Bahçeli, parti genel merkezinde düzenlediği basın toplantısında gündemdeki konulara ilişkin değerlendirmelerde bulundu. MHP Genel Başkanı Bahçeli, 22 Haziran Cuma günü, keşif görevi amacıyla Malatya'dan havalanan askeri uçağın “düşürülmesinin” üzerinden 26 gün geçtiğini ve bu süre zarfında uçağın nasıl ve ne şekilde düştüğüyle ilgili beyanatlardaki kabarıklık ve kafa karışıklığının son derece dikkat çekici olduğuna işaret etti.

Olay ile ilgili “Suriye tarafından düşürüldüğü” ifadesinden, “Suriye tarafından düşürüldüğü iddia olunan” noktasına geldiğini belirten Bahçeli, yapılan her açıklamanın söz konusu elim uçak hadisesini aydınlatmaktan ziyade kafaların daha çok bulanmasını sağladığını ileri sürerük, “Senaryolar, komplo teorileri, sözde uzman müşahedeleri meseleyi içinden çıkılmaz bir hale sokmuştur” diye konuştu.

“Başından iyi idare ettiği krizin ortasında tökezledi”

ABD'nin ve Rusya'nın tüm detayları bildiğini ilan etmesinin, sanki saklanan ve öğrenilmesi istenilmeyen bazı şeylerin varlığına delil teşkil ettiğini iddia eden Bahçeli, “AKP hükümeti, başından iyi idare ettiği krizin ortasında tökezlemiş ve şaşkına dönmüştür” dedi. Bahçeli, şunları söyledi: “Biz bir uçağına bile sahip çıkamayan, hakkını arayamayan ve nelerin yaşandığını belirleyemeyen çadır devleti değiliz ve hiç de olmaya niyetimiz yoktur. Çok tehlikeli bir sınıra dayanan Suriye'yle ilişkiler konusunda da aklıselimin ve sağduyunun yörüngesinden ayrılmamak, başkalarının kışkırtmalarına gelmemek AKP'nin öncelikli hedefi olmalıdır.

Başbakan Erdoğan'ın bugünkü Rusya seyahati de bu eksende önemlidir. Türkiye'yi Suriye çıkmazına küresel güç merkezlerinin iştahı ve telkinleriyle getiren Başbakan'ın, Rusya'dan ne alacağı, ne duyacağı ve hangi mesajları götüreceği de kısa zaman içinde daha iyi anlaşılabilecektir.Bu itibarla Başbakan Erdoğan ve hükümeti, ezbere hareket etmekten kaçınmalı, yüksek perdeden konuşmayı bırakmalı ve önce Türk milletinin emniyetine ve varlığına halel getirmemelidir.”
Bahçeli, “Parti olarak, Suriye merkezi yönetimi ve muhalifler arasındaki mücadelenin tarafı olmaktan vazgeçmesi için AKP'ye çağrıda bulunuyor; piyon, taşeron ve figüran rollerinden sıyrılarak gerçek ve inandırıcı bir güç olmak için harekete geçmesini öneriyoruz” görüşünü dile getirdi.

“Bölücülük gittikçe derinlere kök salmakta ve cüret kazanmakta”

Geçtiğimiz hafta sonunda Diyarbakır'da meydana gelen olayları “isyan ve başkaldırı” olarak niteleyen Devlet Bahçeli, bunun “AKP'nin çatırdayan ve çökmeye yüz tutmuş politikalarının eseri” olduğunu ileri sürdü.

Bahçeli, şunları söyledi: “İmralı canisine özgürlük kampanyaları hükümetin müsamahakar tavrı altında sürdürülmektedir. Bu sürecin milletimize artan dozlarla kabul ettirilmesi, sıradan görülmesi ve kanıksanması için her çirkinlik sergilenmektedir.Nihayetinde AKP, BDP, PKK ve Zana arasındaki paslaşmalar buna dönüktür. Amaç bebek katili üzerindeki tecridin kaldırılması ve serbest kalmasıdır. Bu uğurda iş bölümü yapılmıştır. Aslında her şey belli ve nettir. Kimin neyi istediği ve kimin nerede durduğu açıktır.

PKK'nın meşrulaşması, teröristlerin affedilmesi ve terörün devlete üstünlük kurması için yoğun bir rekabet vardır. Bölücülük gittikçe derinlere kök salmakta ve cüret kazanmaktadır. Türkiye'nin çöküş ve yıkım sürecine tam olarak geçmesi konusunda bizim dışımızda bir mani hal de kalmamıştır.
Başbakan Erdoğan bölücü milletvekili Leyla Zana üzerinden sinsi niyetlerine kılıf aramaktadır. Türk milletinin kritik bir eşikte olduğunu görmekten aciz olan Başbakan'ın, Zana'ya 'mahalle baskısı var' diyerek arka çıkması aslında her şeyi tekrar vuzuha erdirmiştir. Bu bölücü zihniyete sahip ve destek çıkan Başbakan, Zana'nın fikirlerini ve hedeflerini de bir yönüyle onaylamakta ve kabul etmektedir.”
Bahçeli, “Küçük partileri yutarak Cumhurbaşkanlığı seçimine cephe kazan bu zihniyetin, bölücü halkayı da yanında tutmak için hazırlıklar yaptığı görülmektedir” dedi.

“Hafıza tazelemesine ihtiyacı var”

Devlet Bahçeli, “Yeni yargı düzenlemesi kapsamında KCK tutuklarının salıverilmesi ama milletin vekillerinin hala ve inatla içeride tutulması Başbakan Erdoğan'ın bu çerçevedeki kurnaz adımlarının sonucu olarak ele alınmalıdır” dedi. Bahçeli, sözlerini şöyle sürdürdü: “Bize akıl vermeye çalışan ve tutuklu milletvekillerinin hakkının çiğnenmesine önayak olan Başbakan Erdoğan, zannederim İstanbul milletvekilimiz Sayın Engin Alan'ın partimize katıldığında serbest ve özgür birisi olduğunu unutmuştur. Bunun için kendisinin hafıza tazelemesine ihtiyacı vardır.

Bir taraftan her gün şehitlerimiz bayrağa sarılı halde sonsuzluğa uğurlanırken, diğer taraftan bölücülerin siyasi hırs ve hesaplar nedeniyle el üstünde tutulması ayıp ve ahlaksızlıktır. Daha birkaç gün önce Şırnak'ta PKK'lı canilerin açtığı ateş sonucunda uzman çavuşlarımız Hasan Erzi ve Cevdet Özdemir şehit düşmüştür. Bu acı verici kayıplara katlanmak ve tahammül göstermek milli vicdanların yapabileceği bir şey değildir.”
KCK tutuklularının salıverilmesinden önce hükümetin bazı üyelerinin ağzından “yargıyı yönlendiren ifadelerin çıkmasını” talihsizlik olarak niteleyen Bahçeli, şunları kaydetti: “Terörist olmadığı yönünde kefaletler ileri sürülenler bir çırpıda serbest kalırken, Türk Silahlı Kuvvetleri'ne komuta etmiş kişiler terör örgütü kurmak ve yönetmek suçundan hala içeride tutulmaktadır. Bu yanlış ve siyasallaşan hukukun çırpınışlarıdır. Ve tabii olarak AKP engeline takılan adaletin hüsran verici sonucudur.”

“Menfaat ve rant çeteleri”

AKP iktidarı döneminde yolsuzlu, kayırmacılık, haksızlık ve usulsüzlük çemberi giderek genişlediğini ve her alana sirayet ettiği iddiasında bulunan Bahçeli, şunları söyledi: “AKP döneminde, yandaşların, menfaat ve rant çetelerinin her türlü imkan ve nimetlere alın teri dökmeden ve herhangi bir emek sarf etmeden ulaştıkları inkar edilemeyecek bir gerçek haline gelmiştir. Bu bağlamda sınav yolsuzlukları vuku bulmakta ve gerçekleşmektedir. En son yapılan KPSS sınavındaki şayialar ve şaibeler artık her şeyin kokuştuğunu tekrar gözler önüne sermiştir. ÖSYM adeta usulsüzlüğün ve haksızlığın ağırlık merkezi olmuştur. Yandaşların kurduğu sınav çeteleri, bölücü odakların çevirdikleri dolaplar KPSS rezaletinin adeta kısa hikayesidir.”

HAS Parti'ye Ak Parti'den yapılan davete ağır eleşiri

Devlet Bahçeli, “Başbakan Erdoğan'ın Rusya ziyaretinin ardından muhalefet partilerine bilgilendirme yapması yönünde bir talebiniz var mı” şeklindeki soruyu, “Bizim açımızdan bir bilgilendirmeye ihtiyacımız yoktur. Olayları çok yakından takip ediyoruz. Ama Sayın Başbakan son gelişmeler doğrultusunda tekrar muhalefeti bilgilendirerek Türkiye'nin nasıl bir tavır geliştireceği konusundan yeni bir stratejiye ihtiyaç duyuyorsa ona da katkı sağlamaya çalışırız” şeklinde cevapladı.

“HAS Parti Genel Başkanı Numan Kurtulmuş'a Ak Parti'den yapılan davet ardından, ülkücü tabana da bu yönde bir davet gelme ihtimalini nasıl değerlendirdiğinin sorusunu” Bahçeli, şöyle cevapladı:

“Son günlerde siyasi partilerin hedeflerine ulaşmaları noktasında geliştirecekleri büyüme stratejilerini yakından takip ediyoruz ama fazla da önemsemiyoruz. Ancak, siyasi hayatımızda turunçgiller familyası genişletiliyor. Malum turunçgiller içerisinde; turunç, limon, greyfurt ve portakal bulunmaktadır. Turunçgiller familyası kapsamı içerisinde kimlerin olmasını arzuluyorsa, Başbakan'ın daveti yerinde olacaktır diye düşünüyorum”