Anayasa Komisyonu Başkanı Burhan Kuzu Basın Kulübü programında, gazeteciler; Yavuz Semerci, Nihal Bengisu Karaca, Amberin Zaman ve Mehmet Kamış'ın sorularını yanıtladı.

“ Yeni anayasa ile ilgili ümitli olmak zorundayız” diyen Kuzu, bu Meclis'in yeni anayayasayı yapması gerektiğini söyledi. “Türkiye 30 yıldır anayasa tartışıyor. Üniversitelere, barolara, sivil toplum kuruluşlarına ulaşıldı. Üniversitelerden daha az destek geldi, daha çok olmasını isterdik” diyen Kuzu, “Anayasayı muhakkak muhalefetle birlikte yapacağız” dedi.

Burhan Kuzu , daha önce dile getirdiği başkanlık sistemi ile ilgili olarak da şunları söyledi:

“Türkiye'de en büyük şansızlık başkanlık modelinin bilinmemesi. Başbakanlar Amerika'daki başkandan 3 kat daha yetkili. Parlamenter modellerde kuvvetler ayrılığının adı vardır, kendi yoktur. Başkanlık modeline karşı çıkılmasını anlamıyorum. Bu modeller bugün çıkmış modeller değil. Binlerce cilt kitap yazılmış, başkanlık milletvekilinin güçlü olması şuradan geliyor; bölgesindeki vatandaşa hesap veriyor, lideri tanımaz bile. Milletvekili olduktan sonra bakan olamıyorsun. Dolayısıyla ne seçilmesi nedeniyle başbakana borçlu oluyor ne de bakanlık bekliyor”

Anketlerde Erdoğan'ı Başbakan olarak görmek isteyenlerin cumhurbaşkanı olarak görmek isteyenlerden çok olduğunu kaydeden Kuzu, “Cumhurbaşkanlığı dinlenme yeri. 'Başkan olarak görmek ister misiniz' diye sorarsınız, daha yüksek oranlarda yanıt alırsınız” şeklinde konuştu.

“Sivil vesayetten kurtulmanın yolu”nun da başkanlık sistemi nden geçtiğini kaydeden Kuzu, “Parlamenter sistemde yasama organı sembolik olduğu için denetim çalışmıyor. Bir insanın sivil diktatörlüğe kayması için kanun gücü ve karar gücü olması gerekiyor. Şu an bu yok ama niyet olursa bu mümkündür. Ama başkanlık sistemi nde sivil vesayet mümkün değildir” dedi.

Kürtçe'nin kullanımı yönündeki engellerin kalktığını kaydeden Kuzu, anayasadaki “Devletin dili Türkçe'dir” hükmüne yapılan itiraza ilişkin “Resmi dil Türkçe demekle devletin dili Türkçe demek arasında uygulamada bir farklılık görmüyorum. Resmi demek devletin kendisi demektir zaten” dedi.

27 Nisan 'a kadar Türkiye'nin 10 yılda bir darbe gördüğünü kaydeden Kuzu, “Biz diyoruz ki asker askerliğini bilsin, siyasetçi siyaetçiliğini. Kimse kimsenin işine karışmasın” dedi.

“Sivillerin 28 Şubat 'taki tutumu içler açısı” diyen Kuzu, “ 27 Nisan bildirisinde de asker devirse de AK Parti gitse diyenler oldu, ana muhalefetten de, gazetecilerden de” sözleriyle sivillerin de “masum” olmadığını dile getirdi.

Kuzu şöyle devam etti: “Muhalefet, 'Biz bugün kimi içeri alalım' diye düşündüğümüzü sanıyor. Bizim 12 Eylül ürünü olduğumuz söylendi, 12 Eylül soruşturuluyor. 28 Şubat denildi, soruşturuluyor. 27 Nisan'da da suç unsuru görülüyorsa, ben de ihbar olarak buradan söylüyorum, soruşturma açılabilir”