Aydın Valisi Yavuz Selim Köşger, Haziran ayındaki valiler kararnamesiyle Bingöl Valiliği'nden Aydın Valiliği'ne atandı ve göreve başladı. Öncelikle kendisine görevinde başarılar diliyoruz.

Aydın Valisi Yavuz Selim Köşger, bir basın açıklaması sırasında “…Jeotermal müthiş bir kaynak. Yerin altından 240 derece buhar çıkıyor. Türkiye'de başka bir yerde yok. Jeotermal kaynağın yüzde 80'i Aydın'da. Jeotermal santral olarak kullanıldığında müthiş gelir elde ediliyor. 583 megavat kurulu güç var. 500 megavat da yatırım yapılıyor. Keban'dan daha büyük kapasite var. Türkiye, enerji fakiri bir ülke, 60 milyar dolar enerji ithal ediyoruz…” şeklinde açıklamada bulundu.

Sayın Vali göreve başlaması ile birlikte kendisine Aydınla ilgili brifing verilirken, jeotermal enerji ile ilgili bilgilendirmenin nasıl yapıldığını bilemiyoruz. Jeotermal tesislerin Aydın’da tarım, sağlık ve çevre kirliliğine etkileri konusunda bilgilendirildiğini umarak, Aydın Valisi Yavuz Selim Köşger’e sorular yöneltmek istiyorum.

Bugüne kadar genel olarak yazdığımız yazılarda ilgili kurumlara ve eski Aydın Valilerine sorular sormamıza rağmen hiçbir yanıt alamayınca, bir vatandaş olarak kentin en büyük mülki amiri olan Aydın Valisi Yavuz Selim Köşger’e sorularımı yöneltiyorum.

Sorularımı yöneltmeden önce bazı açıklamaları yapmamız doğru olacak.

2872 sayılı Çevre Kanunu gereğince çevre kirliliğine yol açan faaliyetler mahallin en büyük mülki idare amirince durdurulabileceği gibi Sağlık Bakanlığı kendiliğinden veya Çevre Bakanlığının talebi üzerine geçici olarak kısmen veya tamamen durdurma kararı verip bu kararın uygulanmasını en büyük mülki idare amirinden isteyebilir.

Çevre Yasasında faaliyetin durdurulması yetkisi 15 ve 16’ncı maddelerde olmak üzere iki ayrı maddede düzenlenmiştir. Bunlardan birincisi “faaliyetlerin durdurulması” başlığını, diğeri ise, “tehlikeli hallerde faaliyetin durdurulması” başlığını taşımaktadır. Çevre Yasası’nın 15’nci maddesinde faaliyetin durdurulması yetkisi şu şekilde düzenlenmiştir; “Bu kanunda yazılı yasaklara aykırı hareket eden veya kanunla belirtilen yükümlülükleri yerine getirmeyen kurum, kuruluş ve işletmelere mahallin en büyük mülki amiri, bu yasaklara aykırı faaliyeti düzeltmek ve kanunda belirtilen yükümlülükleri yerine getirmek üzere esasları yönetmenlikte belirlenen yeteri kadar bir süre verir. Bu süre içinde yasaklara aykırı hareket ve yükümlülüğü yerine getirmemekten dolayı ayrıca ceza verilmez. Bu süre sonunda bunları yapmayan kurum, kuruluş ve işletmelerin faaliyeti, yasağın veya yerine getirilmeyen yükümlülüğün çeşit veya niteliğine göre kısmen veya tamamen, süreli veya süresiz olarak durdurulur.”

Faaliyetin durdurulmasına ilişkin diğer hüküm ise 16’ncı maddede yer almaktadır. Bu madde “Çevre kirliliğinin toplum sağlığı yönünden tehlike yarattığı hallerde Sağlık ve Sosyal Yardım Bakanlığı kendiliğinden veya Çevre Bakanlığı’nın talebi üzerine, bu kirlenmeye yol açan faaliyetlerin geçici bir süre için kısmen veya tamamen durdurulmasına karar verir ve kararın uygulanmasına mahallin en büyük mülki amirinden ister. Söz konusu faaliyetler bu gibi hallerde, mahallin en büyük mülki amirinin, vereceği kararla da durdurulabilir. Bu karar derhal Sağlık ve Sosyal Yardım Bakanlığı ile Çevre Bakanlığı’na bildirilir” demektedir.

İlgili mülki idare amiri burada;

1-İlgili Bakanlığın verdiği durdurma kararını uygular,

2-Kendisi durdurma kararı verip uygulamaya koyar.

16.maddenin ilk fıkrası gereğince mülki idare amirinin faaliyetleri durdurma yetkisinin “çevre kirliliğinin toplum sağlığı yönünden tehlike yarattığı hallerde” kullanılması gerektiği ifade edilmiştir.

2872 sayılı Çevre Kanunu çevre koruma konusunda genel düzenlemeleri yapmış ve temel ilkeleri belirlemiştir. Çevre Kanunu ile belirlenen temel ilke ve düzenlemelerin hangi tür kirlenme olgusunda ne şekilde önleneceği yönetmeliklerle açıklanmış bulunmaktadır.

Hava Kalitesinin Korunması Yönetmeliği, izne tabi tesislerin ve bu tesislerin kurulması ve işletmesindeki temel yükümlülüklerini belirlemiş, Yönetmeliğin 25.maddesinde, izne tabi tesisin işleticisinin sınırlama ve ek düzenlemelere uymaması durumunda, yetkili makamın bunlara uyuluncaya kadar tesisi kısmen veya tamamen işletmeden alıkoyabileceği hükmü yer almaktadır. Yetkili makam, aynı yönetmeliğin 5.maddesine göre mülki amirdir. Mülki amirin işletmeyi faaliyetten men yetkisi yalnızca yönetmelikte yer alan sınırlama ve ek düzenlemelere uyulmaması ile sınırlı değildir. Yönetmeliğin 25/2 maddesi hükmünce tesisin gerekli izin alınmadan kurulmuş olması durumunda bu tesisler yetkili makam olan mülki amir tarafından kapatılabilir veya kaldırılabilir. Öngörülen kapatma veya faaliyetten men kararları Hava Kalitesinin Korunması Yönetmeliğinde yer alan usul, esas, önlem ve yasaklara uyulmaması durumunda alınacaktır. Yönetmelikte ayrıca tesislerin faaliyetten men’inden başka “kişi”lerin men’i söz konusudur. 25.maddenin 3.bendi gereğince mülki amir bir tesisi çalıştırmakla sorumlu operatör veya kişinin çevrenin korunması için uyulması gerekli şartlara uymadıkları hakkında bilgi edinirse, tesisin bu kişi veya operatör tarafından işletilmesini men edebilecektir. Tesisi işleten kuruluş, tesisin güvenilir bir kişi tarafından işletilmesi için izin başvurusunda bulunabilir. Bu başvuru üzerine mülki amir tarafından verilen izin şarta bağlı olabilir.

Su Kirliliği Kontrolü Yönetmeliğinde 2.maddede yönetmelikte faaliyetlerin durdurulması konusunda yetkili idare olarak Sağlık ve Çevre Bakanları ile birlikte en büyük mülki amirleri de belirlemiş bulunmaktadır. 39.maddede atık su deşarj izni verilirken idare tarafından konulmuş hükümlere uygun şekilde deşarj yapılmaması durumunda sınırlandırılabileceği veya geri alınabileceği öngörülmüş bulunmaktadır. Yukarıda, yönetmeliklerin incelenmesinde görüldüğü üzere yönetmeliklerde düzenlenen faaliyetin durdurulmasına ilişkin hükümler 2872 sayılı yasadaki düzenlemeye parelel yapıya sahip bulunmaktadırlar.

Tehlikeli Atıkların Kontrolü Yönetmeliği tehlikeli atıkların üretiminden nihai bertarafına kadar çevreye verilen zararların ortadan kaldırılmasına yönelik prensip, politika ve programların belirlenmesi için hukuki ve teknik esasları düzenlemek amacıyla yayınlanmıştır. Yönetmeliğin 7.maddesinde Valiliklerin görev ve yetkileri belirlenmiş bulunmaktadır. Bu hükme göre Valilikler diğer yetki ve görevlerle birlikte “İl sınırları içinde faaliyette bulunan ve bu yönetmelik kapsamına giren tesisleri tesbit ederek Çevre Bakanlığına bildirmekte, İl sınırları içinde atık taşınması ile ilgili faaliyet gösteren firmalara ve araçlara taşıma lisansı vermek, bu lisansı kontrol etmek, iptal etmek ve yenilemekle ve atık taşıması sırasında meydana gelebilecek kazalarda her türlü acil önlemi almak ve gerekli koordinasyonu sağlamakla görevli ve yetkilidir. Tehlikeli atıkların kontrolü yönetmeliği üretimden nihai bertarafına kadar olan üretimi,ihracatı, ithalatı, yönetiminde gerekli teknik ve idari standartlar sağlanması, üretiminin kaynağında en aza indirilmesi, üretimin kaçınılmaz olduğu durumlarda üretildiği yere en yakın mesafede bertaraf edilmesi, bertaraf tesisi kurulması ve bunların kontrolünde Çevre Bakanlığı’na, Valiliklere Büyükşehir Belediyeleri ile belediyelere yetki ve görev vermiştir. Valilikler 5442 sayılı İl İdare Kanunu gereğince ilde ayrı ayrı her bakanlığa temsilcisi ve yürütme vasıtasıdır. Bu nedenle bakanlığın yapacağı iş ve işlemler Valilikler eliyle gerçekleştirilir. Yönetmeliğin 25.maddesinde yer alan ve tehlikeli atıklar bertaraf tesislerinin lisans iptalinde Çevre Bakanlığı yetkili kılınmıştır. Ancak bu konuda gerek lisansa aykırı hususların tespiti gerekse iptal için girişimde bulunan birimi Valilik olarak belirlemek gerekmektedir.

Şimdi gelelim sorulara;

1)2872 sayılı Çevre Kanunu, Hava Kalitesinin Korunması Yönetmeliği, Su Kirliliği Kontrolü Yönetmeli, Tehlikeli Atıkların Kontrolü Yönetmeliği ve diğer ya sal düzenlemelerle Valiliklere çevre ihlalleri konusunda önemli bir görev vermişken, Aydın Valiliği ve Çevre İl Müdürlüğüne gelen resmi ihbarlar için ne yapılmaktadır?

2)Aydın’da jeotermal tesislerden sıvı ve gaz salınımına ilişkin ciddi bulgular ve iddialar varken, Aydın Valiliği ve Çevre İl Müdürlüğüne gece ve gündüz yüzlerce ihbarda bulunurken, Aydın Valiliği ve Aydın Çevre İl Müdürlüğü ekiplerini olay yerine göndererek (sıvı ve gaz) numune aldırıp, gerekli tahlilleri yaptırarak 2872 sayılı Çevre Yasası ve ilgili Yönetmelikler uyarınca verilen görevi yerine getirildi mi? Buna ilişkin istatistiki bilgiler nelerdir?

3)Çevre İl Müdürlüğü ihbar hattını gece arayarak jeotermal tesislerden doğaya sıvı ve gaz atık bırakıldığı ihbar edildiğinde yetkililer “gece nöbetçi ekibimiz yok, kimseyi gönderemeyiz” yanıtını verdi mi?

4)Çevre denetimi yapma yetkisi Aydın Valiliği ve Çevre İl Müdürlüğünde olmasına rağmen, Aydın Büyükşehir Belediye tarafından çevre ihlallerine yönelik olarak tutulan tutanaklar neden asıl kabul edilerek yasal işlem yapılmıyor?

5)“Jeotermalin Aydın üzerine etkileri” konulu yazıda[1] açıkladığım, ziraat mühendisi Doğan Akar tarafından hazırlanan “Jeotermal Santrallerin Çevresel Etkileri ” isimli bilimsel inceleme ile jeotermal tesislerden doğaya ve Menderese bırakılan sıvı atıkların çevreye verdiği tahribat somut olarak ortaya çıkmıştır.

“Jeotermalin Aydın Üzerine Etkileri 2” [2] başlıklı yazımda, İncirde Verim ve Kalite Üzerine Jeotermal Enerji Tesislerinin Olası Etkilerinin Belirlenmesi” isimli bilimsel inceleme ile jeotermal tesislerden havaya salınan gazın içeriğinin incir üzerinde olumsuz etkileri somut olarak ortaya konmuştur.

Bu ve bunun gibi birçok bilimsel inceleme ile Jeotermal tesislerden havaya ve doğaya salınan atık sıvı ve gazların yoğun bir şekilde ağır metaller içerdiği açıkça ifade edilmekteyken, Aydın ilindeki jeotermal tesislerden havaya salınan gaz değerleri takip edilmekte ve denetlenmekte midir? Buna ilişkin tespit edilen değerlerin açıklanmasını talep ediyorum.

 

6)Aydın Çevre İl Müdürlüğüne, ilgili kurumların ve vatandaşın talebine rağmen çevre ölçüm değerleri neden açıklanmıyor?

7)Aydın merkez Efeler ve jeotermal tesislerin bulunduğu tüm ilçelerde nem oranı değerleri nelerdir? Nem oranında artış sözkonusu mudur?

8)“Jeotermal ve Devekuşu” başlıklı yazımda [3] İzlanda da Adalbjorg Kristbjornsdottira ve Vilhjalmur Rafnsson tarafından gerçekleştirilen Cancer mortality and other causes of death in users of geothermal hot water (Kanser ölümleri ve jeotermal sıcak su kullanıcıları ölüm nedenleri) isimli bilimsel inceleme ile Jeotermal tesislerden havaya salınan gaza ve sıvıya maruz kalan alanlardan kanser oranının yüksek olduğu bilimsel olarak ortaya konmuştur.

akinyakan1.jpg

Aydın'da, Jeotermal tesislerden havaya salınan gaz Bor ve ağır metaller içerdiğine göre insan sağlığı bundan etkilenmekte midir? Türkiye’de kansere bağlı ölümler 2010-2013 arasında %18 iken, Aydın’da % 42 olarak tespit edilmiştir. Menderes nehrine yakın yerleşim yerlerinde kansere bağlı ölüm oranları oldukça yüksektir. Aydında sağlık ve ölüm oranları konusunda Aydın Valiliği herhangi bir çalışma yaptı mı? Buna ilişkin bilgiler nelerdir? Aydın İl Sağlık Müdürlüğü, Aydı ilindeki ölüm verilerini ve sağlık istatistiklerini talep edilmesine rağmen neden açıklamıyor?

9)Dünya Sağlık Örgütü’nün (WHO) son raporuna göre Türkiye’nin 6 kentinde hava kirliliği için belirlenen eşik değerler 4-5 kat aşılmış durumda. Dünya Sağlık Örgütü’nün verilerine göre Aydın, Türkiye’nin en kirli havasına sahip 8.şehirdir.

Aydın Valiliği, hava kirliliği ile ilgili herhangi bir inceleme yaptı mı? Buna ilişkin teknik değerler nelerdir? Hava kirliliğinin nedenleri nelerdir?

 

akinyakan2.jpg

10)Çevre ve Şehircilik Bakanlığı verilerine göre, yaz döneminde yapılan hava kirliliği ölçümlerinde Aydın’ın en kirli 2.il olduğu tespit edilmiştir.

Isınmadan kaynaklanan hava kirliliğinin mevcut olmadığı yaz döneminde bu kadar ciddi bir hava kirliliğinin kaynağı ne nedir?

 

11)Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, Türkiye çapında 81 ilin su, hava, atık ve gürültü kirlilik durumunu ortaya koyduğu 2015 tarihli Türkiye Çevre Sorunları ve Öncelikleri Değerlendirme Raporu'na göre su kirliliğinde Ege Bölgesinde Aydın 1. sıradadır.

Aydın Valiliği olarak su kirliliği ile ilgili olarak Aydın’da herhangi bir inceleme yapıldı mı? Su kirliliğin Aydında bu kadar yüksek olmasının nedeni nedir? Bu hususta hangi önlemler alındı?

 

Sadece sıradan bir vatandaş olarak soru sorma hakkımı kullanıyorum.

 

 

 

 

[1] https://www.aydinpost.com/jeotermalin-aydin-uzerine-etkileri-890yy.htm

[2] https://www.aydinpost.com/jeotermalin-aydin-uzerine-etkileri-2-912yy.htm

[3] https://www.aydinpost.com/jeotermal-ve-devekusu-939yy.htm