Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın geçen hafta Amerikan istihbarat teşkilatı cia'in Başkanı ile görüşmesini eleştirdi.

Kılıçdaroğlu'nun partisinin grup toplantısındaki konuşmasından öne çıkan başlıklar şöyle:

"Geçen hafta sayın Başbakan'ın çok özel bir misafiri vardı. ABD istihbarat teşkilatı cia'nın Başkanı Ankara'ya gelmişti. Sayın Başbakan cia Başkanı'nı kabul etti.

"ÇUVAL KRİZİNDEN TANIŞIYORLAR"

Niye kabul etti; anlamakta zorlanıyorum. Hem 'büyük devlet' diyeceksin, 'Türkiye butik devlet değildir' diyeceksin, kendi muhatabın olmayan birisini makamında kabul edip görüşeceksin. Anlamakta zorlanıyorum.

Biliyorsunuz bu cia Başkanı ile Recep Tayyip Erdoğan arasında bir de özel bir ilişki var. Bunlar eski arkadaşlar, özel hukukları var. Hatırlarsınız 4 Temmuz 2003'te, Kuzey Irak'ın Süleymaniye kentinde bizim askerlerimizin başına çuval geçiren Amerikan askerlerinin komutanıydı bu kişi. Şimdi bu geliyor, sayın Başbakan bunu davet ediyor, oturuyor konuşuyorlar. Ne konuşuyorsun sen Sayın Başbakan? Başını uzatıyorsun, çuval geçiriyorlar. Bu ilişkinin sorulması ve sorgulanması lazım"

"EĞİTİMDE KONU İDEOLOJİK DEĞİL KRİMİNOLOJİK"

"Konu ideolojikmiş, konu pedagojikmiş. Konu kriminolojik, konu bu, konu suç, suçu nasıl örterim, malı nasıl götürürüm? 18-20 milyar dolarlık olay bu. 2030'a kadar istediğin malı, istediğin adamdan alacaksın, bunun adına 'eğitimde reform' diyeceksin. Sen yolsuzlukta reform yapıyorsun. Yolsuzluk yapanlara güvence sağlıyorsun"

"YOLSUZLUK EN İYİ BİLDİKLERİ İŞ"

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Gençlik ve Spor Bakanı Suat Kılıç hakkında gensoru verdiklerini anımsatarak, "Adım gibi eminin, bütün AKP elleri, gensorunun reddi için kalkacaktır. Neden; yolsuzluk yapmak temel meslekleri, görevleri, en iyi bildikleri iş" dedi.

Kılıçdaroğlu, partisinin TBMM grup toplantısında yaptığı konuşmada, Türkiye'nin iyi yönetilmediğini iddia etti. Kavgayla ülkenin yönetilemeyeceğini vurgulayan Kılıçdaroğlu, "Başbakan ağzını açıyor küfür, kapatıyor kin ve intikam" diye konuştu.

Türkiye'nin, neredeyse bir "yas bölgesi" ilan edildiğini ifade eden Kılıçdaroğlu, bir taraftan şehitlerin geldiğini, diğer taraftan depremden yüz binlerce kişinin mağdur olduğunu, çadırlarda donarak ve yanarak ölen çocukların bulunduğunu söyledi.

Kılıçdaroğlu, AK Parti'nin, kendisini muhalefet gibi gördüğünü savunarak,

"Biri yangında mı öldü, depremde insanlar çadırda mı öldü, grizu patladı işçiler mi öldü; herkes sorumlu, bir tek AKP sorumlu değil. Böyle bir devlet anlayışı olabilir mi- 10 yıldır iktidardasın, sorunlar çözülmüyor katmerleşiyor. Ülkemizin insanına yazık, günah" diye konuştu.

Kemal Kılıçdaroğlu, Esenyurt'ta 11 işçinin çadırda ölümünün ardından "İş güvenliği yasasına ihtiyaç var" denildiğini anımsatarak, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Elinden tutan mı var; niye getirmiyorsun; 'birileri istemiyor' diye getiremiyorlar. 10 yılda, 10 bin 723 işçi iş kazası sonucu hayatını kaybetti. İşgüvenliği yasasını getirmek için 10 bin 723 işçinin ölmesi mi lazım- İş kazalarında dünya üçüncüsü, Avrupa birincisiyiz. 'Kader' diyorlar, diğer ülkelerin işçilerinin kaderi böyle değil mi, onların madenlerinde grizu patlamıyor mu- Her türlü önlemini alırsın, sonra 'kader' dersin. Hiçbir önlem alma, işçiler ölsün, sonra çık ortaya herkes suçlu, bir tek onlar masum. Allah bilir 'bu işçilerin bu çadırda ne işi var, yanlarında 5 yıldızlı otel var, orada yatsalardı' diyecekler."

"ERDOĞAN GÜLMÜŞTÜR"

Kılıçdaroğlu, "halkına karşı önyargılı olan, halkının bir kısmını kendisine düşman gören bir Başbakan'la karşı karşıya" olduklarını ileri sürdü.

Geçen hafta bir utanç daha yaşadıklarını belirten Kılıçdaroğlu, Sivas davasında 7 sanık hakkındaki dosyanın zamanaşamına uğramasına değindi. Kılıçdaroğlu, yüreğinde insan sevgisi olan, Allah'tan korkan birinin, 35 kişinin yanarak ölmesini kabul edemeyeceğini, vicdan azabı çekeceğini söyledi.

Kılıçdaroğlu, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın davaya ilişkin kendisini şaşırtan, "Dava sonucu hayırlı olsun" şeklinde bir açıklama yaptığını belirtti. Kılıçdaroğlu, "Sayın Erdoğan, sen nasıl bir Başbakan'sın, nasıl bir insansın, yüreğinde zerre kadar insan sevgisi yok mu- İnsan biraz Allah'tan korkar. Mağdurun, mağduriyetini en azından biraz hisset, empati yap. Karşıdaki insanı neden tahrik ediyorsun, nedir bu ayrımcılık-" diye sordu.

"Zulüm yapan insanlar, mazlumlara üzülmez. Zulüm yapan, düşüncesinde insaf denen kavramı geliştirmez" diyen Kılıçdaroğlu, sözlerini, "Bunların bütün düşünceleri insanlara zulüm yapmaktır. Van'da zulüm yaparlar, Ergenekon davası Silivri'de, zulüm yaparlar. Bir gazeteci tahliye olduktan sonra, 8 yaşındaki çocuğunun kendisini ziyarete gelirken yaşadığı dramı, gözyaşları içinde anlattı, bütün Türkiye ağladı. Erdoğan gülmüştür. Çünkü vicdanı ile sorunu olanlar üzülmezler. Demokrasi bu değil, ülke böyle yönetilmez. Bu siyasetçilerin, bu milletin yakasından düşmesi lazım" diye sürdürdü.

"DÜNYALIĞINI SAĞLAMAYA ÇALIŞIYORSUN"

CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, Adana Seyhan'da, 7 aylık çocuğunu saç kurutma makinesiyle ısıtmaya çalışan Emine Akçay'ın, çocuğuna yiyecek veremediği için kendisini astığını söyledi. Kılıçdaroğlu, şunları kaydetti:

"Kimse, 'Türkiye sosyal devlettir' demesin, bırakın o palavraları. Sosyal devlette, 7 aylık çocuğu saç kurutma makinesiyle ısıtan annenin daramını anlamıyorsa sosyal devlet değildir, o devlette dikta yönetimi var demektir. Emine Akçay'ın yaşadığı dramın, gazetelerin 3.sayfalarında yer almanın dışında ne anlama geliyor- AKP'nin bu soruna çözüm üreteceğini mi sanıyorsunuz; hayır. AKP zengin sofralarının vazgeçilmez konuğudur artık, lüks jeeplerden inmeyenlerdir. Niye Akçay'a kömür vermedin, fakir fukaraya değil, yandaşlarına dağıtıyorsun. Emine Akçay'ın kendisini asmasından, başta iktidar partisi olmak üzere herkesin sorumluluğu var. Biz sorumluluğumuzun gereğini yerine getirdik. seçimlerde 'aile sigortası' dedik. Aile Sigortası Kanunu olsaydı kendisini asmazdı, hesabına her ay 600 lira yatırılacaktı, okula giden çocuğu için 100 lira alacaktı. Kimseye minnet etmeyecek ve kendisini asmayacaktı. Bütün CHP'lilere sesleniyorum; CHP'nin iktidar olma görevi ve zorunluluğu var, Emine Akçaylar, Samsun'da açlıktan ölen Kübra bebek, Milas'ta açlıktan ölen gazimiz için var.

Bir Emine Akçay'a bakın, bir de Deniz Feneri'ne bakın. Emine Akçay'ın annelik gururu dayanamıyor intihar ediyor. Deniz Feneri, fitre yolsuzluğu yapanlara bakın, inanç sömürenlerin arkasına bakın kimler var. Onların yaşadığı lüks hayata bakın, bir de Akçay'a bakın. Bir de elinizi vicdanınıza koyun, Hükümet'e bakın. Bir de dönün Suat Kılıç'a bakın. Genelde yoksulların, orta hallilerin yaşadığı yerde, ucuza bina kapatıp, köşeyi dönenlere bakın. Bu milletten utanmıyorsan, Emine Akçay'dan utan. O açlıktan, yoksulluktan kendini asarken, sen dünyalığını sağlamaya çalışıyorsun. Yetmez mi sana bu kadar para, öbür dünyaya mı götüreceksin- Gensoru verdik. Adım gibi eminin, bütün AKP elleri, gensorunun reddi için kalkacaktır. Neden; yolsuzluk yapmak temel meslekleri, görevleri, en iyi bildikleri iş."