Yıl 2017  bu haftaki yazımda  başbaşka bir konuyu ele almak istedim.

BAĞLANMAK  İSTEMEYEN ERKEKLER  ve  KADINLAR.

Terk edilmekten korkan bir kadın, bağlanmaktan korkan bir erkek... İkisi  de  duygusal  açıdan  arızalı... İkisi  de  birbiri için  özel   ama bağlanmaya inanmıyorlar. Arada bir birlikte oluyorlar, sevişiyorlar.

 

Sadece anı yaşayıp, keyif alıyorlar. Sonra, kendi hayatlarına dönüyorlar. Örnek mi?

2011  yılındaki  Justin Timberlake ile Mila Kunis'in çevirdikleri  filmleri “FRİENDS WİTH BENEFİTS" aradan 6 yıl  geçtiği halde  tam günümüz ilişkilerinin gerçeğini  anlatıyor, oturup izlemek  ve ders çıkartmak  gerek.

SIKILMADAN  İZLENECEK FİLM!

"Chick flick" yani sonu başından belli olan romantik komedilerden genelde sıkılırım. Ama Justin Timberlake'i Social Network' filimde beğendiğim için, belki de kış tembelliği, birde haftaya yazı konusu çıkar  diye  CD sini  aldım izledim  tek başıma kestane  ve patlatılmış mısır eşliğinde, sıkılmadan  sonuna  kadar izledim. Romantik komedi olmasına rağmen, karakterlerde bir gerçeklilik var. Filmde, Jamie ve Dylan ciddi  bir ilişkiye girmek istemedikleri için; Sadece arkadaş kalıp arada bir sevişmeye karar veriyorlar. Kimsenin kalbi kırılmasın, kimse ihmal  edildiğini düşünmesin diye duygusal yatırım yok, hesap sormak yok, niye geç geldin yok özgürlük var. Romantik komedilerden  bu yüzden sıkılıyorum belki de, her seferinde ile  kadınlara illa o umudu verirler. Bağlanmaktan korkan erkekler de bağlanabilir derler. Filmi seyrederken ve  bunları  düşünürken Arjantinli şair  JORGE  LUİS  Borges'in “Anlar” şiiri takılıyor dudaklarıma; sil baştan  yaşama şansım  olsaydı eğer, oturup  saymazdım eski yanlışlarımı, Kusursuz olmaya çalışmaz, Rahat Bırakırdım yüreğimi ve elbette, çok daha, coşku dolu  olurdu  sevdalarım. İçine az buçuk da  ciddiyet  katılmış, Bu denli titiz  olmazdım hiç, öyle  bir şansım olsaydı eğer. Devam  ediyor  ve filme  dönüyorum.

ask.jpg

Gerçek hayatta durum  daha  farklı tabii... Erkek “evlilik bana göre  değil” diye en başta dürüstçe  belirtse de, bazı kadınlar “Ben de  evlenmeyi düşünmüyorum” deyip, ilişkiye balıklama dalarlar, sonra istedikleri gibi  şekillendirmedikleri  erkeği suçlar.

 

DUYGUYU ve SEKSİ AYIRMA

 

Geçenlerde, George  Clooney tarzı  ilişkiler  yaşamayı terci eden bir arkadaşım, “Beraber olduğum kadınlar benim için özel insanlar. Her biri ile birlikte olmaktan keyif alıyorum. Yanlarında rahatım, önemli olan anı yaşamak....  Ama beklentiye girmeye  başladıklarında uzaklaşıyorum” dedi.  Ve Aydın Avcı  olarak  hayretler içinde kaldım.

Erkeklerin, duyguları  ile  i  ayırabilme özellikleri var. Kadınların ise “duygusal mesafe” ile yaşamaları zor. Hele ki hayatı henüz anlamamış beklentileri yüksek genç kadınlar.

Yakınlaşma arttıkça, bağımsızlık ile  bağlılık ikileminin arasında gelgitleri ile  mutsuz olurlar.

Bir süre  sonra “anı yaşamak” anlayışı rahatsız bir durum yaratıyor, içerikte  ve vardığı yerde.

Yaşam anlardan oluşur, sadece anlardan, şimdiyi yakalayın, sadece en iyi  yönlerini gördüğünüz, ışıklandırmanın, ortamın ve kimyanın  mükemmel olduğu anlarda berabersiniz... Yani sağlam  temeli olan bir gerçek değil  yaşadığınız. Bir balon içindesiniz.

Zevk alanlar için, o an  tadıp  tüketilir. Ötesi yoktur. Arada hep duygusal mesafe vardır. Birlikteliğini sindiremediği için  gelişemezsiniz. O yüzden ruh sağlığına  iyi gelmez, bir  etrafımıza  bakalım bazı kişileri tenzih  ediyorum, herkes hasta, bu   durumlar ne zamana kadar  sürer. Gerçek  aşkının “siz” olduğunu  anlayacağını ümit ederek, muallakta kalmış bir hayat  yaşamaya başlarsanız, gittikçe sahteleşirsiniz.

 

 

SONUÇ;  NASIL ANLARSINIZ?

 

O yüzden  bağlılık istemeyen erkekle  ilişkiye girmeden önce kadının kendi biyolojilerini ve duygusal yapılarını anlamaları, baştan  tercihini belirten erkeğe de inanmaları lazım. İlişki sadece onun şartları ile  ilerliyorsa, birlikte olmadığınız zamanlarda nasıl vakit geçirdiğini sizinle fazla  paylaşmıyorsa, beraberken sıcak ama uzaktayken duygusal mesafeyi hissettiriyorsa, sizinle beraber vakit  geçirmekten çok hoşlandığını söylediği halde, birlikte  olduğunuz zamanlar  kısıtlıysa, bağlanmak istemeyen bir erkek ile  berabersiniz!

Onu  suçlamayın. Ne  istediğini bir yetişkin olarak seçimini yapmıştır. Nedeni önemli değil; Siz ne yaparsanız  yapın  değişmeyecektir. Benim  gibi  iflah  olmaz bir  gezginden  gezi yazısı değil  Justin Timberlake ile Mila Kunis'in  filmi  bana  bu yazıyı  yazdırdı, umarım beğenmişsinizdir.

 

EİNSTEİN'İN SÖZÜ   İLE  YAZIMI  BİTİRMEK  İSTİYORUM.

Kadınlar erkeklerin değişeceğini ümit ederek birlikte oluyorlar. Erkekler ise kadınların değişmeyeceğini... Sonuçta her iki taraf da hayal kırıklığına uğruyor.

 

 

 

 

Aydınpost ANDROID'de TIKLA İNDİR!   Aydınpost APPSTORE'da TIKLA