İzmir dahil 11 ilde eşzamanlı gerçekleştirilen ve polisin helikopterle yaptığı operasyonda gözaltına alınan 57 kişi adliyeye sevkedildi. Zanlıların arasında emekli asker, savcı, hakim bulunuyor.
İzmir ve Aydın'ın da dahil olduğu 11 ilde eşzamanlı gerçekleştirilen ve kamuoyuna ''Çeteye Skorsky'li Operasyon'' olarak yansıyan operasyonda, cürüm işlemek amacıyla suç örgütü kurdukları ve çeşitli eylemler gerçekleştirdikleri iddiasıyla gözaltına alınan A.T.B. ile emekli albay, eski askeri savcı, emekli emniyet müdür yardımcısı, Danıştaydan ayrılma hakimin de aralarında bulunduğu 57 kişi adliyeye sevk edildi.

Zanlıların, suç örgütlerine yönelik art arda gerçekleştirilen operasyonlar ve önde gelen isimlerin cezaevine girmesinin ardından oluşan boşluğu doldurmak amacıyla Türkiye genelinde bir yapılanmaya gittikleri ileri sürüldü.

Alınan bilgiye göre, Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü ekiplerinin A.T.B'nin elebaşılığındaki gruba yönelik İzmir ve Aydın'ın yanı sıra, İstanbul, Ankara, Muğla, Balıkesir, Samsun, Mersin, Kayseri, Zonguldak ve Antalya'da 100 ev, 35 iş yerine baskın düzenleyerek gerçekleştirdiği ''Anafor'' kod adı operasyonda gözaltına alınan toplam 67 kişiden 10'u ifadelerinin alınmasının ardından savcılık talimatıyla serbest bırakılırken, 57'si bugün İzmir Cumhuriyet Başsavcılığına sevk edildi.

İzmir Emniyet Müdürlüğü Çınarlı ve Bozyaka hizmet binalarında gözaltında tutulan zanlılar, sabah saatlerinde Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele ile Çevik Kuvvet Şube Müdürlüğü görevlilerinin nezaretinde polis otobüslerine bindirildi. Çetenin elebaşı olduğu ileri sürülen A.T.B. ise, yalnız olarak bir ekip otosuna alındı.

Sağlık kontrolünden geçirilen zanlılar, ''cürüm işlemek amacıyla suç örgütü kurdukları, adam yaralamak, zorla adam kaçırmak ve alıkoymak, yağma, haraç alma, zorla iş yeri ve oto ele geçirme, çek-senet tahsilatı, ölümle tehdit, ihalelere fesat karıştırmak, haksız menfaat temin etmek, 6136 Sayılı Ateşli Silahlar ile Bıçaklar ve Diğer Aletler Hakkında Kanuna muhalefet'' suçlarına karıştıkları iddiasıyla İzmir Cumhuriyet Başsavcılığına sevk edildi.

-TÜRKİYE GENELİNDE YAPILANMA-

Organize suç örgütü kurmak suçundan daha önce yakalanan ve hüküm giyen, Şartlı Salıverme Yasası'ndan faydalanarak tahliye olan, TBMM Susurluk Araştırma Komisyonu raporlarında da adı geçen A.T.B'nin elebaşılığını yürüttüğü suç örgütünün, A.T.B'nin cezaevinden çıkmasının ardından tekrar yapılanmaya gittiği öğrenildi. Ege Bölgesi'ni etki altına alan grubun, suç örgütlerine yönelik art arda gerçekleştirilen operasyonlar ve önde gelen suç örgütü yöneticilerinin tutuklanarak cezaevine konulmasının ardından doğan boşluğu doldurmak amacıyla Türkiye genelinde bir yapılanma oluşturduğu ileri sürüldü.

Zanlıların, cezaevlerindeki diğer suç örgütü yöneticileriyle ilişkiler kurdukları, suç örgütü üyelerinin cezaevlerinden tahliye olmalarının ardından kendi bünyelerine katılmalarını sağladıkları iddia edildi.

Karıştığı suçlar nedeniyle cezaevinde uzun süre kalan A.T.B'nin, edindiği tecrübe ve suç örgütü bünyesinde yer alan emniyet, ordu ve adli görevlerde bulunmuş kişiler aracılığıyla elebaşılığını yaptığı suç örgütününde titiz bir iç yapılanma sergilediği ileri sürüldü.

Suç örgütü yapılanmasından ''teşkilat'', olaya gönderilen kişilere ''ekip'' adları verildiği, karışacakları olaylar öncesinde hedeflerine karşı keşif, gözetleme, takip yapıldığı, polisin izlemesine yakalanmamak için örgüt içi görüşmelerde cep telefonu, internet gibi teknolojileri kesinlikle kullanmadıkları, bu konularla ilgili görüşmeleri yüz yüze yaptıkları, örgüt içerisinde katı kurallar konulduğu öğrenildi. Ayrıca, bazı görüşmelerde polisi yanıltmak için ''karşı istihbarat'' olarak da adlandırılan yanlış bilgiler verildiği, ''hücre tipi'' yapılanmalarıyla örgüt üyelerinin birbirlerinin deşifresinin önüne geçilmeye çalışıldığı ileri sürüldü.

Yapılanmayı çözmek ve delillendirme yapmak amacıyla polisin takibi 1,5 yıl devam ettirdiği ve bu süre içerisinde 59 olayın delillendirilerek ortaya çıkarıldığı bildirildi.

-KALEYİ ANDIRAN ÇİFTLİK EVİ-

A.T.B çetesine yönelik operasyon kararı alan polisin, Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele Daire Başkanlığında konuyu değerlendirdiği, grubun yönetim yerlerinden biri olduğu belirlenen Kuşadası Kardeşköy yakınlarındaki çiftlik evine yönelik operasyonun, gerçekleştirilmesinden önce detaylarıyla görüşüldüğü öğrenildi.

Çiftlik evinin 3,5 metre yükseklikte duvarlarla çevrili olması, çevresinde ve içerisinde 24 saat boyunca nöbet tutulması, arka bölümünün saklanabilmek için uygun olan geniş bir araziye açılmasının göz önünde bulundurularak ''hava harekatı''nın yapılması kararı alındığı, özel harekat timlerinin çiftliğin çevresini sarmalarının ardından, Emniyet Genel Müdürlüğüne ait Skorsky helikopterle çiftliğe havadan indirme yapıldığı bildirildi. Sorgu odaları, özel bölümler bulunduğu ifade edilen çiftlikte, detektör köpeklerle ''uyuşturucu'' ve ''ceset'' araması yapıldığı, fakat bir sonuç elde edilemediği belirtildi.

Operasyonlarda, 4'ü ruhsatlı 24 tabanca, 6 gaz tabancası, 1 el bombası, 14 av tüfeği, 1 havalı tüfek, bu silahlara ait mühimmat, gece görüş dürbünü, çelik yelek, az miktarda tarihi eser ve Hint keneviri bitkisi, çok sayıda doküman ve yüklü miktarda para ele geçirildiği bildirildi.

Suç örgütü üyelerinden 2'sinin, takip sırasında karıştıkları olaylar nedeniyle yakalanarak tutuklandığı belirtildi.

Operasyonda yakalananlar arasında Emekli Albay Y.Y, Emekli Askeri Savcı H.Ç., emniyet müdür yardımcılığından emekli H.E., 1 emekli polis, 2 emekli uzman çavuş, Danıştaydaki hakimlik görevinden istifa ederek avukatlık yapan R.S.U. ve 2 avukatın da bulunduğu bildirildi.

-ÇETEDEN ÇETEYE-

A.T.B'nin elebaşılığındaki suç örgütünün, İzmir'de ''Hilton Otelini almaya çalışan çete'' olarak da kamuoyuna yansıyan ve elebaşılığını V.O.Ç'nin yaptığı ileri sürülen gruba yönelik baskı ve tehdit oluşturduğu, grup üyeleri ve yöneticilerine yönelik tehdit, gasp, zorla alıkoyma ve çek senet imzalatma eylemlerini gerçekleştirdiği öğrenildi. Ayrıca A.T.B çetesinin, yüksek faizle ve tehditle haksız kazanç elde ettiği öne sürülen V.O.Ç'nin mağdur ettiği kişileri ''kurtarma'' vaadinde bulunarak, daha sonra her iki taraftan da zorla para aldığı iddia edildi. V.O.Ç'nin yüksek faizle borç vererek misliyle tahsil ettiği, ardından işlettiği özel okullarına el koyduğu iş adamına yardım vaadiyle devreye giren A.T.B grubunun, taraflar arasında anlaşma sağladıktan sonra iş adamını kendi kontrolüne aldığı, yüklü miktarlarda para tahsil ettiği öne sürüldü.

Grubun, borçlu şirketleri belirleyerek, belli bir hisse karşılığında borcu üstlendikleri, alacaklılara baskı yaparak borçları sildirdikleri, daha sonra iş yerini ele geçirerek işletmeyi üstlendikleri, fakat iş yerini ticari olarak iyi çalıştıramadıklarından ve parayı elde tutamadıklarından bu yöntemle ele geçirdikleri şirketlerin tümünün iflasına neden oldukları bildirildi.

Danıştaydaki tetkik hakimliği görevinden, hakkında soruşturma açılmasının ardından istifa ederek avukatlığa başladığı bildirilen R.S.U'nun çeteye yargısal menfaat sağlamaya çalıştığı, diğer avukatların ise, müvekkil ilişkisi dışına çıkarak çete üyelerine, eylemlerinde hareket tarzları konusunda yönlendirmelerde bulundukları ileri sürüldü.

-KUMAR ORGANİZASYONLARI-

Ege'deki kumar organizasyonlarının başına geçen grubun, bölgede kendilerinden izinsiz kumar oynatılmasına izin vermediği, kumarlardan örgüt adına komisyon aldığı, izinsiz kumar oynatanlara çeşitli cezalar kestiği, kumarda borçlanan iş adamlarından yüksek miktarlarda paralar tahsil ettiği ifade edilirken, kumar organizasyonlarında adları sıkça geçen Susurluk davası hükümlüsü bazı kişilerle yakın temas kurduğu ve bazen birlikte hareket ettiğinin belirlendiği öne sürüldü.

Suç örgütünün, Urla'da çiftliği bulunan iş adamı M.K.T'yi kumar batağına sürüklediği, kumar borcu nedeniyle iş adamından 1,5 yıl içerisinde 2 milyon YTL para tahsil ettiği, otomobiline el koyduğu, ailesine zarar vermekle tehdit ettiği ileri sürüldü. M.K.T'nin, yaşadığı bu olaylar üzerine intiharı düşündüğünü söylediği öğrenildi.

Zanlıların, örgütün devamlılığını sağlamak için kamu kurumlarında çalışan ve emekli personelle ilişki içerisinde bulundukları, diğer suç örgütleriyle irtibat kurup ''taşeron'' olarak adamlarını kullandırdıkları, küçük çaptaki suç yapılanmalarının çözemedikleri sorunlarda araya girerek çözüm ürettikleri ve bu olaylardan belli paylar aldıkları, ihalelere müdahale ederek destekledikleri kişilerde kalmasını sağladıkları bildirildi.

Operasyon kapsamında halen 16 kişinin arandığı bildirildi.

-A.T.B GRUBUNA DAHA ÖNCE 3 ÇETE OPERASYONU YAPILMIŞTI-

A.T.B'nin elebaşılığını yaptığı ileri sürülen çete oluşumlarına yönelik, 1996, 2002 ve 2003 yıllarında da 3 operasyon düzenlenmişti.

25 Ekim 1996'da düzenlenen ilk operasyonda ''Ege Bölgesi'nde suç işlemek amacıyla silahlı çete oluşturdukları'' iddia edilen ve elebaşılığını A.T.B'nin yaptığı ileri sürülen grubun, aralarında bir emekli binbaşı, bir başkomiser, Bandırmaspor Eski Başkanı ve yerel bir gazetenin sahibinin de olduğu bildirilen 64 kişi yakalanmıştı. Operasyon döneminde çete üyesi oldukları saptanan 27 kişinin de çeşitli tarihlerde işlediği adam öldürme, yaralama ve diğer suçlar nedeniyle yakalandıkları, cezaevinde bulundukları belirtilmişti. Firarda olan A.T.B. ise, Haziran 1997'de 7 adamıyla birlikte İstanbul'da yakalanarak cezaevine konulmuştu.

Emniyet yetkililerinin açıklamasında, 1991 yılında organize edildiğini bildirilen çetenin, İzmir ve Aydın bölgesinde 18 kişinin öldürülmesi, 7 kişinin yaralanması olayları ile adam kaçırma, işkence, haraç toplama ve ''kişiler arasındaki parasal anlaşmazlıkları yasal olmayan yollardan çözme'' eylemlerine karıştıkları belirtilmişi.

Operasyonlarda 3'ü kalaşnikof, 1'i susturuculu 4 adet tam otomatik tüfek, 2 adet dürbünlü suikast tüfeği, 16 adet tabanca, 6 adet pompalı tüfek, bu silahlara ait 32 adet şarjör, 870 adet fişek ve mermi, 1 adet çelik yelek, çok sayıda senet, çek ve doküman ele geçirilmişti.

Ağustos 2000'de İzmir'in Selçuk ilçesi Belevi beldesindeki benzin istasyonunda, Baradan Koyu'ndaki tesislerin işletmesiyle ilgili çıkan anlaşmazlıktan kaynaklandığı ileri sürülen silahlı çatışmada 5 kişi ölmüş, 2 kişi de yaralanmıştı. Ölenlerden üçünün, kendilerini A.T.B'nin yakınları olarak tanıttıkları iddia edilmişti.

Bu arada, ''Ege Çetesi'' elebaşı olduğu iddia edilen A.T.B, Aydın Ağır Ceza Mahkemesinde ''azmettirici'' olduğu iddiasıyla yargılanmış, 10 dosyanın 4'ünden toplam 20 yıl hapis cezasına çarptırılmıştı.

Temmuz 2002'de A.T.B ve adamlarının, eski organizasyonu canlandırmak istedikleri yönündeki istihbarat üzerine gerçekleştirilen operasyonda, 11 kişi gözaltına alındı. Sorgulamalarının ardından ''cürüm işlemek amacıyla teşekkül oluşturmak'' suçundan adliyeye sevk edilen A.T.B. ve 6 kişi serbest kalırken, 4 kişi tutuklanarak cezaevine gönderildi.

Aydın'da, Kasım 2003'te gerçekleştirilen ve ''Çökertme'' adı verilen operasyonla, A.T.B. etrafında toplanmış oldukları ve bu kişinin talimatıyla hareket ettikleri iddiasıyla, aralarında Aydın Jandarma Bölge Komutanlığı İstihbarat Şube Müdürlüğünde görevli bir astsubay ile Aydın E Tipi Cezaevinde görevli gardiyanın da bulunduğu 32 kişi yakalanmış, adliyeye sevk edilen zanlılardan 23'ü tutuklandı.

A.T.B, son olarak bu yıl, Kuşadası Belediye Başkanı Fuat Akdoğan ve belediye çalışanlarını, ilçede yaptırdığı restorana ruhsat alamadığı gerekçesiyle tehdit ettiği iddiasıyla gözaltına alınmış, nöbetçi mahkeme tarafından tutuklanan A.T.B, avukatlarının yaptığı itirazın ardından 20 gün sonra serbest kalmıştı.

(AA)