BDP Eş Başkanı Selahattin Demirtaş TBMM'de yaşanan boykot krizine ilişkin; Başbakan'ın Meclis'e gelin çağrısını değerlendireceğiz'dedi.
 
BDP Grubu Diyarbakır'da toplandı.
 
İşte Demirtaş’ın açıklamalarından satır başları:
 
"Biz seçime girerek bir fedakarlık yaptık. Copa, gaz bombasına, panzere rağmen seçime girdik ve bir seçim zaferi kazandık.
 
Karşımızda tam bir devlet organizasyonu olarak seçime giren iktidar partisi vardı. Yapılmak istenen sayın Hatip Dicle’nin şahsında bir ulusun iradesini yok saymaktır. Bir bağımsız milletvekiline verilen oyların başka bir partiye devredilmesi açık bir hukuksuzluktur. Planlıdır. Ortada açık bir hırsızlık vardır. Ve hırsızdan bugüne kadar üzüntü duyduğuna dair bir söz duymuş değiliz."
 
Bizim isteğimiz demokratik siyasete güç katmaktır. Bir an evle bir araya gelelim bu demokratik siyasetin önündeki engeller nasıl kalkacak konuşalım dedik. Karşımızdaki cephe demokratik hak ve özgürlüklerin gelişmemesi için oluşturulmuş bir milli mutabakat cephesidir.
 
Bizim tarihsel rolümüzü bir kenara iterek bizi sindireceklerini düşünüyorlarsa, biz dedik ki “bu halk cesursa temsilcisi de cesur olur.” “Bu halk bedel ödemeye hazır mı hazır temsilcisi de bedel ödemeye hazır.” Biz bunu dedik. Ağzımızı açıp AK Parti’nin iki dudağının arasından çıkacak sözlere bakmayız. Biz eğer bütün bu engellemelere rağmen halen parlamentoda ısrar ediyorsan bunun da değerinin anlaşılması gerekiyor.
 
Bu, bizim kıymetli olduğumuz anlamına gelmez. Yanlış anlaşılmasın. Bu demokratik siyasetin önemidir. Bu ülkede halen kan akıyorsa bunu ön büyük sorumlusu bizim önümüzü kesmeye çalışanlardır. Siyaset ne kadar güçlenirse barış o kadar yakındır. Bizi engellemeye çalışanlar barışı engellemeye çalışanlardır.
 
Bizim aradığımız mutabakat Türkiye’nin geleceği ile ilgili mutabakat arayışıdır. Bizim aradığımız mutabakatın CHP’nin aradığı ile ilgili olmadığını belirtmek isterim.
 
Eğer 12 Haziran’da doğan umudu koruyabilseydik biz da TBMM’de hükümet programına cevap verebilecektik.
 
Bize göre açıklanan hükümet programının en büyük eksikliği bir barış projesinden yoksun olmasıdır.
 
Barış mücadelesi onur mücadelesidir. Bizler diyoruz ki yerel yönetim yerinden yönetime dönüşsün.
 
Ekonomik sorunlarını yatırımlarını kendisi yönetsin, merkezi idare de bunları koordine etsin.
Anadilde eğitim olacaksa bölge meclisleri bu sorunu çözsün. En demokratik tartışmalar yerel meclislerde yapılabilir.
 
Türkiye’nin artık yeni bir bloku ve gücü vardır. Varlığını kesin bir şekilde kanıtlamış bir güçtür.
 
Türkiye’de güçler artık birbirini tanıyacak, birbirini dinleyecektir.