Güney İngiltere’de bulunan “Stonehenge Taşlarını” yılda iki milyon turistin ziyaret ettiğini bir Aydın ziyaretinde TOBB Başkanı Rıfat Hisarcıklıoğlu söylemişti.

O bunu söylemekle Aydın’ın meseleleriyle dertlenenlerin ufkunda yeni bir pencere açmıştı.

Nasıl açmasın, bizde her biri bir medeniyetin temsilcisi, bir devrin şahidi bir taş yığını olmanın dışında özelliği olmayan Stonehenge’le kıyaslanmayacak kıymette nice yerler ve eserler var?

Hangi birini sayalım?

Antik Çağ, Roma ve Helenistik dönem eserleri Didim Apollon Tapınağı… Milet Kenti… Efeler Üçgözler…

Söke Priene Kenti… Ortaklar Magnezya… Sultanhisar Nysa… Karpuzlu Alinda… Çine Alabanda… Karacasu Afrodisias…

Beylikler, Selçuklu ve Osmanlı Dönemi Eserleri:

Kuşadası Öküz Mehmet Paşa Kervansarayı… Koçarlı Cihanoğlu Kulesi ve Camii… Çine Ahmet Gazi Camii… Didim Balat İlyas Bey Camii ve Külliyesi…

Efeler Nasuhpaşa Külliyesi… Zincirli Han… Gümrükönü Hanı… Üveys Paşa Camii… Kırmızı Minareli Camii… Ramazan Paşa Camii… Cihanoğlu Külliyesi…

Köşk Yavuzköy Şemsi Paşa Camii… Yenipazar Donduran Beyler Kulesi… Yenipazar Alhan Hamamı ve Çeşmesi… Bozdoğan Arapapıştı Kanyonu…

Umurlu Çayyüzü Şehitliği… Köşk Karatepe Şehitliği… Efeler Kahveci Bilal Ağa Konağı… Yenipazar Yörük Ali Efe Evi… Nazilli Arpaz (Esenköy) Beyler Konağı…

Sayamadıklarımla birlikte bunlar Stonehenge’i her yönüyle gölgede bırakacak maddi kültür değerlerimiz ve zenginliklerimizdir.

Bir de daha el atılmayı bekleyen potansiyel zenginliklerimiz var.

Mesela termal kaynaklar…

Mesela Yaylalar:

Sultanhisar Ovacık… Karacasu Kahvederesi… Karpuzlu Hatıpkışla… Çine Kavşıt… Çine Gökbel… Yenipazar Koca Meşe… Yenipazar Alioğulları… Efeler Paşayaylası…

Başka…

Dünya markası Kuşadası… O kadar olmasa da Akbük gibi eşsiz bir koya sahip Didim… Uzun yaşam merkezi Nazilli ilçemiz…

 

Dahası… Aydın Yunan İşgaline direnen Efelerin memleketi… Kurtuluş Savaşı Müzesi için en uygun bölge…

Batı Anadolu Yörüklerinin yurdu… Yörük Müzesi yapılacak bir yer.

Adnan Menderes’in memleketi… “Menderes Külliyesi’nin” olmaması büyük eksiklik.

Bunlar bizim kültür ve turizm zenginliklerimiz… Bilene değeri bulunmaz hazinemiz.

Bu zenginliği layıkıyla değerlendiremediğimiz aşikâr olduğu için Sayın Hisarcıklıoğlu demişti ki,”ununuz var..şekeriniz var..ama helva yapanınız yok.”

Tarihi özellikten yoksun bir taş grubunu görmek için İngilizlerin bunca turisti memleketlerine çekebildiği bir devirde onunla kıyas kabul etmeyecek özellik ve güzellikteki hazine değerindeki eserlerimizden bu yönüyle biz niye yararlanamıyoruz?

Sorunun cevabı Kültür ve Turizm Müdürü’nün seçilmesinde ehliyetine, bilgisine, tecrübesine yani entelektüel bir kişiliğe sahip olup olmamasına dikkat edilmesiyle yakından ilgilidir.

Mesela Kanuni Süleymaniye Camii bitiminde İmamı hakkında hayli özellikli bir vasiyette bulunur.

Hafız olacak… Arapça ve Farsçayı konuşacak derecede iyi bilecek… Mukayeseli Dinler Tarihini bilecek… Dini İlimleri bilecek… Batı’dan bir dil bilecek… Sportmen olacak… Evli olacak, hanımı kendine eşdeğer olacak vs.

Tıpkı onun gibi diğer yerlere göre kültür mirası hem çok hem çeşitli Aydın’a Kültür Müdürü atanacak şahısta aranacak şartlar Aydın’ın konumuna uygun olmalıdır.

Bunu Diyanet İşleri Başkanlığı uyguluyor… Mesela İstanbul Müftüsü Prof. unvanlı akademisyenler arasından seçiliyor.

Çünkü ufku geniş, bilgi ve kültür derinliği olan yani entelektüel kimliğe sahip aydınlar ancak geleceğe projeksiyon tutabilirler. O ülkeyi veya kenti dönüştürebilir.

İlk araba “Ford Model T” henüz üretime geçmeden 1907’de yerel yönetimlerce Washington’da her ev için bir otopark zorunluluğu getirilmesi buna iyi bir örnektir.

Ama bu bizde olmuyor işte… Görüş ufkumuz seçime kadar olduğu için bir türlü ne ilerisini görebiliyoruz ne de helva karmayı planlayabiliyoruz.

Bütün icraatlarımız seçime yönelik… Atamalarımız da öyle…

Referans olanların kendi iş yerlerine şef bile yapmaktan sakınacakları mesela il başkanının akrabası, milletvekilinin yakını, ilçe başkanının kardeşi, belde başkanının oğlu olmanın dışında ehliyet ve liyakat namına hiçbir özelliği bulunmayan “kifayetsiz muhterislere” makam arayışı kabak tadı verdi.

Bir de Aydın’ın kendi ilinde sorun çıkaran bir bürokratı sığdırma yeri, ya da bir bakanın veya hatırlı şahsın ricasıyla yakınının atanma yeri gibi görülmesinden halka bıkkınlık geldi.

Bunlar bulundukları kurumu geriletmekten başka bir işe de yaramıyorlar.

Bunun en bariz örneği müdürlük tecrübesinden yoksun önceki milli eğitim müdürünün yönetme aczine düşünce milli eğitimi eş müdürlükle yönetmesiydi.

Şimdi bütün bunlar görmezden, bilmezden gelinerek aynı mantalite ile Bakanlığa önerilecek Kültür Müdürü aranıyor.

Yeter artık ağalar, beyler…

Birilerinin akrabaları, oğulları, gelinleri “yeteneksiz muhterislere” Aydın’ın kurumlarını ikram etmekten vazgeçin.

Bu şekilde gönüllediklerinizin “cehalete dayalı cesaretinden” istifade etme kurnazlığına da bir son verin.

Sayenizde altın çuval üzerinde oturmuş dilenen divaneye döndük.

Çünkü Hacivat’ın ceremesini Karagöz’ün ödediği gibi yaptıklarınızın bedelini bütün Aydın ödüyor.