19 Mayıs ve 30 Ağustos tören düzenini eleştiren ve değişmesinde katkısı olan Gümrük ve Ticaret Bakanı Hayati Yazıcı, bu kez illerde başbakan ve bakan karşılama törenlerinin değişeceği sinyalini verdi. Yazıcı, dün Hürriyet’i ziyaretinde polis mangası eşliğinde, vali ve emniyet müdüründen başlayıp, şube müdürüne kadar dizilerek oluşturulan karşılamanın yeniden düzenlenmesi gerektiğini belirterek, şunları söyledi:.
- Bunlar tuhaf şeyler, niye dizilsinler? O karmaşada, o kadar adamın hangisi aklında kalır. Cumhurbaşkanı’na, Başbakan’a yapsınlar bunu ama diğerlerine ne gerek var? Dizi dizi bekliyorlar. Validen başlıyor, emniyet müdürü, şube müdürü ne kadar adam varsa diziliyor. Sonra geçiyorsun polis çakıyor selamı, ‘merhaba merhaba’ diyorsun. Nedir bu yani, ne gerek var? İl sınırlarında karşılamaların da olmaması lazım. Gidiyorsun bir sürü insan bekliyor, zaman kaybı, israf. Kazalar oluyor, Allah göstermesin. Partililer il merkezinde toplansınlar, biz orada sohbet edelim. Bunları arkadaşlara da söyledim.
- Tutuklu vekil sorunu çözümü, insanların tutuksuz yargılanmasıdır. Ama sorunu bugün görüyoruz, çünkü yargılanan insanlar daha popüler. Bu durumda olan çok insan var. Süreci hızlandırmak lazım. Cemil Bey Meclis Başkanı olarak, başkanlığını yaptığı Meclis üyelerinin hepsi orada olsun istiyor. Bu da çok doğal. Fotoğrafın bütününe bakınca başka bir sonuç çıkıyor. Bu insanların Meclis’e getirilmesi başlı başına bir projedir. Onların seçilmiş olmaları otomatikman tahliye edilmeleri sonucunu doğurmaz.
- Cemil Bey, iyi niyetli, özgürce, inisiyatif alıyor. Meclis’in eksik olmasından üzüntü duyarım, ama keşke Türkiye böyle bir sorun yaşanacak bir proje içine düşürülmeseydi. Bunların yargılandığı davada tutuklu herkesi bırakırlarsa ben alkışlarım. Ama bunlar vekil çıksın, bunlar kalsın ben bunu haksızlık olarak görürüm. Eşitlik kuralına aykırı görürüm. 8 yıl boyunca CHP, ‘dokunulmazlığı kaldıralım’ dedi. Şimdi gelmiş ‘Bunlar vekil, ayrıcalık yapalım’ diyor. Bu büyük bir çelişki. Bana göre yasama organı bu konularda geç kaldı, şu aşamada çözüm üretemez.
Başbakan’ın sesi gür, bağırmıyor
- (Başbakanın söyleminin sert olduğu eleştirileri) Haksızlık olarak görüyorum. Başbakan yumuşak bir yapıda. Benim sesim de o kadar gür çıksa isterdim. Bağırmıyor, sesi gür çıkıyor.
- Ben olaya şöyle bakıyorum. Bir Anayasa yapılıyor. parlamenter sistem, başkanlık, yarı başkanlık hepsi tartışılmalı. Kurumların birbirleriyle ilişkileri bakımından parlamenter demokrasiyiz ama Türkiye’deki şu anda anayasal düzenleme çerçevesinde baktığımız zaman parlamenter demokraside olduğumuzun çok ötesinde bir yapı var. Parlamenter demokrasilerde Cumhurbaşkanı makamı semboliktir. Ama bizde Cumhurbaşkanı’nın çok yetkileri var, ayrı statü kazandırılıyor. Bunların hepsinin irdelenmesi lazım. Ben bu konuda arafta duruyorum. Yarı başkanlık daha uygun gibi geliyor.