Bahçeli, "Tesettürlü komiser, hâkim olur mu? Hanım subaylarımız, ayrı bir üniforma giyebilir mi? Kamuda hizmet verecekler kamunun kurallarına uyacak. Türban, siyasi simgedir demek çok yanlış. AKP, başörtüsü sorununu istismar ediyor" dedi


MHP lideri Devlet Bahçeli, partisinin, üniversitelerde türban yasağının kaldırılmasına ilişkin anayasa değişikliği teklifine açıklık getirdi.
Bahçeli, dün makamında yaptığımız görüşmede, MHP'nin yaptığı teklifte türban yasağının "hizmet alanlar" çerçevesinde kaldırılmasını, böylece üniversitelerdeki sorunun çözülmesini amaçladıklarını söyledi.

Sunanlar-alanlar ayrımı
Bahçeli, "Teklifinizde 'her türlü kamu hizmetinin sunulmasında ve bu hizmetlerden yararlanılmasında' ifadesi var. 'Hizmet sunulmasında' derken, kamuda görev yapanlar açısından da başörtüsünün serbest olması mı, amaçlanıyor?" biçiminde yönelttiğim soruya şu karşılığı verdi:
"Bir yanlış anlaşılma olmasın. Hizmet sunumu ayrıdır, hizmeti sunanlar ayrıdır. Biz hizmet sunumunda derken, kamu hizmetlerinin sunumunda eşit davranılmasını amaçladık. Bir yerleşim yerine diyelim okul yapıyorsunuz, okul çağında 100 çocuk var. Eğer bir başka mahallede de okul çağında 100 çocuk varsa, onlara okul yapmak gerekir, anlamında. Yoksa kamu hizmeti sunanları kastetmedik. Kamu hizmeti sunanlar, kamunun kurallarına uymak zorundadırlar. Bizim anlayışımız budur."

Tesettürlü yargıç olur mu?
MHP lideri, türbanın üniversitelerde serbest kalmasından sonra bu kez kamuda görev alma konusunda da talepler olacağını, okulu bitenlerin kamuda doktor, yargıç, öğretmen, polis olmak isteyecekleri yönünde de yorumlar var, bu konudaki görüşünüz nedir, sorusuna da şu yanıtı verdi: "Eğitim hakkını kullanmakla kamuda çalışma kurallarını birbirine karıştırmamak gerekir. Diyelim başı örtülü şekilde üniversitede okudu, mezun oldu, avukat, doktor çıktı. Ve diyelim ki, emniyet mensubu olmak istiyor, orada görev yapmak istiyor. O zaman o görevin kurallarına uyacak, çalışma düzenine uyacak. Tesettürlü bir komiser olur mu? Türk Silahlı Kuvvetleri'nde hanım subaylarımız var.
Onlar biz ayrı bir üniforma giyeriz, diyebilirler mi? Veya diyelim hâkim olmak istedi. Tesettürlü hâkim olur mu? Kamuda hizmet verecek olanlar kamunun kurallarına uyacaklar. MHP olarak bizim yaklaşımımız bu. Bizim başı örtülü milletvekilimiz vardı, biliyorsunuz.
TBMM'de Genel Kurul'un kapısına kadar başı örtülü gelirdi, ama orada başını açar, Genel Kurul'a öyle girerdi. Çünkü, oraya girmenin bir kuralı var."

Liselerde başörtüsü olur mu?
Bahçeli, önerdikleri teklif doğrultusunda anayasa değiştirilirse, o zaman liselerde de türbanın serbest bırakılması taleplerine nasıl bakacağına ilişkin sorumu ise şöyle yanıtladı:
"Bugün için üniversitelerde böyle bir talep var, liselerde yok. Gelecekte böyle bir talep olacağını söylemek için hangi gerekçe ifade edilebilir? Liselerde böyle bir sorun yok. Olmazları değil, olurları söylemek, olurları kazanmak lazım."

'Toplumu dinamitlersiniz'
Bahçeli, Başbakan Erdoğan'ın, türban için "Siyasi simge olsa suç mu?" yaklaşımına da katılmıyor. Bu yaklaşımı tehlikeli bir istismar olarak nitelendiriyor. Bahçeli, bu konudaki soruma şu karşılığı verdi:
"Türban siyasi simgedir demek çok yanlıştır. Din ve vicdan özgürlüğü çerçevesinde, inancı nedeniyle başını örten insanlarımızı da rencide eden bir yaklaşımdır. Başörtüsünü siyasal simge haline dönüştürmek, Türkiye'de rejim üzerinde belli amaçları olanların yaptığı bir istismardır. Başörtüsüne din ve vicdan özgürlüğü çerçevesinde saygı duyanlar olabilir. Bu onlara da yapılmış bir haksızlık olur. Başörtüsü siyasal simge olarak takdim edilemez. Böyle yaparsanız, toplumu dinamitlersiniz. Başörtüsü siyasal simge değildir, olmamalıdır."

'Mustafa Bey'in türbanları'
Bahçeli, siyasal simge yaklaşımına şu örneği vererek de karşı çıktı:
"İstanbul'da Mustafa Karaduman Bey var, Tekbir kıyafetin sahibi, değişik türban stilleri yapıyor. Şimdi Mustafa Bey değişik renklerde değişik stillerde türban üretse, o zaman her bir stil bir başka siyasi simge mi olacak? Bir başka partiyi mi çağrıştıracak? Şu renk takanlar Saadet Partili, şu renk takanlar AKP'li, bu renk takanlar MHP'li mi diyeceğiz?"
Bahçeli, MHP'nin sorunlara çözüm üreten bir anlayışa sahip olduğunu, ancak bu tutumunun "AKP'nin işbirlikçisi" gibi yorumlandığını da anımsatarak şu değerlendirmeyi yaptı:
"Bu haksız bir yaklaşım. Biz toplumsal sorunlara çözüm üretmeye, krize dönüşmüş konularda çıkış yolu açmaya çalışıyoruz. Cumhurbaşkanlığı krizinde de öyle yaklaştık. Bunu AKP'nin işbirlikçisi diye nitelemek çok büyük bir yanlış ve haksızlıktır. Biz AKP'den çok farklıyız.
AKP, başörtüsü sorununu istismar ediyor, siyasette kullanıyor ve böylece oy toplamaya çalışıyor, oysa biz 1980'den beri var olan bir toplumsal soruna çözüm üretiyoruz. AKP ise 5 yıldır TBMM'de çoğunluğu olduğu halde çözüm üretemedi, sadece istismar etti."

'Başsavcı görevini yapıyor'
MHP liderine Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Abdurrahman Yalçınkaya'nın türban serbestisinin laikliğe aykırılık oluşturacağı ve bundan partilerin sorumlu olacağı yönündeki açıklamasını anımsattığımda ise şu değerlendirmeyi yaptı:
"Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı, gelişmeler doğrultusunda, kendi görev ve sorumluluğu çerçevesinde bir açıklama yapma ihtiyacı duymuş olabilir. Bundan sonra da gelişmeleri aynı hassasiyetle takip edecektir. Gerekli gördüğü tedbirleri alma düşüncesinde olabilir. Bu onun görev alanı.
MHP açısından ise şunu söyleyebilirim: MHP, hâkime ve millete saygılıdır. Biz yargıya ve milli iradeye saygılıyız. İnandığımızı söylüyoruz ve bu sorunun çözülmesini istiyoruz. Şunu da sormak isterim: Anayasal kurumlar sorunun çözümünü sorgulayanlar mı olmalı, yoksa makul çözüme katkı sağlayanlar mı olmalı?"
Milliyet