Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, İran 'a nükleer faaliyetlerde şeffaf ve uluslararası kurumlarla uyumlu olmayı önerdi. Bölgede nükleer silahlanmaya her daim karşı olduklarını belirten Babacan, sorunların diplomatik yollarla aşılması gerektiğini vurguladı.

Aspen Instute İtalya organizasyonu ile yapılan 2. Aspen Boğaziçi Diyalogu başladı. 'Avrupa ve Akdeniz Ekonomisi ve Politikası Karşısında Çifte Geçiş Dönemi' başlıklı etkinliğe İtalya Dışişleri Bakanlığı, Sabancı Üniversitesi ve Koç Üniversitesi de destek veriyor. 2-3 Mart tarihlerini içeren Aspen Boğaziçi Diyalogu'nu basın toplantısı ile değerlendiren Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, toplantılarda hem Avrupa ekonomilerinin hem Akdeniz ülkelerinin siyasi sorunlarının ele alınacağını aktardı.

Avrupa'nın ekonomi adına önemli günlerden geçtiğine işaret eden Babacan, "Kıtada şu an reformlar yapılıyor, ortak para birimi için mali anlaşma yapıldı. Yunanistan ile ilgili hayati kararlar alındı. Avrupa Merkez Bankası'nın yürekli ve güzel kararları söz konusu. Yine İtalya ve İspanya'da yerinde adımlar atılıyor. Borçlanma ve riskler gerileme elde etti. Gelinen aşamada Avrupa için İşgücü reformları, sosyal reformlar mühim olacak." ifadelerini kullandı.
Babacan, Kuzey Afrika ve Ortadoğu ülkelerinde siyasi dönüşümlerin barışçıl bir biçimde tamamlanması temennisinde bulundu. Babacan, "Bu anlamda Tunus önde giden bir örnek. Libya'da gelişmeler başta kaygı vericiydi, sonrası iyi oldu. Mısır'da ise daha uzun zaman alacak bir süreç söz konusu. Suriye'de de durumun bir an evvel iyileşmesi önemlidir." yorumunu yaptı.

Toplantıda gazetecilerin sorularını da cevaplayan Başbakan Yardımcısı, İran 'ın nükleer faaliyetlerinden kaynaklanan siyasi gerilime dair önemli açıklamalarda bulundu. " İran kaynaklı gerilimden dolayı ekonomik kaygılarınız var mı, İsrai'lin İran 'a saldırısının bölgeye etkisi olabilir mi?" sorusuna Ali Babacan, şu karşılığı verdi:

" İran 'ın nükleer programı tüm dünya için önemli bir gündem maddesi. Söz konusu ülke ile ilgili problemlerin diplomasi ile aşılması önemli. Bunun dışında kalan sonuçlar, dünya için olumsuz olacaktır. Burada sonuna kadar diplomasi devam ettirilmelidir. İran da daha şeffaf olup, uluslararası kurumlarla daha uyumlu olmalıdır. Türkiye olarak biz, bölgemize nükleer silahlanma istemiyoruz. Son tahlilde İran ile olan diplomasi trafiği devam etmeli, samimi olarak, realist olarak diplomatik çarelere odaklanılmalıdır. Öte yandan İran ile ilgili konu ekonomi adına sorunlar getirebilir, ama kimse bundan fayda elde etmeyecektir. Biz, mutlaka diplomasi, diplomasi, diplomasi diyoruz."

"Türkiye Birleşmiş Milletler üyesi olup kararlarına bağlıdır. Bu anlamda birliğin İran yaptırımlarına nasıl bakar? Suudi Arabistan'ın petrol alımında İran 'a karşı bir müeyyide kararı olacak, sizin de böyle bir karar almanız, tüketimi kısmanız söz konusu olabilir mi?" sorusunu ise Babacan, "TÜPRAŞ, değişik alternatifleri değerlendiriyor. İran dışında alternatiflere yönelinir mi, burada soru işaretleri var. TÜPRAŞ, bu anlamda hem Amerikan muhatapları ile hem de diğer ülkeler ile temas halinde. Yani Türkiye olarak başka ülkelerin tek başına aldığı kararlar bizim için bağlayıcı değildir." diye cevapladı.

"STANDART AND POOR'S'UN TÜRKİYE İLE İLGİLİ GÖRÜŞLERİ TEK TARAFLI"
Standart And Poor's'un Türkiye ile ilgili yorumları da sorulan Babacan, "Kredi derecelendirme kuruluşunun görüşleri dış ticaret açığı ile ilgili ve tek taraflıdır." dedi. Gazetecilerin, "Avrupa'da görece toparlanma var. Bu anlamda Türkiye'nin büyümesi adına öngörüleriniz değişecek mi? sorusu üzerine ies şunları kaydetti:
"2012'nin ilk iki ayını tamamladık. Burada olumlu adımlar gördük, iyi kararlar gördük. Ancak bu yapılanların bir başlangıç olduğunu belirtmeliyim. Avrupa Merkez Bankası doğru politikalar uygulayıp iktidarlara pencere açıyor. Bundan sonra gerekli olan iktidarların gerekli adımları atmasıdır. Yani, mali bütçelerini dengelemeleri, bankalarının mali yapılarını güçlendirmeleridir. Avrupa Merkez Bankası ve FED'in kararları siyasi otoritelere nefes aldırmıştır. Fakat ilelebet merkez bankalarının attığı adımlarla toparlanma söz konusu olmayacaktır. Bunların yaptığı piyasaya likidite sürmektir. Türkiye ile ilgili tahminlerde değişiklik söz konusu değil. Hükümet olarak resmi tahminde değişiklik yok, olursa bunu açıklayacağız. Kalpten geçen tahminler vardır ama hükümetin tahminleri halen aynı."

AVRUPA KOMİSYONU'NDAN TÜRKİYE EKONOMİSİNE ÖVGÜ
Avrupa Komisyonu Rekabetten Sorumlu Komiseri Joaquin Almunia da basın toplantısında yaptığı konuşmada Avrupa'nın sorunlarını içine kapanarak aşamayacağını ifade etti. Avrupa Birliği sınırlarının ötesine odaklanılması tavsiyesinde bulunan Almunia, bu anlamda Türkiye ile bağların değerli olduğuna temas etti. Türkiye'nin ekonomisinin büyük ivme kazanıp başarılı olduğunu da sözlerine ekledi.