana kadar geçip gider, benden söylemesi.

Bir insanın görevinin yarısı vatana, diğer yarısı ise halka hizmettir. (Victor Hugo)

 

 

Aydınpost ANDROID'de TIKLA İNDİR!   Aydınpost APPSTORE'da TIKLA