Partisinin grup toplantısında konuşan Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, "Kimse şehitler üzerinden siyaset yapmamalıdır. Şehitler üzerinden, kan üzerinden siyaset yapanlar bu kanda boğulacaklar" dedi.

Konuşmasına 'Hüzümüz büyük' diyerek başlayan Erdoğan, 'saldırının hedefinin birlik ve beraberlik' olduğunu vurguladı. "Suçlu aramanın ötesinde çözüm aramanın gayreti içindeyiz" diye konuşan Erdoğan, güvenlik güçlerinin bizden istediği herşeyi yerine getirdik, getirmeye devam edeceğiz" dedi.


AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, “Türkiye'nin bugün yürüdüğü istikameti beğenmeyen, bu istikameti değiştirmek isteyenlere buradan en açık biçİmde ifade ediyorum: Bu istikamet, milli iradenin gösterdiği istikamettir. Arkasında 70 milyonluk milletimiz vardır” dedi.


Milletvekillerine, “yüreklerinizin ne kadar yanık olduğunu, hüznünüzün ne kadar büyük olduğunu biliyorum” şeklinde seslenen Erdoğan, “Türkiye'nin hudut boylarında, bir bayram ertesi toprağa düşen aziz şehitlerimize, Aktütün'de o yüksek mertebeye ulaşan 17 yavrumuza Allah'tan rahmet, ailelerine, yakınlarına, milletimize sabır ve metanet diliyorum. Yaralılarımızı şifalar temenni ediyorum. Şehitlerimiz için milletimizin başı sağolsun” diye konuştu.


Bu millete, bu vatana, bu toprağa kasteden teröristlere karşı 70 milyon insanın yüreğinin bir ve beraber olduğunu bir kez daha yineleyen Başbakan Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Bu acıyı dindirmek için, bu ateşi söndürmek için, açık, seçik ifade ediyorum: Bütün ihtilaflarımızı bir kenara bırakır, bir ve bütün oluruz. Tüm farklılıklarımızı bir kenara bırakır, bir ve bütün oluruz. Bütün acıları unutur, milletçe bir ve bütün oluruz. Biz;mukaddesat düşmanı, can düşmanı, hayat düşmanı, masumiyet düşmanı bu terör örgütü yüzünden ne kardeşliğimizden, ne inancımızdan, ne mukaddeslerimizden, ne birliğimizden, ne bütünlüğümüzden vazgeçeriz. Kardeşliğimize, muhabbetimize, sevgimize, dayanışma ruhumuza, ülke bütünlüğümüze, medeniyet iddiamıza kasteden hainler, bu topraklardan er veya geç tecrit olacaktır.

Millet olarak, terörün hedefinin sadece cephedeki gencecik Mehmetçiklerimiz olmadığını, bu milletin asırlardır zayıflamayan millet olma bilinci, dostluk ve kardeşlik direnci olduğunu fark etmeli ve bu gerçeği dünyaya hep birlikte haykırmalıyız. 70 milyon insanımızın böyle menfur olaylara bakınca, eli kanlı terör örgütünün ardında, en az o kadar kirli başka zihinlerin, odakların, güçlerin bulunduğunu artık görebildiğini en gür sesimizle hep bir ağızdan ifade etmeliyiz.

Bu menfur saldırının hedefi, milletimizin birlik ve beraberliği, insanlarımızın asırlar öncesinden bugünlere taşıdığı dostluk ve kardeşlik hukukudur. Bu menfur saldırının hedefi, Türkiye'nin çok büyük bedeller ödeyerek kazandığı huzur ve istikraradır. Bu menfur saldırının hedefi, Türkiye'nin bölgesinde oynadığı barışçı ve yapıcı diplomatik gayretleridir, artan önem ve itibarıdır. Çünkü, bu dünyada maalesef çatışmalardan, savaşlardan acılardan beslenenlerin sayısı hiç de az değil. Varlığını istikrarsızlıklara, huzursuzluklara borçlu olanlar hiç de az değil.

Türkiye'nin bugün yürüdüğü istikameti beğenmeyen, bu istikameti değiştirmek isteyenlere buradan en açık biçimde ifade ediyorum: Bu istikamet milli iradenin gösterdiği istikamettir. Arkasında 70 milyonluk milletimiz vardır. Bu iradeyi kırmayı, bu istikameti değiştirmeyi umanlar, beyhude bir çaba içinde olduklarını bilmelidirler.”


"KAN ÜZERİNDEN SİYASET YAPANLAR, O KANDA BOĞULUR”


AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, kimsenin terör üzerinden siyaset yapmaması gerektiğini vurgulayarak, “Kan üzerinden siyaset yapılmaz, şehitlerimiz, gazilerimiz üzerinden siyaset yapılmaz. Bu hepimizin ortak derdi, ortak meselesidir. Kan üzerinden siyaset yapanlar, o kanın içerisinde kendileri boğulur” dedi.


Erdoğan, hala terör üzerinden siyaset yapma gayreti içinde olanların bulunduğunu belirterek, “Bakın çok açık ve samimi söylüyorum: Kimse terör üzerinden siyaset yapmasın. Kan üzerinden siyaset yapılmaz, şehitlerimiz, gazilerimiz üzerinden siyaset yapılmaz. Bu hepimizin ortak derdi, ortak meselesidir. Bunun üzerinden siyaset yapanlar, kan üzerinden siyaset yapanlar, o kanın içerisinde kendileri boğulurlar. Bunu böyle bilmemiz lazım. Çünkü bu, asla böyle bir yaklaşım tarzını, böyle bir davranış tarzını kabul etmez “ diye konuştu.

Sınır ötesi operasyonla ilgili Başbakanlık Tezkeresinin yarın TBMM Genel Kurulunda görüşüleceğini hatırlatan Erdoğan, “Şimdi bizler yine Meclisimize gidiyoruz. Meclisimiz inanıyorum ki yarınki görüşmelerde, Türkiye'nin terörle mücadelesinde kararlı iradesini ortaya koyacaktır” dedi.

“ORTAK DURUŞ GEREKTİREN BİR MESELE”

Terörle mücadelenin bir milli mesele olduğunu, “devlet ve millet meselesi olduğunu” vurgulayan Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü. “Bu mesele, her zaman olduğu gibi bugün de tüm siyasi partilerin ve kurumların ortak duruşunu gerektiren bir meseledir. Bize düşen, Meclis çatısı altında terörle mücadelede ortak irademizi sergilemektir. Bütün siyasi partilerimizin bu hassasiyete sahip olduğunu düşünüyorum. Mehmetçiğimizin hayatına kastedenlerin bu ülkeye, bu millete açık bir düşmanlık içinde oldukları ortadadır. Masum halkın kanını dökenlerin, milletin huzur ve güvenliğini tehdit edenlerin, devlete silah çekenlerin bu ülkeye, bu topluma, bu millete, bu devlete düşman oldukları açıktır. Keza, terör örgütüne 'terörden vazgeç' diyemeyenlerin bize, 'terör örgütünün adresini çökertmekten vazgeç' demeleri de mümkün değildir. Gün, birlik ve beraberlik günüdür. Gün, bütün provokasyonları bertaraf ederek, yalnız terör örgütüne değil, terör örgütünü bir maşa, bir taşeron olarak kullanan zehir tacirlerine de birlik ruhumuzu gösterme günüdür. Teröre verilecek en büyük cevap, milletimizin bir bütün olarak birlik ve beraberlik, kardeşlik örneği ortaya koymasıdır. Biz, birlik ve beraberliğimizi toplumsal bütünlüğümüzü korudukça, birbirimize şüpheyle değil, sevgiyle, güvenle, kardeşlikle baktıkça terör tecrit olacak, terörizm zemin bulamayacaktır.”

Bütün dikkat ve özenle milletin birlik ruhunu korumaya çalıştıklarını belirten Erdoğan, “Ülkemiz; demokrasiden bir tek geri adım atmadan, insan hak ve hürriyetlerinden bir tek geri adım atmadan terörün en çok arzuladığı kalkınma iradesini geriletmeden yürüyüşüne devam edecektir” dedi.


"TERÖRİZM KARŞISINDA TEK YÜREK OLMAYANLAR, KENDİ VİCDANSIZLIKLARINA YANSINLAR"


AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, “Terörist karşısında, terörizm karşısında tek yürek olmayanlar, kendi vicdansızlıklarına yansınlar. Şehit kanlarını, yüreği yanan annelerin feryadını duymayanlar, kendi merhametsizliklerine yansınlar” dedi. Erdoğan, “bu milletin hissiyatını zayıflatabileceklerini, bu ülkenin insanlarının birbirine bağlılığını zedeleyebileceklerini zannedenlerin” kaçınılmaz sonunun, hayal kırıklığı olduğunu söyledi.

“Sözün anlamının azaldığı, konuşabilmenin güçleştiği bir zamanda” milletin hissiyatına tercümen olabilmek adına bazı şeyleri söylemek zorunda olduğunu belirten Başbakan Erdoğan, şöyle konuştu:

“Kimin ne dediğine dikkat ediyoruz. Bütün seslere kulak veriyoruz. Bizim gibi düşünmese de çözüm yolu bizimki gibi olmasa da vicdan ve merhamet sahibi herkesin fikrini baş tacı ediyoruz. Terörist karşısında, terörizm karşısında tek yürek olmayanlar, kendi vicdansızlıklarına yansınlar. Şehit kanlarını, yüreği yanan annelerin feryadını duymayanlar, kendi merhametsizliklerine yansınlar. Bu millet, bu ülke, bu vatan, birdir ve bütündür. Bu bütünlüğü zedeleyecek bir zehirli ideoloji, ayrılıkçı bir emel, burada barınamaz. Türkiye'nin medeniyet çıtasını yükselttiği, demokrasi çıtasını yükselttiği her zaman, bu ülkenin kalkınma iddiasına zincir vurmak için kullanılan uluslararası bu taşeron örgüt, en geniş anlamda yalnızlaşacaktır, izole edilecektir, etkisiz hale getirilecektir.

Türkiye uzun yıllardır bölücü terör örgütü ile mücadele etmektedir. Bu mücadele, kesintisiz devam edecektir. Terör örgütünün amacı, uzun yıllara varan bir mücadeleyle yılgınlık ve bitkinlik oluşturmak. Amaçlarını gerçekleştirebilecek bir psikolojik ortam üretmektir. Hükümetimiz, bu amacın ve planın farkındadır. Tüm kurumlarımızla uyum içinde, uzun soluklu bir şekilde kararlılığından taviz vermeden mücadelesini sürdürecektir. Bir ve beraber durarak, omuz omuza vererek, nifaka, fitneye zerre kadar prim vermeyerek, bu kirli oyunu hep birlikte bozacağız.”

“TERÖRLE MÜCADELE PRATİĞİ”

Erdoğan, terör karşısında ortaya konulabilecek en doğru tavrın aklıselimin muhafaza edilmesi ve tepkisel davranılmaması olduğu uyarısında bulunarak, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Zira tepkisel davranışlar ve söylemler, terörün varmak istediği amaca hizmet edebilir. Millet olarak, toplum olarak, terör sorunu karşısında rasyonel bir tavır geliştirme becerisini göstermeliyiz. Hiçbir toplumsal mesele, tepkisel tavırlarla çözülemez. Toplumsal meselelerimizi çözmenin yegane yöntemi, aklıselim çizgisinde yürümek, sağduyuyu elden bırakmamaktır. Terörün ana amacı, toplumu yılgınlığa sevk etmek, toplumsal birlikteliği zedelemek, hayatın normal akışını zaafa uğratmaktır. Söylemlerimizle ve eylemlerimizle bu amaca hizmet etmemeliyiz.

Bunu söylerken, terörü üreten toplumsal dinamikleri ve bir bütün olarak devletin terörle mücadele pratiğini tartışmayalım. 'Üzerinde konuşmayalım' demek istemiyorum. Makul ve serbest bir tartışma olmadan meselelerimizi çözemeyeceğimiz de aşikardır. Önemli olan, makuliyeti kaybetmemek, tartışmanın akıl dairesinde yürümesini sağlamaktır. Düşmanlık üreten, bu toplumun kardeşliğini zedeleyen söylemler, ancak terör odaklarına hizmet edebilir. Bu ülkenin, bu milletin kardeşliğini öne çıkaran, tarihimize, medeniyetimize yakışan bir dille konuşmalıyız. Dilimizdeki kardeşliğe, birlikteliğe halel getirirsek, işte o zaman istemeden toplumsal barışımızı zaafa uğratırız. Daha da vahimi, millet olma iddiamızı yaralarız.

Bütün vatandaşlarımız, millete mensubiyet duygusu içinde davranmaya, düşmanlık niyetlerini boşa çıkarıp, kardeşliği pekiştirmeye hassasiyet göstermelidir. Türkiye'nin terör karşısındaki duruşu, hiç kimse tarafından yanlış anlaşılmasın. Terörle mücadele konusunda Hükümetimizin kararlı iradesi, tamdır. Türkiye'nin bugüne kadar sürdürdüğü vakur duruş, aklıselime yaslanmış olmasındadır. Aklıselime dayanan duruşumuzu, sonuna kadar sürdüreceğiz.”

“YANLIŞ YORUMLAYANLAR”

Türkiye'nin sabrını, metanetini, vakarını yanlış yorumlayanların, bunun bir acz olduğunu zannedenlerin bugün değilse yarın, yanıldıklarını anlayacaklarını kaydeden Erdoğan, “Akan kanı durdurmak için yeni ne tedbir gerekirse alıyoruz, alacağız. Uluslararası hukuktan doğan haklarımızı, hukuk çerçevesinde azami kalmaya özen göstererek, kullanıyoruz, kullanacağız” diye konuştu.

Türk Silahlı Kuvvetlerinin sınır ötesi harekatına izin veren tezkerenin TBMM'nin gündeminde olduğunu hatırlatan Erdoğan, şöyle devam etti:

“Özellikle bir şeyi vurgulamam lazım; o da şudur: Sürekli olarak dikkat ediyorum; hep bir şeyin içerisinde olanlar var. O da suçlu aramak... Biz şu anda suçlu aramanın ötesinde çözüm aramanın gayreti içindeyiz. Çünkü, inanıyoruz ki güvenlik güçlerimiz samimi olarak ellerinden gelen gayreti göstermişlerdir. Faturası ve neticesi şüphesiz ki ağır olmuştur. Buna katlanmak da zordur. Ama bir gerçeği unutmayalım; eksiklikler olabilir ve vardır. Biz hep şunu söylemişizdir, güvenlik güçlerimizin hepsine, polisimize, askerimize: Bizden isteğiniz nedir? Ne varsa söyleyin, biz gereğini yaparız. Bugüne kadar da ne istenirse, bunu yerine getirdik ve bundan sonra da yerine getiririz. Bu konuda bizden Hükümet olarak, istenen bir şey yerine gelmiştir.

Ama şunu unutmayalım, terör, normal bir adi suç değildir. Terör, her zaman söylüyoruz; ne zaman, nerede, kimi, nasıl vuracağı belli olmayan bir fenomendir. Bunu bilmemiz, kabullenmemiz lazım. Bu bakımdan verilen mücadele, kolay bir mücadele değil. Bölgenin özellikle coğrafi şartlarını iyi değerlendirdiğimiz zaman, oraları bilenler, tanıyanlar bu işin nasıl zor şartlarda olduğunu gayet iyi bilirler. Ben de bölgeyi bir kaç kez havadan da karadan da dolaşan birisiyim, biliyorum. Ve koşulların ne denli zor olduğunu da biliyorum. Ama bilmeyenler rahat konuşuyor. Buradan hareketle bizler tamamen işin teknik boyutu noktasında, güvenlik güçlerimizin ortaya koyduğu projelere uyarız. Ve nitekim, bizden daha önce, bir yıllık, bu konuyla ilgili tezkere istenmiştir ve bu tezkere kabul edilmiştir.”