Geçen hafta; periscope canlı yayınında ülke gündemine ara verip Aydın'ı konuşalım dedik.

Bir dokunduk, bin ah işittik.

Aman yarabbi! herkes her şeyi biliyor, maşallah bülbül gibi..

Programa katılan herkesin ortak derdi;

-Trafik sorunu,

-Hava kirliliği,

-Cadde ve sokakların pisliği,

-Yolların bakımsızlığı ve sık sık yapılan kazılar,

-Denizli’deki şehirleşme ve kalkınmayı örnekleyip, Aydın ile kıyaslama yapmak,

-Aydın'ın hızla megaköye dönüşmesi,

-işsizlik,

-Fahiş su paraları,

-Şehirde hiç bir soruna çözüm getirilmemesi,

-Belediyelerden şikayetler,

-Siyasilerden ve yöneticilerden yakınmalar,

uzayıp gidiyor.

Daha önce yazdığım gibi; Aydın gibi batıda bir Ege ilinde yaşayanların %68'i geleceklerinde umutsuz ve mutsuz.

Bu kentte yaşayanların sorunları bilmesi çok güzel.

Ancak ; herkes şehri yönetenleri suçluyor, sorumlu tutuyor.

Bu çok büyük yanlış.

Topu bal gibi taca atmak.

Bu şehrin hızla köye dönüşmesi, hiç bir sorunu çözememesi, 50 kuruşluk ekmek ve çay ile yetinmesinin sorumluluğunu başkalarının üzerine atması, evde temizlik yaparken pislikleri halının altına süpürmekle anlı anlama gelir.

Yediden yetmişe herkes; Aydın'a yazık oluyor, diye söze başlayıp, Denizli’den örneklerle devam ediyorsa, lafın sonunu tüm bunların suçlusu ve sorumlusu biziz deyip bitirmelidir.

Evet, suçlu ve sorumlu aramayalım.

TEK SUÇLU VE SORUMLU AYDIN HALKIDIR.