Ekonomi yönetiminde beklenen oldu. Ali Babacan Ve Mehmet Şimşek görevlerinde kaldı.

Vatan Gazetesi yazarı Ali Ağaoğlu, Babacan ve Şimşek'in nasıl yol izleyeceğine dair yazı yazdı. İşte o yazı:

Babacan ve Şimşek’in yerlerini korumasıyla piyasalar istediğini aldı. Ekonomideki öncelik BIST’te işlemleri durdurulan Bank Asya ile zamlar konusunda nasıl bir yol izleneceği olmalı.

Geçtiğimiz hafta iç politika adına bir taraftan çok hareketli, diğer yandan da belirsizliklerin hızla azaldığı bir hafta oldu. Yeni Başbakan Davutoğlu, görevi alır almaz, daha önceden “çalışılmış” olan listesini Cuma günü açıkladı ve ekonominin daha fazla zaman kaybetmeden önüne bakmasını sağladı!

Kabineye sadece 4 yeni ismin girmesi eski kabinenin devamı olarak algılansa da yeni isimler ve ayrılanlar bazında bakıldığında temel bazı değişikliklerin olacağı görülüyor. Özellikle de “barış sürecinin” nasıl ilerleyeceği önem kazanmış durumda. Türkiye’nin geleceğini şekillendirecek bu sürecin nasıl yürütüleceği özellikle IŞİD karşısında Kürtlerin hamlelerinden sonra çok daha fazla önem kazanmış durumda.

Babacan ne kadar etkili olur?

Ekonomi yönetiminde Ali Babacan ve Mehmet Şimşek’in görevlerine devam ediyor olmaları piyasaların istediği ve adeta “bastırdığı” bir konuydu. Piyasalar bir anlamda istediklerini aldılar almasına ancak Numan Kurtulmuş ve “Birinci öncelik büyüme ve istihdam, enflasyon değil” diyen Nihat Zeybekci ikilisinin ‘ayrı tellerden’  çalması durumunda piyasaların ne tepki vereceğini tahmin etmek zor değil. Bir de buna Cumhurbaşkanlığı ekonomi başdanışmanı ile hükmet üyelerinin felsefik farklarını da göz önüne aldığımızda Babacan-Şimşek ikilisinin hükümetin rotasına ne kadar etkili olacakları önemli ve en azından kendi adıma bunu çok merak ediyorum.

Hükümet programı bugün TBMM’de okunacak, 4 Eylül’de üzerinde görüşmeler yapılacak ve takvime göre de 6 Eylül’de güven oylaması yapılacak. Aynı gün CHP Olağanüstü Kurultayı’nın da olması sebebiyle oylama 8 Eylül’e ertelenebilir. Hangi gün yapılırsa yapılsın kimse güvenoyu konusunda bir sorun olmasını beklemiyor, önemli olan hükümet programında ekonomi, eğitim ve geleceğimiz için neler olacağı.  Hükümetin kurulması sonrasında ilk icraatı ne olacak bilemiyorum, önlerinde birçok problem var. Ancak onların arasından ekonomi açısından bir tanesi hem öncelik arz ediyor hem de seçilecek çözüm yolu ülkenin geleceği açısından da hayatı! Bank Asya’dan bahsediyorum. Neredeyse üç haftayı aşkın süredir bankanın BIST’teki işlemleri durdurulmuş durumda. Arada başdanışman-bakan çatışması yaşandı. Öncesinde “politik  sebeplerle” BDDK denetim ve gözetimindeki bir finans kurumu zor duruma düştü. Bu konuda hükümetin alacağı karar her ne olursa olsun gelecek için çok önemli ipuçları verecek. “Paralel mücadelesi” kapsamında bankanın TMSF’ye devredilmesi durumunda; gerek halka açık, gerekse de kapalı kısmıyla hissedarların önemli bir kayba uğramasının uluslararası yatırımcılara vereceği mesaj farklı olacaktır. Diğer yandan bankanın bugünkü koşulların oluşmasında politikacıların “etkileri” göz önüne alınarak “barışçıl” bir çözüm; mesela ortak bulacak zaman verilmesi; yoluna gidilecek olursa verilecek mesaj farklı olacaktır. Verilecek karar politik “çatışma” boyutundan çok, uluslararası yatırımcı “algısı” açısından önemli. Babacan-Şimşek ikilisiyle “uluslararası algı” göz önüne alınırken; bu konudaki kararın ne olacağı bir anlamda ekonomi konusunda yeni hükümetin ilk önemli icraatı olacak. 

Ekonomi açısından önemli ikinci karar da “zamlar” konusunda ne gibi bir yol izleneceği. Yerel seçimlerdi, Cumhurbaşkanlığı seçimi derken ertelenmiş olan kamu zamlarının yapılıp yapılmayacağından çok, ne zaman yapılacağı önemli olacak. Enerji Bakanı “Eylül ayında doğal gaza zam yok!” müjdesi vermiş. Eylül ayı “pas geçilecekse” Ekim ayından korkmak gerek.