Hala ailesiyle yaşadığını ve evcimen biri olduğunu belirten Tatlıtuğ, tek eşliliği benimsediğini de sözlerine ekledi: “Gerçek sevgi, yakalandığın zaman seni deli eder, Behlül gibi yapar. Ama ben Behlül kadar çapkın değilim. Tek eşliliğe inanan, düzgün yaşantısı olan bir adamım.”

Gerçek sevgi adamı deli eder

Rollerin ardındaki Kıvanç Tatlıtuğ nasıl bir erkek?
- Kendi halinde, yaptığı işler belli, kendine göre bir çevresi olan, birkaç dostu ve ailesiyle beraber vakit geçirmekten hoşlanan, duygusal bir adamım. Evde olmaktan zevk alırım. 26 yaşındayım. Sevgi doluyum. Sosyal ilişkilerim güçlüdür. ışimden arta kalan zamanlarda model arabalarımla vakit geçiririm. Mesela “big foot” tarzı koca tekerlekli bir jipim var. Dağ, bayır, yokuş dolaşmayı seviyorum. Bol film seyrederim. Kitap okurum.

Akrep burcusunuz. Zorlu bir tip misiniz?
- Akrep burcuyum, evet. Ama kıskanç mıdır, tek eşli midir gibi konular hakkında yorum yapamam. Burcumun özelliklerinden, duyduğum kadarıyla memnunum. Zor bir insan değilim ama sinirlenebilen, gerilebilen biriyim. Kolayca da yelkenlerim suya iner.

Kindar mısınız?
- Hayır, kin tutmam. Çünkü kötü, negatif duygular dönüp dolaşıp yine size geliyor. Olaylara olabildiğince ılımlı yaklaşma, çözebilme yeteneğine kavuşmak istiyorum, onun çabası içindeyim. Ama bu koşullarda zor. O kadar yoğun çalışıyoruz ki. “Gümüş” ve şu an oynadığım “Aşk-ı Memnu” dizisi nedeniyle bir Türkiye, bir Ortadoğu, bir okul, bir seslendirme derken zor oluyor.

Hobileriniz?
- Basketbola tekrar başladım. Benden mutlu adam yok şu an dünyada, öyle söyleyeyim. Profesyonel olarak değil ama, çünkü üzerinden seneler geçti.

GERÇEK BİR EV KUŞUYUM

Sizi tanıyan insanların kimi mesafeli, kimisi de sıcakkanlı buluyor.
- Ben konservatif bir ailede büyüdüm. Kendim de öyleyim. Çizgilerim var. Belki bu tavrım, karşıdaki tarafından gerginlik olarak algılanabilir. Ayrıca kalabalık bir ortama girdiğim zaman çok utanır, sıkılırım. Dizlerimin bağı çözülür.

Gösteri dünyası çok büyük egoların çarpıştığı bir arena. ınsanın kendi gibi kalabilmesi, kendini geliştirebilmesi zor mu? Bir starken insan samimiyetini nasıl koruyabilir?
- Ben star diye bir tanımı kabul etmiyorum. Ego bence iyi bir şey. Zaten oyunculuk yapan insanların egosu yüksektir. Ama her şeyin olduğu gibi egonun da fazlası zarar. şu an benim sıradan bir insan olmamla, tanınmış bir insan olmam arasındaki tek fark, televizyon dediğiniz o kutudan, yerli-yersiz, zamanlı-zamansız, insanların odalarına girmem ve insanların beni tanıyor olmaları. Yoksa değişen bir şey yok. Hâlâ anne-babamla yaşıyorum, dostlarım aynı, yani hiçbir şey değişmedi hayatımda.

Star"lar sıradan insanlara aşık olabilir mi? Egolar bu kadar yüksekken gerçek aşk-sevgi mümkün mü?
- Tabii mümkün. Bende ego yok mu? Var. Ama ben bunu sadece pozitif yönde kullanmaya çalışıyorum, sadece işime yönlendirmeye çalışıyorum. Bence ego, dozunda güzel bir şeydir. Kimse maskeyle sürekli dolaşamaz. ıki gün saklayabilir, sonra özüne döner. Önemli olan senin özünün nasıl olduğu. Yanlışlıklar, hayal kırıklıkları olmuyor mu? Oluyor. Hemen eliyorsun ve yoluna devam ediyorsun. Tabii gerçek aşk, gerçek sevgi var. Zaten sevginin sahtesi yok. Yakalandığı zaman çok gerçek, adamı deli eden, Behlül gibi yapan bir duygu, sevgi.
Yakalanırsan ne mutlu.

Sizin için ideal kadın kim olabilir?
- Bu, sipariş üzerine çıkan bir şey değil. Bunun sarışını, esmeri, kumralı, mavi gözlüsü gibi bir şey yok. Ruhuna kim hitap ediyorsa, onunla yakınlaşıyorsun otomatik olarak.

İdeal eşe, ruh eşini bulmaya inanan bir insan mısınız?
- Mantık evliliğindense duygu evliliğine daha sıcak bakıyorum. Ama aslında ikisinin bir arada bulunması gerek. Bunlardan biri eksik olduğu zaman ilişkinin kolu kanadı kırılır diye düşünüyorum. Seveceğim bir insanla evlenmek istiyorum. Çocuk istiyorum. Zaten kendim de çok çocuklu bir aileden geliyorum. Benim iki ağabeyim, bir ablam, bir kız kardeşim var. Ben dört numarayım. Hayatımda sıkıldığım, tek başıma vakit geçirdiğim bir zaman olmadı. Dolayısıyla yalnızlıktan hoşlanan biri değilim. Hâlâ ailemle vakit geçiriyorum. Ev kuşuyum. Evlenmeye sıcak bakıyorum ama her şeyin bir zamanı var.

Evlilik düşünceniz var mı?
- Evlilik gibi bir sürece birlikte olmaya başlamadan önce karar veremiyorsun. Kestiremiyorsun. Bir insanı görür görmez evlenmeye karar vermiyorsun. O süreç zaten istesen de istemesen de elini kaleme götürüyor, o imzayı atıyorsun. Bir bakmışsın ki evlenmişsin. Ama evlilik, düzen güzel şey. Akşam eve döndüğünde masanda yemeğin olması, oturup sohbet edebileceğin, paylaşabileceğin birinin olması çok güzel. Bunlar insanı besler.

“Aşk-ı Memnu”daki Behlül kadar çapkın mısınız?
- Hayır, değilim. Ben tek eşliliğe inanan, gayet düzgün yaşantısı olan bir adamım.

ASLA BİR ALBÜMÜM OLMAYACAK

Siz de bir noktadan sonra şarkı söylemeyi düşünüyor musunuz?
- Şarkı... Ne alaka?

Ben de alakasız buluyorum ama ünlü olan neredeyse herkes bir albüm yaptı, yapıyor ya da yapacak.
- Benim sesim kötü. ıstedikleri kadar albüm teklifi yapsınlar.

Geliyor mu teklif?
- Gelmedi. şakayla karışık belki. Ama ciddi olmadı. Zaten haddini bilen bir adamım ben.

Sesiniz kötü gelmiyor.
- Bir müzik markette bir kasetimi göremezsin ya da “Bana Kıvanç Tatlıtuğ"un son kasetini verir misiniz?” diyeceğin şekilde piyasada olmam hiçbir zaman. Ama bir müzikal olur, işimin gerektirdiği bir sahne olur, orada elimden geleni yapmaya çalışırım. Onun dışında mümkün değil.