GAZETECİLER.COM - Cumhuriyet gazetesi yazarı Bekir Coşkun'un, Genelkurmay Adli Müşavirliği'nin şikayeti üzerine 'Paşa' başlıklı yazısıyla ilgili yürütülen soruşturma takipsizlikle sonuçlandı.

Bekir Coşkun'un 29 Nisan'da Cumhuriyet'te yayımlanan yazısı nedeniyle, Genelkurmay Adli Müşavir Vekili, kamu görevlisine görevinden dolayı hakarette bulunulduğu iddiasıyla şikayetçi oldu. Yazıda köpeğin isminin 'Paşa' olarak gösterilmesi ve 'tasma' kavramını ifade etmek için 'Omzunda parlayan şey'tabirinin kullanılması suretiyle general rütbesindeki muvazzaf personelin şeref ve haysiyetinin rencide edildiği savunuldu. Coşkun ise savunmasında, özellikle evinde beslediği köpeği üzerinden topluma hayvan sevgisini aşılamaya çalıştığını, köpek kavramını bir hakaret unsuru olarak kullanmasının eşyanın tabiatına aykırı olduğunu ifade etti.

AĞIR ELEŞTİRİ KAPSAMINDA

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı da soruşturmayla ilgili takipsizlik kararı verdi. Savcılığın kararında, bir çeşit masal olan fabllarda, öğretici bir amaç güdüldüğü, gündelik hayatla ilgili ders verildiği kaydedilerek, "'Paşa' başlıklı yazıda da La Fontaine'nin 'Kurtla köpek' masalından yapılan alıntı ve benzerlikle, Orhan Veli Kanık'ın çevirisindeki 'Yerinde dursun saltanatınız, hani hazineler bağışsalar, zerre bile feda etmem hürriyetimden' dizelerinde olduğu gibi, özgürlük, özgürlükten, hiçbir şey karşılığında vazgeçilmemesi ana fikrine vurgu yapılmış, kişi ve kurumlar köpeğe benzetilmemiştir" denildi.

Yargıtay Genel Kurulu'nun 1959 tarihli içtihadında hakaret veya sövmenin belirli bir kişiye yöneltilmediği durumlarda hakaret suçunun varlığından söz edilemeyeceği vurgulanarak, TCK'nın 126. maddesinde aranan unsurun da gerçekleşmediği savunuldu. Kararda, yazıda general rütbesinde görev yapan TSK personelinin görevlerinde dolayı küçük düşürüldüklerinden söz edilemeyeceği ifade edilerek, hakarete uğradıklarını düşünenlerin şikâyette bulunmaları gerektiği, Adli Müşavirliğin başvurusunun şahsi şikayet olarak kabul edilemeyeceği belirtildi.

Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin (AİHM) verdiği kararlarla ilgili örnekler verilerek, ifade özgürlüğü ile başkalarının şöhret ve kişilik haklarının çatıştığını ve AİHM'in ifade özgürlüğüne üstünlük ve koruma tanıdığı anlatıldı. Kararda şu ifadeler kullanıldı, "Yazı değerlendirildiğinde, yazarın bir fabl aracılığıyla, kamuoyunun algıladığı gibi (Rütbeli askerlerin) özgür, bağımsız davranmadıklarını düşünerek geçmişe özlemi dile getirdiği, gerçekten asker millet kültürünün yaygın olduğu bir toplumda ordu hakkında kullanılan ifadeler sert, sarsıcı olsa da şiddet içermediği ve teşvik etmediği, ağır eleştiri ve ifade özgürlüğü kapsamında bulunduğu kanaatine varılmıştır" denildi.