Söke İlçemizin Güllübahçe mahallesinde bulunan antik kenttir. M.Ö. 1200’de kurulmuştur. İlk kuruluş yeri Dilek (Mykale) Dağı’nın etekleridir. 12 gelişmiş İyon kentinden birisidir. Tarım ve deniz ticareti ile döneminin en gelişmiş yerleşimlerinden birisi olmuştur.

M.Ö. 494 yılında İyon Birliği ile Persler arasında yapılan savaşa gemileriyle katılmış, savaşın yenilgiyle sonuçlanması ile Milet ile birlikte yakılıp yıkılmıştır. Savaştan 50 yıl sonra bugün bulunduğu alanda tekrar inşa edilmiştir. Konumu çok akıllıca seçilmiştir. Yeni kent 80 eşit parçaya ayrılmış ve bütün yollar birbirini dik açılarla kesmiştir. Eğimli yamaçlardaki yollar merdiven şeklinde dizayn edilmiştir. Miletli Hippodamos’un ızgara planına göre inşa edilen kent arkeoloji dünyasında döneminin en güzel kentleri arasında gösterilmektedir. Bu özelliği ile bilinen ilk planlı şehir sisteminin öncüsüdür.

Dilek Dağı eteklerinde bulunan Priene’ye çıkıp etrafınıza baktığınızda eşsiz bir manzara ile karşılaşırsınız. Gözlerinizi kapayıp 3 bin yıl önceye giderseniz manzaranın daha da mükemmel olduğunu görebilmeniz mümkün olacaktır. Eskiden iki limana sahip olan kent deniz ticaretinin en önemli noktalarından birisidir. Özellikle ticarete konu olan yağ, şarap, buğday gibi ürünlerin Söke Ovası’nda bol miktarda üretilmesi limanı daha değerli kılmaktaydı.

Konum itibarıyla eşsiz özelliklere sahip olması güvenlik açısından da Priene’ye önemli artılar katmıştır. Arkasında bulunan sert yamaçlı Dilek Dağı (Mykale) ile mükemmel örülmüş bulunan surlar burada yaşayan halkın güvenliğini sağlamıştır.

Priene Antik Kenti’nin en önemli yapılarından biri Athena Polias Tapınağı‘dır. Tapınağın mimarı, dünyanın 7 harikasından biri olan ve Bodrum’da yer alan Halikarnas Mozolesi‘nin mimarı Mimar Pythius’tur. Tapınak konumu itibariyle şehrin en güzel noktasındadır. Birçok tapınakta olduğu gibi Athena Tapınağı‘nın içinde de Tanrıça Athena‘nın heykeli bulunurdu. Tapınağın dışı ise bir sunak alanı olarak kullanılıyordu. Sunağın bazı parçaları İstanbul Arkeoloji Müzesi’nde yer almaktadır. Priene Antik Kenti’nin zirvesinde ayakta kalmış 5 sütunun bulunduğu yer o günkü Athena Tapınağı’nın bulunduğu yerdir.

Antik kentin 6500 kişilik yarım daire şeklindeki tiyatrosu ise MÖ 3. yüzyıla tarihlenmiştir. Yamaçtaki doğal bir vadi üzerine inşa edilen tiyatronun birinci oturma sırası, kentin ileri gelenleri için ayrılan özel mermer koltuklardan oluşur. 640 kişilik Bouleuterion, yani Divan Meclisi, yargı kararlarının verildiği yapı olarak kullanılırdı. Üç tarafı oturma sırasıyla çevrili olan yapının üstü ahşap bir çatı ile kapatılıyordu. Agora, Zeus Tapınağı, Demeter Tapınağı ve konutlar, antik kentin görülmesi gereken diğer yapıları arasında yer almaktadır.

Naucloshos isimli Liman Priene Antik Kenti’nin gelişmesinde büyük rol oynasa da Büyük Menderes Nehri‘nin alüvyonları ile dolarak Büyük Menderes Ovası‘nda kaybolmuştur. Priene Limanının kaybolmasıyla kent Bizans Dönemi’nde önemini yitirir ve M.S. 2. yüzyılda tamamen terk edilir. Kent Bizans döneminde Piskoposluk merkezi olmuştur. Klise, Roma Hamamı, su kemerleri gibi kalıntılar bu döneme aittir.

Priene’yi gezerken antik çağın en önemli yedi bilgesinden biri olan Bias’ın burada yaşadığı unutulmamalı, dini bir merkez olan Güzelçamlı Mahallesi’ndeki Panionion’un da buraya bağlı olmasının verdiği mistik hava hissedilmelidir. Günümüzde de sahip olduğu eşsiz doğa manzarası, eteklerine kurulu olduğu muhteşem Dilek Dağı (Mykale), çam ağaçları ve coğrafyası ile insanı büyülemektedir. İyi bir tanıtım atağı ile Aydın turizminin en önemli noktalarından birisi olabilecek potansiyele sahiptir. Elbette çalışmak ve inanmak şartı ile.

Yanılmamak için erken konuşmaktan nefret edin; ardından pişmanlık gelir. (Bias)

 

 

 

Aydınpost ANDROID'de TIKLA İNDİR!   Aydınpost APPSTORE'da TIKLA