Aynı sahnede önce samba yapan dansçılar onların ardından ise semazenler çıktı. Büyük eleştiri olan bu olayla ilgili Selçuk Üniversitesi Mevlana Araştırma ve Uygulama Merkezi Müdürü de bir açıklama yaptı.

Selçuk Üniversitesi Mevlana Araştırma ve Uygulama Merkezi (SÜMAM) Müdürü Yrd. Doç. Dr. Nuri Şimşekler, Antalya'nın Kemer ilçesindeki festivalde yapılan dans gösterisinde, samba gösterisinin ardından sema gösterisi sunulmasıyla ilgili olarak, 'Etkinliği düzenleyenden çok orada sema yapan kişileri kınıyoruz' dedi.

Şimşekler, yaptığı açıklamada, 2003 yılında Birleşmiş Milletler Eğitim, Bilim ve Kültür Kurumu'nun (UNESCO), Fransa'nın başkenti Paris'te yaptığı 32'nci konferansında, 'Somut Olmayan Dünya Kültürel Miras Sözleşmesi'ni imzaladığını anımsattı.

Bu sözleşme çerçevesinde, 2005 yılında sema ve Mevlevi müziğinin de baş yapıt olarak bu kapsama alındığını belirten Nuri Şimşekler, 'Türkiye de 19 Ocak 2006'da 5448 sayılı Kanun ile bunu onayladı. Bu çerçevede, Kültür ve Turizm Bakanı Sayın Ertuğrul Günay, 22 Eylül 2008'de, (Mevlevilik ve Sema Törenleri) hakkında 4 maddelik bir genelge yayımladı' diye konuştu.

'SAMBACILARDAN FARKLARI YOK'

Genel anlamda semanın her yerde yapılmaması ve ehil kişiler tarafından gerçekleştirilmesi konusunda tüm Valiliklere ve belediyelere söz konusu genelgenin gönderildiğini ifade eden Yrd. Doç. Dr. Şimşekler, şunları kaydetti:


'Bu genelgenin birinci maddesine göre, izleyicinin (Sema töreni izlemekten başka bir amaçla bulunduğu, yapılacak programı dikkatle izleyip algılayamayacağı ortamlarda sema yapmak, bu kültürün doğasına ve özgün niteliklerine uygun değildir) maddesine binaen, Antalya'nın Kemer ilçesinde 6. Altın Nar Kültür ve Sanat Festivali adı altında yapılan etkinlikte, semanın da icra edilmesi, bu genelgeye aykırıdır. Mevlana Araştırma ve Uygulama Merkezi olarak, etkinliği düzenleyenden çok orada sema yapan kişileri kınıyoruz. Çünkü, gerçek sema eğitimi almış semazenler, nerede ve hangi şartlarda sema yapılacağını bilmek zorundadırlar. Sema bir folklor ve dans olmadığı için bu tür yerlerde sema yapan ya da dönen kişilerin sambacılardan da bir farkı yoktur. Samba ve semayı bir görenlerin, kültürel birikiminden de şüphe etmek gerekir. Bu çerçevede, biz Mevlana'nın sadece sema ile anılmasından ve semanın da uygun olmayan bu tarz etkinlikler çerçevesinde kullanılmasından artık bıktık.'

SEMADAN ÇOK ANLATTIĞI ŞEY ÖNEMLİ

UNESCO'nun 'Somut Olmayan Dünya Kültürel Miras Sözleşmesi'nin 11, 13 ve 14'üncü maddelerinin bazı fıkralarına göre, semanın korunması, özgün ve geleneksel olarak yaşatılması konusunda yetkinin Kültür ve Turizm Bakanlığı'nda olduğunu kaydeden Şimşekler, 'Mevlana'yı sadece semaya hapsetmek, okyanus ortada dururken bir bardak suyla yetinmek gibidir. Mevlana sadece semadan ibaret değildir. Günümüzde yapılan semadaki amaç, bu eşsiz görsellikten yaralanarak, günümüz insanına Mevlana'nın fikirleri ve öğretilerinin anımsatılması olabilir' şeklinde konuştu.

MÜLKİ AMİRLER VE YEREL YÖNETİCİLER DAHA DİKKATLİ OLMALI

Konya Büyükşehir Belediye Başkanı Tahir Akyürek ise sema ayininin bir insanlık mirası olduğunu ve Birleşmiş Milletler tarafından korunma altına alınan kültürel bir varlık olduğunu söyledi.

'Somut Olmayan Dünya Kültürel Miras Sözleşmesi' listesinin en başında semanın yer aldığını hatırlatan Akyürek, 'Bunun anlamı şudur; Semanın tarihteki kurallarıyla ve konumuna uygun olarak, şartlarına uygun şekilde yapılması gerekir. Sema ayinin şartlarına uygun olmayan ortamlarda, şekillerde ve kişilerce yapılmasını yanlış buluyoruz' ifadelerini kullandı.

Tahir Akyürek, bu konuda Kültür ve Turizm Bakanlığının yayımladığı genelgenin tüm Türkiye'de hassasiyetle uygulanmasının takip edilmesi gerektiğini vurgulayarak, mülki amirlerin ve yerel yöneticilerin bu konuda dikkatli olmaları ve bu insanlık mirasının korunmasına özel önem göstermeleri gerektiğini sözlerine ekledi. yenişafak