Kimleri gördük şimdiye kadar

Aydın sevdalısını

Aydın aşığını, yanıp tutuşanı, hizmetkârını, vaz geçemeyen, bir türlü buradan kopamayanı.

Neymiş efendim

Ovalarından akan başka, dağlarından akan başkaymış.

Ben 2006 yılının Şubat ayında Aydın’a geldim. Bugün geriye dönüp baktığımda sanırım o günler daha iyiydi. Bu arada kendimi herhangi bir Aydın vatandaşından daha fazla Aydın milliyetçisi sayarım ve bunu da her yerde söylerim. Sebebi de ekmeğimi geçmişte olduğu gibi bugünde hala Aydın sayesinde kazanıyor olmamdır.

Aydın da gün geçtikçe şikâyetler artıyor.

Amacım o veya bu siyasetçiye sataşmak ya da birilerine taş atmak değil. Gerçek anlamda sorunun teşhisi ve çözümü noktasında bir şeyler söylemek.

Aydın’ın bence sevdalıya falan ihtiyacı yok. Neden mi?

Çünkü Aydın’a sevdalı olanların, sevdalı olmaya meyli onları çok çabuk diğer sevdalara atıverdi de ondan.

Bakın Aydın eğitim sıralamasında kaçıncı sıraya düşmüş…

10 yıl önce Aydın’daki eğitim her yerde örnek gösterilirken bugün ne halde?

Daha geçen sene Nobel Ödülü alan Profesör İzmir’in incirini özledim demedi mi, milyonlarca kişinin önünde?

Bırakın dünyayı, Türkiye’nin herhangi bir yerinde bir hediyelik eşya dükkânına girdiğinizde Aydın’ı size hatırlatan, Aydın izlerini taşıyan bir şey gördünüz mü hiç?

Ankara hariç (özellikle TBMM ve bürokratik makamlar). Çünkü oralara gittiğiniz zaman Aydın’da yemediğiniz kadar incir ikram edilir. Hem de siz bile şaşırırsınız bu incir Aydın da yapılıyor dediklerinde.

Bunun gibi Aydınla ilgili söyleyebilecek o kadar çok şikayet ve söz var ki…

Bence önce şuradan başlamalı;

Hani meşhur bir söz daha var ya “İki Denizlili bir araya gelirse iş düşünürmüş, iki Aydınlı bir araya gelince nereye gidelim eğlenmeye” dermiş. Aydın da birisi önce buradan başlamalı söze

Bunu söyleyen kişiye bi dakka hemşerim demeli önce.

Hiçte mevzu öyle değil.

İşte Aydın’ı sahiplenme buradan başlamalı ona söylenen eleştirilere somut ve elle tutulan cevaplar vererek.

Sabahları duyduğunuz yumurta kokusu mesela, kaç köşe yazarı, kaç bilirkişi, kaç gazeteci bu konuyla ilgili yazdı çizdi. Ne hatayı sahiplenen ne de öyle değil durun bakalım diyen biri çıktı mı?

Trafik her geçen gün içinden çıkılmaz bir hal alıyor. Kentsel dönüşüm sayesinde dönüştük ve daha dar sokaklar, daha fazla yaşam alanı, daha fazla nüfus aynı sokağa sıkıştırıldı. Şimdi arabalar üst üste park etmeye çalışıyor. Kimse dedi mi bu nedir?

Gazeteci bir yazı yazıyor hurra üstüne çullanıyorlar. Vay sen misin bunu söyleyen. Gazetecinin evinin suyu kesiliyor falan filan yaptırımlar. Sizce bu doğru mu?

Geçen sene doğru dürüst kestane yiyen var mı?

Ya da has ürünümüz incir tüketim oranı Aydında kişi başı kaç gramdır acaba merak eden var mı?

Su faturalarına bakıyor musunuz? Aynı tüketim miktarına farklı meblağ ödeyen halk, sadece sosyal medyada fatura fotoğrafı yayınlayarak derdini anlatmaya çalışıyor. Arkadaş bu sorunu gelin çözelim diyen duydunuz mu?

Dünyaca ünlü Kuşadası’nda toprak yollarda araba sürmeye kalkan tatilciler, dakikalarca kırmızı ışıkta bekleyen arabalar ve bir türlü bitmeyen yollar. Yazlık hevesle alınıp bırakılıp gitmiş sokak hayvanları, sahil boyu işportacıları,

Sürekli değişen idareciler, bir resmi daireye gidiyorsunuz işiniz ne kadar çabuk görülüyor değil mi?

İş yapmaya kalktığınızda, herhangi bir girişimde bulunduğunuzda ne kadar önünüz açık ve ne kadar adil rekabetçi ortamda işinizi yürütebiliyorsunuz. Yoksa köşe başları birileri tarafından tutulmuş mu?

Efendim bunlar her ilde yaşanıyor ve her yerde olabilen sorunlar mı diyorsunuz?

Ya da ben işimi bir şekilde hallediyorum sen de hallet yoksa bana ne mi?

Ben şunu diyorum; evet sorun vardır fakat hiçbiri çözülemez değildir ve biz burada yaşıyoruz. Dolayısı ile yaşadığımız yeri hem kendimiz hem de geleceğimiz için güzelleştirmek ve geliştirmek zorundayız.

Sadece bize bunları sahiplenecek, geleceğini, koltuğunu düşünmeden sadece işini yapacak birileri ya da birisi lazım. Artık şapkamızı önümüze koyalım ve harekete geçmek için plan yapalım.

Bize çok iyi adam, halis muhlis kişi, babacan, kabadayı, Aydın aşığı, sevdalısı lazım değil. Bize Aydınlıyı da düşünen ve geleceğe yönelik vizyona sahip gelişimci kişiler lazım.

Yoksa sahipsiz bir şekilde yakınmaya şikayet etmeye devam ederiz.

Seçim sizin…