Balın sahte ya da doğal olduğunu anlamak oldukça zor. Bu durumda en doğrusu satın aldığınız ürünlerin laboratuvarda analiz edilip edilmediğini kontrol etmek.

Son zamanlarda sıkça hangi balı yemeliyiz sorusu soruluyor. Sahte bal ile ilgili birçok efsanenin olduğunu ben de bal ile ilgili bir bilimsel araştırma yaptığımda fark ettim. Balın doğasında zararlı madde yoktur.

Bu konuda bilim hem fikir ancak uzmanlara göre; tüm tarımsal ürünler gibi bal üretiminde de, üreticiler zararlılarla mücadele için, ilaçlara başvuruyor. Bilinçsiz ilaç kullanımı,balda kimyasal bulunmasına neden olur. Balda bulunabilecek bu tür zararlı maddelerin tespiti, ileri teknoloji ile donatılmış laboratuvarlarda uzmanlarca yapılacak ayrıntılı analizlerle mümkündür.

Yani balın şekli, rengi, kokusu, kristalleşmiş olması veya olmaması bir balın kalitesi hakkında bilgi veremiyor. Bal kristalleşmesi aslında halk arasında bozuk ya da sahte olarak nitelendiriliyor. Oysa gerçek bal bazen kristalleşebilir. Bu, bozulduğu anlamına gelmez.

Balı eski kıvamına getirmek için 45 dereceden düşük sıcaklıkta, benmari usulü (bir kaba, suyla doğrudan temas ettirmeden) ısıtmak kristalleşyi çözer. İşte tüm bunları anlamak sadece laboratuar analizleri ile olabilmektedir. Bu yüzden bal satın alırken güvenilir markaların ballarını almak gerekmektedir.İşte tatlı tehlikeye karşı birkaç ipucu

1- Bal, sağlıklı arı kovanlarından elde edilmiş olmalıdır. Doğal yapısındaki organik ve inorganik maddeler haricinde yabancı madde, arı parçaları ve yavru arı içermemeli.

2- Bal kendine ait doğal koku ve tada sahip olmalıdır.

4. Rengi su beyazından koyu amber renge kadar değişebilir.

5. Bala dışarıdan herhangi bir şeker şurubu ilave edilmiş olmamalı.