Devlet Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış, hiç kimsenin Almanya'da yaşayan Türklerden kültürünü, dinini ve kökenini unutmasını isteyemeyeceğini belirterek, "Asimilasyona karşıyız, uyuma evet diyoruz" dedi.

Bakan Bağış, bugün Berlin'deki Intercontinental otelinde Alman Yeşiller Partisi Eşbaşkanı Cem Özdemir ile kahvaltıda bir araya geldi.

Bağış, daha sonra Türk gazeteciler için düzenlediği basın toplantısında, Almanya'nın Türkiye için önemli ve AB içinde bir lokomotif ülke olduğuna işaret ederek, ikili ilişkilerin ticari alanda da geliştirilmesi için büyük bir potansiyelin mevcut olduğunu söyledi.

Anayasa paketinin referandumda kabul edilmiş olması sebebiyle bu kez Berlin'e daha büyük bir özgüvenle geldiğini belirten Bağış, Anayasa paketine her türlü desteğin Türkiye'nin AB üyeliği yolunda atılmış bir adım olacağını, Türkiye'deki yüzde 11'lik büyümenin Avrupa'daki ortalama yüzde 1,5'luk ve Almanya'daki yüzde 3'lük büyümeden çok daha fazla olduğunu ve bu büyümenin 2020 yılına kadar sürmesinin beklendiğini ifade etti.

Almanya'da bazı şeylerin değişmekte olduğunu, Almanya Cumhurbaşkanı Christian Wulff'un bile kendi tezlerini savunmaya başladığını belirten Bağış, Türkiye'nin daha demokratik ve şeffaf bir ülke oldukça Almanya'nın tutumunun da değişmekte olduğunu gözlemlediklerini, uzun süredir Türkiye'ye önerilen "ayrıcalıklı ortaklıktan" da söz edilmediğini, bu ilişkinin iki ülke arasında zaten bulunduğunu, Türkiye'nin hedefinin tam üyelik olduğunu kaydetti.

Almanya ve diğer Avrupa ülkelerinden taleplerinin, terörizme karşı mücadelede kendilerine destek verilmesi, vize engelinin kaldırılması ve Kıbrıs konusunda Kuzey Kıbrıs ile doğrudan ticarete başlanılması olduğunu ifade eden Bağış, Avrupa Parlamentosunda oylanacak Doğrudan Ticaret Tüzüğünün kabul edilmesi durumunda Türkiye'nin, Güney Kıbrıs'tan gelen gemilerin Türk limanlarına yanaşması ve uçakların havaalanlarına inebilmesi konusunda vermiş olduğu vaadleri yerine getirebileceğini, AB üyelik müzakerelerindeki tıkanmanın önünü açabileceğini ve müzakere sürecini hızlandırabileceğini söyledi.

Bakan Bağış, bu akşam Almanya ve Türkiye arasında oynanacak futbol maçıyla ilgili olarak da dün yaptığı çağrısını tekrarlayarak, Türklerden, Türk bayrağının yanı sıra ellerine Alman ve AB bayrağı da alarak maça gitmelerini ve bir hoşgörü ortamı yaratarak önyargıların kırılmasına katkı sağlamalarını istedi.

-"ASİMİLASYON VE ENTEGRASYON ARASINDAKİ FARKI BİLMEYENLERE DERS VERELİM"

Bakan Bağış, gazetecilerin sorularını yanıtlarken de Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın Köln kentinde yaptığı konuşmasında, "Asimilasyon insanlık suçudur" şeklindeki sözlerinin Almanya'da uzun süre tartışıldığının hatırlatılması üzerine, Başbakan'ın konuşmasının çok doğru olduğunu, Erdoğan'ın Almanya Başbakanı Angela Merkel ile birlikte vatandaşlara hitap etmeyi önerdiğini, ancak Merkel'in buna katılamadığını, hiç kimsenin bir insandan, kültür ve geleneklerinden vazgeçmesini isteyemeyeceğini belirtti. Bağış, "Asimilasyon ve entegrasyon arasındaki farkı bilmeyenler varsa onlara bu konuda ders verelim" dedi.

Yurt dışında yaşayan vatandaşların oy kullanmasıyla ilgili bir soru üzerine de Bağış, Türkiye'de yapılan yasal değişiklikle bunun önünü açtıklarını, ancak Alman makamlarının ülkede bir seçim havası yaşanmasını istemediğini, bu konudaki görüşmelerin sürdüğünü söyledi.

Almanya Cumhurbaşkanı Christian Wulff'un ülkede yaşayan Müslümanları desteklediğinin ve 18-22 Ekim tarihleri arasında yapacağı Türkiye'yi ziyaretinin hatırlatılması üzerine de Bağış, "Bu ziyaret önceki Cumhurbaşkanı tarafından planlanmış bir ziyaretti. Bu ziyareti gerçekleştirme konusunda ortaya koyduğu kararlılık nedeniyle Sayın Cumhurbaşkanı bizim takdirimizi kazanmıştır" dedi.

Almanya'da yaşayan insanları birbirine düşürmeye çalışanlara en net cevabı Wulff'un verdiğini ifade eden Bağış, "Almanya'nın tüm renklerinin Almanya için bir zenginlik olduğunu vurguladı. Şimdi eminim Türkiye'ye geldiğinde büyük bir coşkuyla karşılanacaktır, çünkü bizim en çok vatandaşımızın ve soydaşımızın yaşadığı bir ülkenin cumhurbaşkanı. Bizim geleneklerimizde zaten misafirperverlik, konukseverlik vardır, bu kadar içten bir tutum sergileyen bir devlet adamına hak ettiği bir karşılama yapılacaktır. Bundan kimsenin şüphesi olmasın" diye konuştu.

Wulff'un ziyareti sırasında İstanbul'da Türk-Alman Üniversitesi'nin temelinin atılacağını ve ekonomik ilişkilerin kapsamlı olarak ele alınacağını kaydeden Bağış, Merkel'in Türkiye'ye yaptığı ziyaret sırasında ülkedeki dinamizmi yerinde görme imkanı bulduğunu, Wulff'un olumlu izlenimlerinin de güçleneceğini ve Kasım ayı sonunda Türkiye'ye gidecek olan Fransa Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy'nin de ziyaretinden etkileneceğine inandığını, Türkiye'yi ziyaret eden yabancı turistlerin çok büyük bir bölümünün de ülkeden Türkiye dostu olarak ayrıldığını söyledi.

Bağış, "Başbakan Erdoğan'ın, AB ülkelerinin Türkiye'yi oyalamamasını istemesinin Merkel'e bir mesaj olarak görülüp görülemeyeceğinin" sorulması üzerine de Başbakan Erdoğan'ın haklı olduğunu, ancak bu mesajdan tek ders çıkarması gereken kişinin Merkel değil, tüm AB ülkeleri ve kamuoyu olması gerektiğini ifade etti.

Bağış, Avrupa'da enerji krizi olduğunu, Avrupa'nın ihtiyaç duyduğu enerji kaynaklarının yüzde 70'inin ise Türkiye'nin çevresinde bulunduğunu, bu durumda enerji faslının açılamamasının rahatsızlık yarattığını kaydetti.

Türkiye'nin sabrının nereye kadar olduğunun sorulması üzerine Bağış, "Türkiye'nin ne kadar sabrı olduğunu onlar da iyi biliyorlar. AB'ye yaptığımız ilk başvurudan ancak 45 yıl sonra müzakerelere başlamak için tarih almış bir milletiz, 45 yıl boyunca da bize havlu attırmaya çalışan çok sayıda siyasetçi geldi, gitti. Ama Türkiye olarak atmadık. Türkiye'nin içinde de darbe yaparak bu süreci tümüyle koparmak isteyenler oldu. AB'nin yolu Diyarbakır'dan geçer diyerek hedefi saptıranlar oldu. Onlar ortak, biz pazar oluruz kaygısıyla bu süreci tümüyle öteleyenler oldu. Ama millet olarak biz bu sevdadan vazgeçmedik" dedi.

Türkiye'nin en büyük, en ağırlıklı ve AB fonlarından en fazla faydalanan ülke olacağı gerekçesiyle bu süreci geciktirmeye çalışanların olabileceğini belirten Bağış, "Ancak bizim sabrımızın taşması, bu süreci kesip atmamız başkalarının ekmeğine yağ sürmek olur. Biz bunlara gerekli cevabı vereceğiz. Ama Türkiye'nin çıkarlarını da koruyacağız. Biz bunları AB istediği için değil, halkımız için yapıyoruz" şeklinde konuştu.

Telefonunun dinlenmesinden endişe duyup duymadığının sorulması üzerine de Bağış, bu konuda bir endişesi olmadığını, ancak endişesi olanların endişelerini gidermek amacıyla Ulaştırma Bakanlığının yoğun bir çalışma içinde olduğunu söyledi.

Başbakan Erdoğan'ın Almanya'da Türk liseleri açılması çağrısının hatırlatılması üzerine de Bağış, bununla kast edilenin sadece Türkçe eğitim veren bir lise olmadığını, bu liselerin Türkiye'de olduğu gibi hem Türkçe, hem de Almanca eğitim vermesi gerektiğini belirtti.

Basın toplantısında Türkiye'nin Berlin Büyükelçisi Ahmet Acet ve AB Genel Sekreteri Büyükelçi Volkan Bozkır da hazır bulundu.

A.A.