Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerindeki 16 baro tarafından Yüksek Seçim Kurulunun (YSK), bağımsız adayların adaylıklarını iptal kararı ile ilgili yapılan ortak açıklamada, YSK kararının ''hukuki bir fiyasko'' olduğu ileri sürüldü.

Diyarbakır, Şırnak, Ağrı, Adıyaman, Batman, Bitlis, Bingöl, Elazığ, Hakkari, Kars, Mardin, Muş, Siirt, Şanlıurfa, Tunceli ve Van barolarınca yapılan yazılı açıklamada, kararın hukuken değil, siyaseten verildiğinin genel kabul gördüğü ifade edildi.

Açıklamada, şunlar kaydedildi:

''YSK'nın kararını aday listelerinin açıklanacağı son güne bırakmış olması, milletvekillerinin YSK'da sürekli eksiklikler konusunda bilgi alışverişinde bulunmasına rağmen kendilerine adaylıkları iptal edilenler konusunda sorun olmadığının söylenmesi, YSK'nın kararının ülkeyi kaosa sürüklemeyi amaçladığını göstermektedir. YSK Anayasa'nın 76. maddesi gereği eski mahkumiyetleri gerekçe göstermiştir.''

Bu gerekçenin kabul edilmesinin mümkün olmadığı bildirilen açıklamada, şu görüşlere yer verildi:
''Gültan Kışanak ve Sebahat Tuncel'in milletvekillikleri halen devam etmektedir. Daha önceki başvurularda sehven cezalarının görülmemiş olduğuna inanmak gerçekçi değildir. Kaldı ki, Sebahat Tuncel'in redde gerekçe edilen cezası mazbatasını almadan önce kesinleşmiş olup, buna rağmen mazbatası kendisine teslim edilmiştir. Aynı şekilde Leyla Zana ve Hatip Dicle'nin başvurularının kabul edilmemesi akıl ve mantık dışıdır. Kamuoyunun da bildiği gibi Selim Sadak, Leyla Zana ve Hatip Dicle aynı davadan yargılanıp ceza almışlardır. Selim Sadak, 2009'daki belediye başkanlığı seçimlerinde Siirt Belediye Başkanı olarak seçilmiş, YSK Selim Sadak'ın adaylığı için herhangi bir eksiklik görmemiştir. Oysa belediye başkanlığı ile milletvekilliği yeterlilik şartları aynıdır.

Ertuğrul Kürkçü, 1986 yılında infaz yasasında yapılan değişiklikle cezasını tamamlayarak, özgürlüğüne kavuşmuştur. TCK'da yapılan değişiklikle memnu haklarının iadesi kurumu kaldırılmış, Avrupa'ya bu değişiklik Türkiye'nin insan haklarına duyarlılığı olarak lanse edilmiştir. Yüzde 10 seçim barajı bu ülkenin demokrasisinin önünde büyük bir engeldir. Bu kararı Kürt ve Türk halkları ile Avrupa'ya açıklamanın hiçbir yolu bulunmamaktadır. YSK'nın şikayet yoluyla bu anlamlandırdığımız kararı geri alacağına inanmak istiyoruz.''

A.A.