MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Hakkari'deki terör saldırısını değerlendirirken, ''Millet olarak acımız büyük, yüreğimiz buruk, terör illetine dayanma gücümüz tükenme aşamasına gelmiştir'' dedi.

Bahçeli, partisinin TBMM Grup Toplantısı'nda yaptığı konuşmada, Hakkari'nin Şemdinli ilçesi Dağlıca kesimindeki sınır birliklerine düzenlenen terör saldırısında 8 askerin şehit olduğunu anımsattı.

Şehitlere Allah'tan rahmet, ailelerine, silah arkadaşlarına, milletimize sabır ve başsağlığı, yaralılara da acil şifalar dileyen Bahçeli, ''Bölücü terör örgütünün kahpe ve kalleş saldırılarını şiddetle kınıyor ve var gücümle lanetliyorum. Millet olarak acımız büyük, yüreğimiz buruk, terör illetine dayanma gücümüz tükenme aşamasına gelmiştir. Bu son hunhar hadiseden sonra AKP Hükümet'i kararını ve tarafını belirlemeli, PKK terörünün kökünü kurutmak için devletin tüm imkanlarını harekete geçirmelidir'' diye konuştu.

 

''Artık müzakereci acizlik, Oslocu çürümüşlük son bulmalıdır'' ifadesini kullanan Bahçeli, şöyle devam etti:

''AKP Hükümet'i, Türk milletinin ve devletinin hayat haklarıyla, dokunulmaz ve ilişilmez değerleriyle oynamayı bırakmalı ve görevini layıkıyla yerine getirmelidir. Kandil Dağı'nın ve teröristlere lojistik imkan sağlayan bütün unsurların gecikmeksizin etkisizleştirilmesi için Türkiye Cumhuriyeti teyakkuza geçmeli ve iktidar bu süreçte gerekli her tedbirin alınmasına önayak olmalıdır.

Başbakan Erdoğan, bundan böyle yıkım yolundan çıkmalı ve ülkemizin kanlı bir bölünme sürecine doğru hızla ilerlediğini artık görmelidir. Meselenin küçümsenecek, ihmal edilecek ve hafife alınacak tarafı kalmamıştır.

Meclis'te temsil imkanı bulan siyasi bölücüler ise demokrasi ve barış sözleri altında terörü meşrulaştırmaktan bir an önce vazgeçmeli, ana muhalefet yapay sorunları terk etmeli ve AKP iktidarı ise yıkım projesinden kesinlikle caymalıdır.

Başbakan Erdoğan ve hükümetini bundan sonra siyasi şeref ve haysiyet mücadelesi beklemektedir.''

'DALTON KARDEŞLER'
''AKP, CHP, BDP üçlü sac ayağı arasındaki irtibat ve yakınlıklar üzerindeki karanlık noktaların da aydınlandığını'' öne süren Bahçeli, ''Artık bu şeytan üçgeninin 'sorun' diye gördüğü konuya Kandil fitnesi de olumlu anlamda müdahil olmuş ve aralarındaki bağlantı bütün hatlarıyla şekillenmiştir'' dedi.

''Ne kadar ilginç bir zamanlamadır ki bölücülükten sabıka yemiş bir kadın milletvekili Başbakan Erdoğan'ın sözde Kürt sorununu çözeceğine inandığını, buna dair umudunu ve inancını yitirmediğini söylemiştir'' diyen Bahçeli, ''bu şahsiyetin cezaevinden çıkarılmak için nasıl uğraşıldığını, AKP'nin uluslararası telkin ve bastırmalara nasıl boyun eğdiğini hiç unutmadıklarını'' söyledi.

''AKP ile BDP'nin aynı melun geminin mürettebatı, aynı karanlığın ürünleri olduklarının tam olarak gün yüzüne çıktığını, arkalarındaki filikaya yeni CHP'yi de alarak Türk milletini alacakaranlık kuşağa doğru aceleyle çektiklerini'' ileri süren Bahçeli, sözlerini şöyle sürdürdü:

''Anlaşıldığı kadarıyla bu üçlü arasında sinsice tezgahlanmış bir rol paylaşımı söz konusudur ve birbirlerine yönelik ithamları durumu ve günü kurtarmaya yönelik asılsız ve temelsiz sözler olarak görülmelidir.

Nitekim AKP'nin sulu gözlü Başbakan Yardımcısı'nın İmralı canisinin ev hapsine alınabileceğine dönük ifadesi, CHP Genel Başkanı'nın buna hemen destek verir mahiyetteki çıkışı, PKK ve BDP'nin izinden yürüdüklerini berrak bir biçimde gözler önüne sermiştir.

Başbakan Erdoğan, CHP'nin kurultay yaparak BDP ile birleşmesini önermesinin üzerinden de çok geçmemiştir. Asıl bundan sonra Başbakan Erdoğan'ın, bu iki partinin liderleriyle birlikte İmralı canisini de fiilen yanlarına alarak yeni bir 'Dalton Kardeşler' çetesini kurması kendisi açısından daha makbul ve yerinde olacaktır.''