Başbakan Erdoğan'a açılımın silbaştan yapılması çağrısında bulunan Baydemir, çözüm için PKK ve Öcalan'ı adres gösteriyor.

Diyarbakır Belediye Başkanı Osman Baydemir Milliyet'ten Devrim Sevimay'a konuştu..

PKK'nın silahsızlandırılması çağrısında bulunan Baydemir, bunun için Kandil'i ikna edici yöntemlerin geliştirilmesini savundu. İşte Sevimay'ın yaptığı röportajdan bazı bölümler:

Peki acaba en son adıyla Barış ve Demokrasi Partisi"nden (BDP) bir gün daha liberal bir hareket çıkma olasılığı var mıdır?
“Liberal çıkması gerekir mi, gerekmez mi?”den bağımsız olarak söylüyorum: Türkiye"de şiddetle sivil siyasete ihtiyaç var ve buna elbette Kürtlerin de ihtiyacı var. Kürt legal siyasal partisinin de özgürce legal siyaset yapmaya ihtiyacı var.
Ancak açık söylüyorum, dünyanın neresinde olursa olsun silahların konuştuğu bir yerde, aynı zeminden beslenen ve aynı tabana hitap eden biri silahlı, biri sivil iki tüzel kişiliğin tamamen bağımsız olma şansı yoktur. Bunu görmemiz ve kabul etmemiz lazım. Bunun psikolojik etkileri var, sosyolojik etkileri var. Dolayısıyla biz gerçekten sivil ve demokratik bir siyaset arzuluyorsak yapmamız gereken ilk şey önce çatışmasızlığı sağlamaktır.

Mesele nereden başlanacağı
İkincisi de seçim barajını indirmek olabilir mi?
Şüphesiz ki barajı indirmek ve şüphesiz ki giderek silahsızlanma konusunda birbirini ikna etmektir. Bakın şu anki sohbetimizde çok tehlikeli bir konuya, bir mayın tarlasına doğru gidiyoruz, ama devam edelim: Evet, sevseniz de sevmesiniz de, kabul etseniz de etmeseniz de, Kürt sorununun tarafları açısından Öcalan bir aktördür. Şimdi bunu reddederseniz çözüme kolay ulaşma şansınız yok. PKK bir aktördür, BDP bir aktördür, Kürt aydınları camiası bir aktördür. Mesele ise nereden başlanacağı meselesidir. Ana aktör AKP, görünen diğer aktör de BDP olduğuna göre bu görünen aktörler görünmeyen aktörlerle direkt veya dolaylı görüşmek durumundadır.

Siz ne öneriyorsunuz?
Ben öncelikle bu kaygımı, endişemi akıl ve karar vericilerle bir çığlık olarak paylaşma gereği duyuyorum. Bu yol hakikaten yol değil. Gelin 2010 yılının daha ilk haftalarındayız. Bu hakikaten yeni bir yıl olsun.
Özellikle de Sayın Başbakan"a çağrımdır; lütfen, ama lütfen tam da dediğiniz gibi 2010 yılının başında gelin beraber, bu kez gerçekten beraber, sil baştan yapalım. Süreci bu sefer sil baştan yeniden ve birlikte başlatalım.
Çünkü şu ana kadar yaptıklarınız buranın algısını, duygusunu yanına almadı, burayı dışladı. Oysa burayı sürece katmazsanız olmaz, katmak durumundayız. Hakikaten katmak durumundayız ve inanın buradan çıkış var, başka bir yol var. Mecbur değiliz 30 yıldır yaşadıklarımızı bir 30 yıl daha yaşamaya...

Diyelim ki “Hadi süreci yeniden başlatıyoruz” dendi; işe ilk nereden başlanmalı sizce?
Şüphesiz ki bu mesele çok basit bir mesele değildir, ama ben açık ve net söylüyorum: Gelin hep beraber PKK"yı silahsızlandıralım.

Hemen herkes bunu istiyor, ama nasıl?
Acaba nasıl? Mesela yine askeri operasyon yaparak mı silahsızlandıracağız? Peki acaba bu gerçekçi mi? 30 yıl boyunca zaten bu denenmedi mi?

Öyleyse?
Bence PKK"yı silahsızlandırabilmenin yegâne bir yolu var: Direkt veya dolaylı, kendisini ikna etmek. Kendisi rıza göstermeden ve buna ikna olmadan elindeki silahı nasıl alacağız?/internet haber