Habertürk yazarı Serdar Turgut'tan çok çarpıcı açıklamalar... Turgut, "Bana 21 yıl önce gösterilen harita kasadan çıkarıldı ve Türkiye ’ye sürecin başlatıldığının işareti, uçağımızın düşürülmesiyle verildi" diye yazdı...

İşte Serdar Turgut'un bugünkü köşe yazası...

Bir yerlerde Türkiye’yi de içine alacak büyük olaylar için düğmelere basma gücü olan bazılarının Türkiye’den Dışişleri Bakanı’nın kellesini istedikleri yolunda işaretler alınmaya başlandı. “Yeter artık biz harekete geçeceğiz” uyarısı taşıyan ilk mesaj, uçağımızın düşürülmesiyle verildi. “Bir yerlerde artık düğmeye basıldı” mesajından ibaret olan uçağımızın düşürülmesi hakkında hükümetin bugüne kadar net biçimde açıklama yapamaması işte bu nedenledir. Çünkü açıklama yapıldığı ve doğrular söylendiğinde bize karşı harekete geçirilen gücün büyüklüğü ortaya çıkacak ve belki de panik havasının doğmasına neden olacaktı. TSK tarafından olayla ilgili yapılan yazılı açıklamada “Suriye resmi makamlarınca kendileri tarafından düşürüldüğü iddia edilen uçağımız” şeklinde bir ifadenin kullanılması, çoğu insanı şaşırtmıştı. Ama ben şaşırmadım, çünkü bu açıklama düğmelere bir yerlerde basan güce verilmiş “Biz senin başlattığın oyunu görüyoruz” mesajıydı. Ve temelde akıllı bir hamleydi.

ŞEMDİNLİ VE SALDIRI

Şemdinli’de bir süredir yaşananlar ve dün gerçekleştirilen acı olayın da şimdi sahneye konulan bu büyük oyun dışında düşünülmesi imkânsızdır. Çünkü dünyanın düzen koyucuları “Büyük Kürdistan” haritasını gerçekleştirmek için de düğmeye bastılar ve o haritaya Türkiye’den neyin ve nasıl katılacağının belirlenmesine sıra geldi. Bu adım önünde sonunda atılacaktı ancak süreç hızlandırıldı, zamanlamalar değiştirildi, bana 21 yıl önce gösterilen harita kasadan çıkarıldı ve Türkiye’ye sürecin başlatıldığının işareti, uçağımızın düşürülmesiyle verildi.

AHMET DAVUTOĞLU

Sürecin hızlanmasına neden olan Türkiye’nin bir süredir dünyada oluşturulmaya çalışılan yeni düzene uymayan ve kırmızı çizgileri zorlayan adımlar atmasıydı. Özellikle Dışişleri Bakanı Davutoğlu‘nun verdiği demeçler ve attığı adımlarla Türkiye’nin dünyanın düzen koyucularıyla uyumlu adım atmayabileceği ve tek başına hareket edeceği izlenimi vermesiydi. Uçağımızın düşürülmesiyle harekete geçildiği işaretini veren derin güçler, Türkiye’nin en hassas olduğu Kürt devleti oluşturulması konusunda da hızlı adımlar attı. Suriye’nin kuzeyindeki ani gelişmeler, Şemdinli olayları, dün yaşanan acı olay ve Barzani‘deki temkinli kararlı adımlar hepsi de aynı düğmesine basılmış oyunun parçalarıdır. Bölgenin potansiyeli en büyük, en güçlü ülkesi Türkiye’ye “Belirlenen çizgilerin dışına çıkıyorsun artık hizaya gel” uyarısı da taşıyan bu büyük operasyon sürecinde Türk Dışişleri Bakanı’nın koltuğunu kaybetmesi ihtimali büyüktür. Çünkü bir yerlerde düğmelere basma gücü olan birileri, Dışişleri Bakanı’nın yaratıcı fikirlerinin dünyada oluşturulmaya çalışılacak yeni düzeni bozma potansiyeli olduğunu gördü.

CHP’DEN SÖYLENENLER

CHP’den bir süredir gelmekte olan “Dışişleri Bakanı görevinden alınabilir” mesajları bu güçlerin CHP üst yönetiminin kulağına bazı şeyler fısıldamış olabileceği kuşkusunu doğuruyor. Dünyanın düzeninden sorumlu güçler, İsrail ile karşıtlığına rağmen Türk hükümetiyle son analizde birlikte hareket edileceği umudunu korudu bir süre boyunca. Türkiye’nin Arap Baharı’na tek başına ve kendi yorumuyla müdahil olma çabalarına bile hoş bakıldı bir süre. Ancak Türkiye’nin, dış politikasındaki uyumsuz davranışları ve kırmızı çizgileri zorlayan tavırları ile uyumlu bir yeni düzen oluşturma çabalarına aykırı düşecek davranışları, bu güçlerin son analizde uyumlu çalışma umutlarını kaybetmeye başlamalarına yol açtı. Bu zamana kadar üzerinde yeterli resmi açıklama yapılamayacak şekilde uçağımızın düşürülmesiyle Türkiye’ye “Artık harekete geçildi” mesajı verildi. Türkiye’nin bugüne kadar saldırılara ve provokasyonlara beklendiği kadar hızlı cevap vermemesi de devletin bu gizli oyunu görmesindendir. Şimdi hükümet bir ikilem içinde. Bugüne kadar atılmış olan adımlardan geri adım atıyormuş gibi gözükmeden düğmelere basan güçle uyumu tekrar nasıl sağlayacağının yolunu bulmak zorunda. Dışişleri Bakanı da bu güçlerle uyumlu çalışmaya ikna edilebilirse görevinde kalacak, yok ikna edilemezse görevini bırakması istenecek. Türkiye beklenildiği gibi uyumu hızlı sağlamazsa Kürdistan haritasına Türkiye’den alınacak katkının boyutu o kadar ağır olacak. Eğer uyum sağlanırsa, Türkiye düğmelere basan güçle uyum içinde çalışmaya başlarsa, mutlaka kurulmasına karar verilen Kürdistan işinden en az zararla kurtulacak.

DİKKAT! KARŞIMIZDAKİ TEHLİKE ÇOK BÜYÜK

Bunlar basit gündelik haberler şeklinde görülecek şeylerden ibaret değil. Daha önce de söylediğim gibi çok büyük bir oyunun pençesindeyiz şu anda. Büyük gelecek projeksiyonları, büyük çıkarlar söz konusu. Ve bazı güçler bu çıkarlar doğrultusunda Türkiye’yi ciddi bir savaşın içine atma opsiyonunu da düşünüyor. Dünyadaki enerji politikalarının tarihini yazmış olan Daniel Yergin “The Quest: Energy, Security and the Remaking of the Modern World” adlı kitabında bölgemizdeki hiçbir oyunun enerji kaynakları göz önüne alınmadan oynanmadığını gösteriyor. Osmanlı Devleti’nin dağılmasıyla haritası çizilen Irak devleti de “Enerji kaynaklarını nasıl en rahat koruma altında tutarız?” diye düşünülerek oluşturulmuş. Bugün "Kürdistan"ın haritası da bu kaynakların güvenli geleceği göz önüne alınarak çizilecek. Dolayısıyla Batı ve İsrail ile uyumlu olacak yeni "Kürdistan"ın önemi büyüktür dünyanın düzeninden sorumlu güçlerce. Onlar Türkiye’nin de bu yeni "Kürdistan" ile uyumlu bir yan yana yaşama politikası oluşturmasını ve işbirliği istiyorlar. Son atılan bütün adımlar bu hedefi yakalamaya yöneliktir.

Serdar Turgut - Habertürk