Vudu dininin büyü pratikleri karmaşıktır ve Batı Afrika'dan çıkıp Karayipler ve Amerika'ya gelmiştir.

Çoğu ayinin asıl amacı iyileştirmeye yöneliktir. “Vudu bebeğine” en yakın şey, bacheo adında küçük delikleri olan tahta bir biblodur. İyileştirici enerji, ince çubukların uygun deliklere yerleştirilmesiyle yönlendirilir.

Popüler olmuş vudu bebeği efsanesi, büyücülükte kullanılan “poppet” (Latince'de “bebek” anlamındaki pupa'dan gelir) adı verilen Avrupai bir kukladan kaynaklanmaktadır. Bunun kaynağı da koruyucu kuklalar olarak

kullanılan kolossoi adındaki eski Yunan bebekleridir. Bu kuklalar, kil, balmumu, pamuk, mısır ve meyveden yapılır ve kişinin hayatının sembolü olurdu. O kuklaya ne yapılırsa o insanın başına da aynı şeyin geleceğine inanılırdı.

Kral I. James bunlardan Demonology [Şeytan Bilimi] adlı kitabında (1603) bahseder:

“[Şeytan] son zamanlarda bizim dışımızdakİlere balmumu ve kili pişirerek nasıl resim yapılacağını öğretmektedir, bu nedenle İsmini verdikleri insanları, yaptıkları kuklayı sürekli kaynatıp kurutarak aralıksız bir hastalığa sevk ederler.”

Avrupa'daki yasaklanmış “kara büyü” pratiklerini vudu dinine mal edip, hikayelerini zenginleştirmek için yamyamlık, zom biler ve insan kurban etmeyle ilgili şüphelerini de buna ekleyenler ilk sömürgeciler ve köle sahipleriydi. İşte vuduyu karanlık ve

korkunç bir şey olarak belleklere kazıyıp, yaygın kabul görmüş kanıyı şekillendiren ve ilk film yapımcılarıyla ucuz romancıların iştahını kabartanlar bunlar olmuştur.

İnsanlara iğne batırma ve acı çekme üzerine düşünme fikri Hıristiyanlığa tamamen yabancı değildir. Daha dehşet verici olan Reform karşıtı bazı çarmıha gerilme heykelcikleri hayal gücüne gerek bırakmıyordu.

Vudu, Hıristiyanlıkla barışıktır. İki gelenek gayet mutlu bir şekilde birarada varolabilmektedir. Yaygın bir Haiti özdeyişi şöyle der: “Haitililer yüzde 80 Katolik, yüzde 100 vududur.”