Türkiye ile Ermenistan arasındaki, tarihi imza öncesinde yaşananları sanıyorum en iyi bu cümle özetliyor.

Tüm dünyanın nefesini tutarak izlediği 3 saatlik kriz hiç umulmadık bir anda patlak veriyor. Çünkü Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu'nun konuşma metni İsviçre ve ABD başta olmak üzere katılımcı ülkeler tarafından "Rasyonel bir konuşma" olarak değerlendirilmiyor. Bir sorun yok. İmzaların atılma anı geliyor. Ermenistan Dışişleri Bakanı Nalbantyan, Davutoğlu'nun konuşma metnindeki," bölgenin refah ve istikrarı" vurgusuna itiraz ediyor. İlk önce bir anlam verilemiyor bu itiraza. İlişkilerin normalleştirilmesi için imzaların atılacağı bir ortamda refah ve istikrara vurgu yapılmasından daha doğal ne olabilir ki?

Davutoğlu Bayan Clinton ve Calmy-Rey'e, "Bölgenin bir ferdi olarak refah ve istikrar istemeyelim mi?" diye soruyor. Ve o andan itibaren kriz anı başlıyor. Ancak Türk basınına yansıdığı gibi, Davutoğlu'nun konuşma metninde, "Hiçbir önşartsız" gibi bir cümle yer almıyor.

Bizde Nalbantyan'ın, Türkiye ile Ermenistan arasındaki sürece başka bir ülke ya da sorunun dahil olmadığı yönündeki vurgusuna karşı çıkıyoruz.

Nalbantyan'ın, Azerbaycan'la ilişkiler ve Karabağ sürecini devre dışı bırakma çabası gözlerden kaçmıyor.

3 saatlik kriz anının 30 dakikasında Türkiye'yi ikna etmek için çaba gösteriliyor. Ancak Ermenistan tarafının iknası için bizim 6 katımız bir mesai sarfediliyor.

Peki bu arada ne yapılıyor? Hillary Clinton,Nalbantyan'ı ikna etmek için tam saha pres uyguluyor. İsviçreli bakan Camly-Rey iki otel arasında mekik dokuyor. Davutoğlu ise Başbakan Erdoğan ve Cumhurbaşkanı Gül'le görüşüyor, heyetindeki diplomalatlarla istişarelerde bulunuyor.

İsviçreliler bizim heyetin bulunduğu salona bol miktarda çay,kahve ve meşrubat koydukları için onlardan içiliyor. Kek,pasta ve muz yeniliyor. Türk heyeti şakalaşıp,hikayeler anlatarak geçiriyor bu süreci. Aslında bu rahatlıkta Ermenistan tarafına verilen bir mesaj. Özgüveni ve büyük ülke olmanın psikolojisi yansıtılıyor.

Krizi Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu'nun önerisi çözüyor. İsviçreli bakana," O zaman konuşmalar yapılmasın" formülünü öneriyor Davutoğlu, Bayan Calmy-Rey, "Bu doğru bir yaklaşım"diyor ve otelden etekleri uçuşarak çıkıyor. Ancak Nalbantyan'a bunu kabul ettirmek kolay olmuyor. Karabağ ve Azerbaycan sürecinin bunun dışında olduğunu o zeminde deklare etme konusunda kesin talimat aldığı sonucu çıkarılıyor bu tavırdan. ABD ve İsviçre'den sonra Fransa ve Rusya'da bizim öneririmizi destekliyor.

Gerilimli saatlerin ardından iş eritilmiş İsviçre çikolatası yenilerek tatlıya bağlanıyor. Yemek neşeli geçiyor. Yemekten sonra Davutoğlu ile Nalbantyan bir görüşme yapıp, önümüzdeki dönemde atılacak adımları konuşuyorlar./yeni şafak