CHP Genel Başkan Yardımcısı Sencer Ayata, Başbakan Erdoğan’ın, son dönemde kullandığı söyleme tepki göstererek, “Nerede toplumda bir çatlak, bir yarık var, o yarığa çoğunluğun desteğini alıp yüklenmeye çabalıyor. Bu çoğunluk değerlerinin karşısında kadınlar da olabilir, farklı siyasi görüşler, inanç grupları da... Başbakan da, AKP de ‘Biz bu çoğunluk gücünü o farklılıklara karşı kışkırtarak, mobilize edelim’ derdindeler” dedi. 
 
CHP’nin raporlarının mimarı Sencer Ayata, Ankara Temsilcisi Deniz Zeyrek’le birlikte yaptığımız ziyarette Radikal’in sorularını yanıtladı. Kenan Evren’in evinde ifade vermesine ilişkin olarak, 12 Eylül’den sonra askeri vesayete karşı her kesimde bir duyarlılık oluştuğunu belirten Ayata, “Askeri vesayet sadece AKP’nin meselesi değil. Son durumda AKP askeri darbe meselesini bir siyasi rant olarak kullanmaya başladı, bunun gösterişine kaçtı. Sonunda insan hakları ihlallerine de varan birtakım uygulamalar yaptı” dedi. CHP olarak, askeri vesayete karşı AKP de dahil hiçbir partinin gerisinde kalmayan bir görüş ortaya koyduklarını söyleyen Ayata, “Genelkurmay Başkanı, Meclis komisyonlarına zaman zaman gelip, soruları yanıtlasın dedik. Güvenlik bürokrasisinin de Meclis’e hesap vermesi üzerinde durduk” diyor. 
 
Başbakan Erdoğan’ın ‘Kutuplaşmayı keskinleştirerek oy mobilizasyonu modeli’ni uygulamaya çalıştığını söyleyen Ayata, şöyle konuştu: “2007’de AKP’nin seçim kampanyasının iki teması vardı. ‘Hizmet veren partiyiz’ ve ‘Demokrasiyi temsil eden partiyiz’ diyorlardı. Referandumda tema değişti. ‘Toplumda ayrışan noktalar var. O ayrışan noktalarda daha tepkisel olan değerleri harekete geçirelim, diğerlerini bu şekilde sıkıştıralım, muhalefeti de onların temsilcisi olarak gösterelim’ istediler. Bu politikanın esası kutuplaştırma yoluyla siyasi rant elde etme çabasıdır. Bu artık dış kamuoyunu bile rahatsız eder hale geldi.” 
 
"PROJELERDE UÇMADIK" 
Hazırladıkları tüm projelerin maliyet boyutunu çok iyi çalıştıklarını dile getiren Ayata, “Bu çalışmayı da Faik Öztrak yaptı. Bana gelen birçok sosyal içerikli projeyi kendisine sordum, hatta ‘buna para veriyor musun’ diye espriler yaptık. Tüm projelerin maliyet boyutu Öztrak’ın süzgecinden geçti. Aksi halde ‘CHP ciddiyetsiz’ denirdi ve biz çok uçabilirdik. Uçmadık” diye konuştu. CHP’ye yöneltilen kaynak sorusunun tamamen ideolojik olduğunu düşünen Ayata, “Hiç düşünmeden bir kanal projesine milyarlar biçebiliyor. O vaat, iktidar partisinden gelince kimse ona dönüp de ‘bunun kaynağını nereden bulacaksınız’ diye sormuyor. Kanal İstanbul bana göre ciddi bir proje değil, güzergâhı, maliyeti belli olmayan teklife proje denmez niyet denir” eleştirisi yaptı. 
 
"AİLE SİGORTASI" SEÇİMİN GÜNDEMİ 
AKP projelerinde ‘bir göz boyama, gösterişçi bir boyutun’ var olduğunu dile getiren Ayata, “Biz daha vizyoner, Türkiye’yi çok daha ileriye götürecek projeler ortaya attık. Projelerimizi hazırlarken fazla zamanımız yoktu. ‘Çılgın’ kelimesi başka anlama geldi ama gerçekten çılgın bir tempoyla çalıştık. İstediğimiz kadar da iyi anlatamadık projelerimizi ama halkın gündemi, AKP’lilerin de itiraf ettiği gibi, bu seçim sürecinde aile sigortası oldu. Kim iktidara gelirse gelsin aile sigortasını belki biraz modifiye ederek uygulayacaktır.”